Ben Mata Hari
Ajanların en acemisi olmama rağmen,Suzan'ın tetiklemesiyle başlayan,gizli istihbaratlarla gerçekleştirdiğimiz organizasyonun bana faydası oldu mu..?
HAYIIRRR:!!
Bu aşamada telaşımı belli etmemek adına yaptığım saçmalıklarla,kalabalıkta yarattığım kaosla (İçeride 3 öğrenciyle ders yapan Işıl var.Ulu manitu,büyük ortak İbrahim Bey gelmiş,masanın üstü yeni gelmiş mallar ve fiyat etketi ve ben çok arayıp bulduğum saçma bir yalan olan "ablam dükkanı bulamıyor gidip karşılıyayım"diyerek ortalığı karışık bırakıp,dışarı kaçmak gibi),üstüme atlamaya hazır diken diken saçlı bir ron ron,internetin bozulmasıyla iletişim bozukluğu,işlerin aksamaması için mekik dokumak,rejim uğruna pastaya şöyle bir dokunmak....
Pekiii size faydası oldu muu..?
EVEETTT..!!
Herşeyden önce,farklı bir konuyla meşgul olmak.veee en önemlisi; BLOG KARDEŞLİĞİNİN,dostluk ve sevgi temellerine dayalı olduğuna şahit olmanız...
Hepinizin ayağına sağlık.
Sürpriz parti diye buna denir.!
Ayşem,Canım arkadaşım.
İyi ki doğdun.!!!
Sana sevdanın yolları,bana kurşunlar...!
Aslında Ayşem uyanıktır.Eğer "Bakeshoptannotlar.blogspot"unu hazırlıyor olmasaydı,çoktan anlardı birşeyler çevirdiğimizi.Allahtan transa geçmişti.
Pınar(hane halkımda yazılı-pınar'ın klubesi-) o anları o kadar güzel yakalamış ki,ona yazdığım yorumu aynen yazdım ki ,resimli anlatımlaı onun bloğunda görün istedim.
Yalnız,benim kırmızılı ve Ayşem'in yeşilli mavili giysilerimiz muhteşem bir uyum içinde.
Menemen gibi olmuşuz..
31 Ağustos 2007 Cuma
30 Ağustos 2007 Perşembe
Tanrı---Şeytan
TANRI cenneti ve dünyayı yarattığı zaman insanlar uzun yaşasın ve sağlıklı olsun diye yeryüzünü brokoli, ıspanak, karnıbahar ve her çeşit yeşil, sarı ve kırmızı renkli sebzelerle donattı.
Şeytan tanrının yarattığı nimetleri kullanarak tereyağlı börekleri, pastaları yarattı ve Adem ile Havva'ya sordu çikolata da ister misin diye. Evet dediler. İkisi de 5'er kilo şişmanladılar.Şeytan keyifle sırıttı.
TANRI insanlar sağlıklı olsunlar, vücut ölçülerini korusunlar diye sağlık kaynağı yoğurdu yarattı
Şeytan buğdaydan beyaz unu, şeker kamışından şekeri aldı, karıştırdı. Havva iki beden büyük örtünmeye başladı.
TANRI benim yeşil salatalarımdan deneyin dedi.
Şeytan mayonezli salata sosları yaparak, tereyağlı, sarımsaklı kızarmış ekmekle ikram etti.
TANRI hafif sünger gibi beyaz bir kek yaparak Angel Food Cake adını verdi.
Şeytan çikolatalı keki icat etti. Adını Devil's Food koydu.
TANRI koşsunlar spor yapsınlar da aldıkları fazla kilolarını versinler diye spor ayakkabılarını verdi.
Şeytan kablolu TV ve uzaktan kumandayı vererek Adem'in kanal değiştirmek için bile kalkmasına gerek bırakmadı. Adem ve Havva TV karşısında kah ağlayarak, kah gülerek şişmanlamaya devam ettiler.
TANRI iyi beslensinler diye haşlanmış patatesi yarattı.
Şeytan patatesi haşlamadan soydu ve yağda iyice kızartarak sundu. Kilo almaya devam ettiler.
TANRI hiç olmazsa biraz sağlıklı beslensinler diyerek yağsız biftek önerdi.
Şeytan Mc Donald's double cheeseburger yanında kızarmış patates isteyip istemediklerini sordu. Adem evet dedi,super big olsun.Şeytan güzeeel dedi.Adem cardiac arrest oldu.
TANRI acilen bypass cerrahiyi geliştirdi.
Şeytan hemen hastanelerdeki ameliyat sırası beklemeyi icat etti.
.................................................
..............................................
Bunu hepimiz için çaldım.Tamamen duygusal...:)
Rejimi tetikleyen bir yazı...
Bunu okuyan kesinlikle zayıflamayı hedefleyecektir.
Biraz ürkütücü bir tablo ama kesinlikle doğru hedefe götüren bir amaç ...
Teşekkürler Dilaraaaa..Seni de hane halkım'a ekledim. :D
Şeytan tanrının yarattığı nimetleri kullanarak tereyağlı börekleri, pastaları yarattı ve Adem ile Havva'ya sordu çikolata da ister misin diye. Evet dediler. İkisi de 5'er kilo şişmanladılar.Şeytan keyifle sırıttı.
TANRI insanlar sağlıklı olsunlar, vücut ölçülerini korusunlar diye sağlık kaynağı yoğurdu yarattı
Şeytan buğdaydan beyaz unu, şeker kamışından şekeri aldı, karıştırdı. Havva iki beden büyük örtünmeye başladı.
TANRI benim yeşil salatalarımdan deneyin dedi.
Şeytan mayonezli salata sosları yaparak, tereyağlı, sarımsaklı kızarmış ekmekle ikram etti.
TANRI hafif sünger gibi beyaz bir kek yaparak Angel Food Cake adını verdi.
Şeytan çikolatalı keki icat etti. Adını Devil's Food koydu.
TANRI koşsunlar spor yapsınlar da aldıkları fazla kilolarını versinler diye spor ayakkabılarını verdi.
Şeytan kablolu TV ve uzaktan kumandayı vererek Adem'in kanal değiştirmek için bile kalkmasına gerek bırakmadı. Adem ve Havva TV karşısında kah ağlayarak, kah gülerek şişmanlamaya devam ettiler.
TANRI iyi beslensinler diye haşlanmış patatesi yarattı.
Şeytan patatesi haşlamadan soydu ve yağda iyice kızartarak sundu. Kilo almaya devam ettiler.
TANRI hiç olmazsa biraz sağlıklı beslensinler diyerek yağsız biftek önerdi.
Şeytan Mc Donald's double cheeseburger yanında kızarmış patates isteyip istemediklerini sordu. Adem evet dedi,super big olsun.Şeytan güzeeel dedi.Adem cardiac arrest oldu.
TANRI acilen bypass cerrahiyi geliştirdi.
Şeytan hemen hastanelerdeki ameliyat sırası beklemeyi icat etti.
.................................................
..............................................
Bunu hepimiz için çaldım.Tamamen duygusal...:)
Rejimi tetikleyen bir yazı...
Bunu okuyan kesinlikle zayıflamayı hedefleyecektir.
Biraz ürkütücü bir tablo ama kesinlikle doğru hedefe götüren bir amaç ...
Teşekkürler Dilaraaaa..Seni de hane halkım'a ekledim. :D
29 Ağustos 2007 Çarşamba
Okuyun Çok Çok Bilgilenin !! MENAPOZ :)
Aslında menapoz,kadınların tahmin ettiği gibi korkulacak birşey olmayıp,vücudun kendi diliyle konuşmasıdı diyebiliriz.
Şöyle ki:
Normal zamanda"başım ağrıo,bu gece olmas"ları yutmak zorunda kalan erkekler,zaman gelip te tahammül sınırları zorlanınca doğal olarak karşı savunmaya geçerler.Bu noktada da.kadın vücudunun doğası gereği vermiş olduğu bir tepkiyi doğurur:MENAPOZ
Şimdi sözcüğü birazcık açalım...
Menapoz,ingilizceden dilimize geçmiş bir sözcük olup "Menapause"şeklinde yazılır.
Sözcüğü hecelere ayırdığımız zaman karşımıza şöyle bir şey çıkar:
-MEN A PAUSE-
Yani... Tercümesi....
-ADAM ! Bİ DUR!
ya da
-DUR ! BE ADAM !
ya da
-YA DUR Bİ ALLAHINI SEVERSEN ALLAH ALLAH :) :)
............................................................................................................
Ben uslanmaz bir hırsız oldum. Yine alıntı aşırdım.
Ama haksız mıyım.Güzel ve esprili yazılar görünce dayanamıyorum.Kleptomani mi oldum acaba...?
Okumanızı,hatta bloğa girip okumanızı istiyorum.Zeynep Kıbrıs'a gittiği için teknoloji artistliği yapamıyacağım.Hane halkım'a dahil ettiğim 'Tembelisi'den çaldığım bu yazı ve nicelerini oradan bulabilirsiniz.Sanırım bunun ucu da "incir çekirdeği"ne dayanıyor.Müthiş bir ekip çalışmasıyla ortaya çıkan blog ta bir gülüyor,bir düşünüyorsunuz.
Sizinle paylaşmak istedim.
GÜLÜMSEYİN:::)) !
Şöyle ki:
Normal zamanda"başım ağrıo,bu gece olmas"ları yutmak zorunda kalan erkekler,zaman gelip te tahammül sınırları zorlanınca doğal olarak karşı savunmaya geçerler.Bu noktada da.kadın vücudunun doğası gereği vermiş olduğu bir tepkiyi doğurur:MENAPOZ
Şimdi sözcüğü birazcık açalım...
Menapoz,ingilizceden dilimize geçmiş bir sözcük olup "Menapause"şeklinde yazılır.
Sözcüğü hecelere ayırdığımız zaman karşımıza şöyle bir şey çıkar:
-MEN A PAUSE-
Yani... Tercümesi....
-ADAM ! Bİ DUR!
ya da
-DUR ! BE ADAM !
ya da
-YA DUR Bİ ALLAHINI SEVERSEN ALLAH ALLAH :) :)
............................................................................................................
Ben uslanmaz bir hırsız oldum. Yine alıntı aşırdım.
Ama haksız mıyım.Güzel ve esprili yazılar görünce dayanamıyorum.Kleptomani mi oldum acaba...?
Okumanızı,hatta bloğa girip okumanızı istiyorum.Zeynep Kıbrıs'a gittiği için teknoloji artistliği yapamıyacağım.Hane halkım'a dahil ettiğim 'Tembelisi'den çaldığım bu yazı ve nicelerini oradan bulabilirsiniz.Sanırım bunun ucu da "incir çekirdeği"ne dayanıyor.Müthiş bir ekip çalışmasıyla ortaya çıkan blog ta bir gülüyor,bir düşünüyorsunuz.
Sizinle paylaşmak istedim.
GÜLÜMSEYİN:::)) !
27 Ağustos 2007 Pazartesi
21 Ağustos 2007 Salı
İSTİKBAL MARŞI
Blogları gezerken,bir ara baktım ki sürekli gülüyorum.Aşağıya indikçe bir kahkahayla gülüyorum,bir düşünmek zorunda kalıyorum.İnanılmaz hoşuma giden bloglardan biri.Üstelikte tam zayıflama kararı(ufukta dizim göründüüüü) almışken ve çocuklarımın kapıyı kilitledikleri bir anda karşıma çıkan bir şiir.Okuyun lütfen.Haklı olduğumu göreceksiniz.
Sanki bana yazılmış.
Kendisinden izin almadan bloğuma aktardım.Sevgili"incir çekirdeğini doldurmaz" umarım bana kızmazsın.Ama paylaşmalıyım.
Ve isterim ki herkes senin bloğunu okusun.
Korkma olmaz bişey sende bu irade oldukça
Sönmez buzdolabının ışığı arıza olmadıkça
O senin payına düşen, pasta börek poaça
O da senin bu da senin hepsi senindir ancak
Yapma kurban olayım spor diyet derken kendine eziyet
Ye pişir, aşır taşır olsun afiyet
Sonra okuma "su içsem yarıyor" diye lanet
Hakkındır yiyecen tabi, yemektedir asıl marifet
Ben ezelden beridir tombuldum tombul yaşarım
Hangi çılgın mutfağıma kilit vuracakmış şaşarım
Kükremiş sel gibiyim, kaybederim kendimi üstünden aşarım
Düştümü Şekerim tansiyonum, köşedeki bakkala koşarım
Mabadımın dört yanı olmuşsa hamurdan duvar
Benim o mabada sebep iştahım var
Onların kalorisi varsa yerim yapmam ar
Nolmuş yani beni almazsan yar
NOT: HER HAKKI SAKLIDIR, ÖZÜME AİTTİR, YARIN ÖBÜR GÜN YOK BEN YAZMIŞTIM BENİMDİ OLMASIN,
Sibel SSular
Sanki bana yazılmış.
Kendisinden izin almadan bloğuma aktardım.Sevgili"incir çekirdeğini doldurmaz" umarım bana kızmazsın.Ama paylaşmalıyım.
Ve isterim ki herkes senin bloğunu okusun.
Korkma olmaz bişey sende bu irade oldukça
Sönmez buzdolabının ışığı arıza olmadıkça
O senin payına düşen, pasta börek poaça
O da senin bu da senin hepsi senindir ancak
Yapma kurban olayım spor diyet derken kendine eziyet
Ye pişir, aşır taşır olsun afiyet
Sonra okuma "su içsem yarıyor" diye lanet
Hakkındır yiyecen tabi, yemektedir asıl marifet
Ben ezelden beridir tombuldum tombul yaşarım
Hangi çılgın mutfağıma kilit vuracakmış şaşarım
Kükremiş sel gibiyim, kaybederim kendimi üstünden aşarım
Düştümü Şekerim tansiyonum, köşedeki bakkala koşarım
Mabadımın dört yanı olmuşsa hamurdan duvar
Benim o mabada sebep iştahım var
Onların kalorisi varsa yerim yapmam ar
Nolmuş yani beni almazsan yar
NOT: HER HAKKI SAKLIDIR, ÖZÜME AİTTİR, YARIN ÖBÜR GÜN YOK BEN YAZMIŞTIM BENİMDİ OLMASIN,
Sibel SSular
20 Ağustos 2007 Pazartesi
SOSYAL SORUMLULUK
LÖSEMİLİ ÇOCUKLAR KENTİ İÇİN ACİL DESTEK ARANIYOR
Düzenleyen:LÖSEV-Lösemili Çocuklar vakfı
Tarih:Kampanya olumlu yanıt alana kadar sürecek
Yer;LÖSEV
İçerik:LÖSEV;Lösemili ve tüm kanserli çocukları kucaklayacak,yaşama bağlanacak ve tüm dünyaya örnek olabilecek Lösemili Çocuklar kenti adı altında dev bir tesis kurmayı hedefliyor.
Tüm banka şubelerinden,havale ücreti ödemeden 0660 no'lu ortak hesaba birYTL bile bağış yapılabilir.
Web:www.losev.org.tr
Telefon:(0312)447 06 60
(0212)268 68 68
------------------------------------------
ŞANSINIZI ARARKEN ENGELLİ ÖĞRENCİLERE UMUT VERİN
İlk etepta 25 başarılı,engelli öğrencinin 1 yıllık eğitim ihtiyacını karşılayacak'Eğitim için El Ele' projesi,Bilyoner.com'un yaklaşık 500 bin üyesinden destek bekliyor.
Bilyoner.com Genel Müdürü Sait Kayahan,
2004'ten bu güne faaliyet gösterdikleri şans oyunları seköründe,doğrudan ve dolaylı olarak,Türk sporuna katkıda bulunduklarını belirterek;
-Topluma faydalı olmak için sosyal sorumluluk bilinciyle bir adım atmayı planlarken,hem eğitim hem de spora yapmak istediğimiz katkıyı,engelli vatandaşlarımıza yönelik bir çalışmayla hayata geçirmeyi daha uygun bulduk.TESYEV le ortaklaşa hayata geçirdiğimiz 'Eğitim için EL Ele'Projesinin amacımız tam olarak hizmet ettiğine inanıyoruz.diyor.
Tesyev'in belirlediği 25 başarılı,engelli öğrencinin eğitim ihtiyacının üzerinde olurs,burs imkanlarının yanısıra ameliyat,protez ve rehabilitasyon gibi sağlık yardımlarına da katkıda bulunmayı hedefliyoruz.
www.bilyoner.com
www.tesyev.org
Düzenleyen:LÖSEV-Lösemili Çocuklar vakfı
Tarih:Kampanya olumlu yanıt alana kadar sürecek
Yer;LÖSEV
İçerik:LÖSEV;Lösemili ve tüm kanserli çocukları kucaklayacak,yaşama bağlanacak ve tüm dünyaya örnek olabilecek Lösemili Çocuklar kenti adı altında dev bir tesis kurmayı hedefliyor.
Tüm banka şubelerinden,havale ücreti ödemeden 0660 no'lu ortak hesaba birYTL bile bağış yapılabilir.
Web:www.losev.org.tr
Telefon:(0312)447 06 60
(0212)268 68 68
------------------------------------------
ŞANSINIZI ARARKEN ENGELLİ ÖĞRENCİLERE UMUT VERİN
İlk etepta 25 başarılı,engelli öğrencinin 1 yıllık eğitim ihtiyacını karşılayacak'Eğitim için El Ele' projesi,Bilyoner.com'un yaklaşık 500 bin üyesinden destek bekliyor.
Bilyoner.com Genel Müdürü Sait Kayahan,
2004'ten bu güne faaliyet gösterdikleri şans oyunları seköründe,doğrudan ve dolaylı olarak,Türk sporuna katkıda bulunduklarını belirterek;
-Topluma faydalı olmak için sosyal sorumluluk bilinciyle bir adım atmayı planlarken,hem eğitim hem de spora yapmak istediğimiz katkıyı,engelli vatandaşlarımıza yönelik bir çalışmayla hayata geçirmeyi daha uygun bulduk.TESYEV le ortaklaşa hayata geçirdiğimiz 'Eğitim için EL Ele'Projesinin amacımız tam olarak hizmet ettiğine inanıyoruz.diyor.
Tesyev'in belirlediği 25 başarılı,engelli öğrencinin eğitim ihtiyacının üzerinde olurs,burs imkanlarının yanısıra ameliyat,protez ve rehabilitasyon gibi sağlık yardımlarına da katkıda bulunmayı hedefliyoruz.
www.bilyoner.com
www.tesyev.org
Kemerleri bağla
Erzurum havaalanında yolcular uçağa binmiş,kapılar kapanmış ve hostes anonsa başlamış;
-Lütfen kemerlerinizi bağlayınız.
Kimse bağlamamış.Hostes durumu pilota anlatmış.Pilot mikrofonu almış,
-Hele dadaşlar,kemerlerinizi bağlayın da havalanak!
Herkes kemerlerini bağlamış.Hostesin şaşkınlığını gören pilot şöyle demiş;
-Erzurumlu,kadın lafıyla iş yapmaz!
19.08.2007 Hürriyet Şükrü Kızılot
-Lütfen kemerlerinizi bağlayınız.
Kimse bağlamamış.Hostes durumu pilota anlatmış.Pilot mikrofonu almış,
-Hele dadaşlar,kemerlerinizi bağlayın da havalanak!
Herkes kemerlerini bağlamış.Hostesin şaşkınlığını gören pilot şöyle demiş;
-Erzurumlu,kadın lafıyla iş yapmaz!
19.08.2007 Hürriyet Şükrü Kızılot
19 Ağustos 2007 Pazar
Gülümseyen MENOPOZ
O'nun ayrı bir özelliği var.Yaşam kalitesini etkileyen,genelde olumsuz farklılaşma yaratan çok özel bir zaman dilimi.
Evet Hanımlar! Ne demişler:
"Hayat üç buçukla dört arasındadır.Ya üç buçuk atarsın,ya da dört dörtlük yaşarsın."
Benim yaklaşımım,ergeç başımıza gelecek olanı en mükemmel şekilde karşılayıp,en az hasarla bitirmektir.Ve çok araştırarak konu hakkında bilgi toplamayı seviyorum.Gazetelerde rastladığım yazıları,kesip saklarım.Dün benzer yazıları ayırarak gruplara ayırdım.Faydasının olacağını düşündüğüm,uzmanların hazırladığı bazı formül ve yolları sizinle paylaşmalıyım.
MENAPOZ SIKINTILARINI GİDEREN İKSİR:
50 gr.civan perçemi
50 gr.hayıt tohumu
50 gr.çoban çantası
50 gr.adaçayı
25 gr.papatya
25 gr.melisa
25 gr. kantaron
Yapraklı olan malzemeleri çay gibi demleyip beş dakika bekletin.Diğer malzemeleri un haline getirdikten sonra çayın içine karıştırın.Gün içinde soğuk olarak üç bardak için.
Bu iksir onbeş gün boyunca her gün içilmeli,bir süre ara verildikten sonra tekrarlanmalıdır.
Faydaları:
-Civan perçemi adet söktürücü,genital akıntıları gidermede etkilidir.
-Hayıt tohumu Hormonları dengeler.
-Çoban çantası kas erimesi ve kas gevşekliği tedavisinde fayda sağlar.
-Adaçayı sinirleri teskin eder,kanı temizler.
-Papatya sakinleştirici ve yatıştırıcıdır.
-Melisa huzursuzluk ve sıkıntıları giderir.
-Kantaron doğal antidepresandır.
Kaynak:Suna Dumankaya ile Doğal Mucizeler(Mayıs ayında gazete eki)
KEMİK ERİMESİ İÇİN KEMİKLERİ GÜÇLENDİRME
1 çorba kaşığı öğütülmüş çam sakızı,1 çorba kaşığı öğütülmüş çörekotu,1 kahve fincanı keçi boynuzu pekmezi.
Çam sakızı,öğütülmüş çörekotu ve keçiboynuzu pekmezi karıştırılıp,kavanoza koyulur.Sabah-akşam bir tatlı kaşığı tüketilir.
Üzerine bir bardak su içilir.
Kaynak:19 08 2007 sabah gazetesi Suna Dumankaya Köşesi
OSTEOPOROZU ENGELLEYİN
Her gün spor yapın,her gün bir bardak süt için,hergün 10 dakika güneşlenin.Menapozu izleyen yaşlarda,65-70 yaşları arasında,kadınlar ve erkekler kemiklerini hızla kaybederler;kalsiyumun sindirim sisteminde emilimi her iki cins için de azalır.Kemik kaybı arttığında,kemiklerin kırılma ve çatlama oranı da artar.
Risk etkenlerinin başında cinsiyet(kadınlarda risk erkekler oranla 4 kat fazla),yaş, kalsiyum eksikliği,ırk,hareketsiz yaşam,kalıtım,sigara ve alkol tüketimi.Kemik bir kere azaldığında bir daha yerine yenisinin gelmesi güçleşir.Kemik yoğunluğunnu artıran en önemli faaliyet,düzenli yapılan spordur.
Kemik sağlığınızı korumak için yapmanız gerekenler zor şeyler değildir.
Sigara ve içki alışkanlıklarını bırakmak ve hareketli olmak bunların başında gelir.
Alınması gereken gıdalar:Süt sevmeyenler için yoğurt,peynir,ve dondurma,koyu yeşil yapraklı bitkiler,deniz ürünleri,badem gibi yiyecekler.
Spor yapmak da yine kasları ve kemikleri güçlendirir.Bunlar arasında yokuş yukarı yapılan yürüyüş,merdiven inip çıkma,takım sporları ve ağırlık kaldırma gibi sporlar dayanıklılığı arttırdığı için yararlıdır.
Kaynak:Kozmetik Dermotolog
Dr.Yasemin Fatih Amato ile bilimsel ve pratik çözümler(Hürriyet gazetesi eki)
Hepimizin sağlıklı ve bilinçli bir hayatı neden olmasın.?
Evet Hanımlar! Ne demişler:
"Hayat üç buçukla dört arasındadır.Ya üç buçuk atarsın,ya da dört dörtlük yaşarsın."
Benim yaklaşımım,ergeç başımıza gelecek olanı en mükemmel şekilde karşılayıp,en az hasarla bitirmektir.Ve çok araştırarak konu hakkında bilgi toplamayı seviyorum.Gazetelerde rastladığım yazıları,kesip saklarım.Dün benzer yazıları ayırarak gruplara ayırdım.Faydasının olacağını düşündüğüm,uzmanların hazırladığı bazı formül ve yolları sizinle paylaşmalıyım.
MENAPOZ SIKINTILARINI GİDEREN İKSİR:
50 gr.civan perçemi
50 gr.hayıt tohumu
50 gr.çoban çantası
50 gr.adaçayı
25 gr.papatya
25 gr.melisa
25 gr. kantaron
Yapraklı olan malzemeleri çay gibi demleyip beş dakika bekletin.Diğer malzemeleri un haline getirdikten sonra çayın içine karıştırın.Gün içinde soğuk olarak üç bardak için.
Bu iksir onbeş gün boyunca her gün içilmeli,bir süre ara verildikten sonra tekrarlanmalıdır.
Faydaları:
-Civan perçemi adet söktürücü,genital akıntıları gidermede etkilidir.
-Hayıt tohumu Hormonları dengeler.
-Çoban çantası kas erimesi ve kas gevşekliği tedavisinde fayda sağlar.
-Adaçayı sinirleri teskin eder,kanı temizler.
-Papatya sakinleştirici ve yatıştırıcıdır.
-Melisa huzursuzluk ve sıkıntıları giderir.
-Kantaron doğal antidepresandır.
Kaynak:Suna Dumankaya ile Doğal Mucizeler(Mayıs ayında gazete eki)
KEMİK ERİMESİ İÇİN KEMİKLERİ GÜÇLENDİRME
1 çorba kaşığı öğütülmüş çam sakızı,1 çorba kaşığı öğütülmüş çörekotu,1 kahve fincanı keçi boynuzu pekmezi.
Çam sakızı,öğütülmüş çörekotu ve keçiboynuzu pekmezi karıştırılıp,kavanoza koyulur.Sabah-akşam bir tatlı kaşığı tüketilir.
Üzerine bir bardak su içilir.
Kaynak:19 08 2007 sabah gazetesi Suna Dumankaya Köşesi
OSTEOPOROZU ENGELLEYİN
Her gün spor yapın,her gün bir bardak süt için,hergün 10 dakika güneşlenin.Menapozu izleyen yaşlarda,65-70 yaşları arasında,kadınlar ve erkekler kemiklerini hızla kaybederler;kalsiyumun sindirim sisteminde emilimi her iki cins için de azalır.Kemik kaybı arttığında,kemiklerin kırılma ve çatlama oranı da artar.
Risk etkenlerinin başında cinsiyet(kadınlarda risk erkekler oranla 4 kat fazla),yaş, kalsiyum eksikliği,ırk,hareketsiz yaşam,kalıtım,sigara ve alkol tüketimi.Kemik bir kere azaldığında bir daha yerine yenisinin gelmesi güçleşir.Kemik yoğunluğunnu artıran en önemli faaliyet,düzenli yapılan spordur.
Kemik sağlığınızı korumak için yapmanız gerekenler zor şeyler değildir.
Sigara ve içki alışkanlıklarını bırakmak ve hareketli olmak bunların başında gelir.
Alınması gereken gıdalar:Süt sevmeyenler için yoğurt,peynir,ve dondurma,koyu yeşil yapraklı bitkiler,deniz ürünleri,badem gibi yiyecekler.
Spor yapmak da yine kasları ve kemikleri güçlendirir.Bunlar arasında yokuş yukarı yapılan yürüyüş,merdiven inip çıkma,takım sporları ve ağırlık kaldırma gibi sporlar dayanıklılığı arttırdığı için yararlıdır.
Kaynak:Kozmetik Dermotolog
Dr.Yasemin Fatih Amato ile bilimsel ve pratik çözümler(Hürriyet gazetesi eki)
Hepimizin sağlıklı ve bilinçli bir hayatı neden olmasın.?
16 Ağustos 2007 Perşembe
Arkadaş'tan Notlar
En güzeli nedir biliyor musun?
Başlangıç güzel oldu.
Hobi merkezi,
Eğitmenlik,
Arkadaşlık.!
Doğum için işi bıraktın,
Akdeniz için işi bıraktım.
Kaybolduk!
En ilginci nedir biliyor musun?
Havlu attığım bir sırada,
Sen çıktın karşıma.
Herşey bir iş teklifiyle başladı.
Hocam,var mısın diye.
Hayır denir mi?
Bake shop,
Pazarlama,
Dostluk!
En sürprizi nedir biliyor musun?
Hem öncesinde,hem sonrasında
Yaşam tarzımı değiştirdin.
Bir blog ve bir dolu arkadaş...
Benim ron ron'um,1005'im,Şansal'ım
Fedakarlık yapıp benim gibi teknoloji özürlüye zaman ayırdın.
Bahsettiğim konuyu anlamayan çıkabilir.
Bu yazının asıl amacı nedir biliyor musunuz?
Her zaman kendisine minnet duyacağım can Arkadaşıma TEŞEKKÜRÜMDÜR:!
Hayatıma renk kattığı için.
Hem de iz bırakacak kadar.!!!!
Başlangıç güzel oldu.
Hobi merkezi,
Eğitmenlik,
Arkadaşlık.!
Doğum için işi bıraktın,
Akdeniz için işi bıraktım.
Kaybolduk!
En ilginci nedir biliyor musun?
Havlu attığım bir sırada,
Sen çıktın karşıma.
Herşey bir iş teklifiyle başladı.
Hocam,var mısın diye.
Hayır denir mi?
Bake shop,
Pazarlama,
Dostluk!
En sürprizi nedir biliyor musun?
Hem öncesinde,hem sonrasında
Yaşam tarzımı değiştirdin.
Bir blog ve bir dolu arkadaş...
Benim ron ron'um,1005'im,Şansal'ım
Fedakarlık yapıp benim gibi teknoloji özürlüye zaman ayırdın.
Bahsettiğim konuyu anlamayan çıkabilir.
Bu yazının asıl amacı nedir biliyor musunuz?
Her zaman kendisine minnet duyacağım can Arkadaşıma TEŞEKKÜRÜMDÜR:!
Hayatıma renk kattığı için.
Hem de iz bırakacak kadar.!!!!
13 Ağustos 2007 Pazartesi
Çiçek Sözlüğü
Dergiler insanı alıp götüren içeriklere sahipler.Yaratıcı ruhumuzu ortaya çıkarıp,araştırma yapmamızı sağlıyorlar.
Okuduğum bir yazı ve gördüğüm resimler,çiçekler hakkında daha derin düşünmemi sağladı.Ben çiçeklerin şekillerine uygun broş yapmayı düşünüp sıkı bir araştırmaya girdiğimde,"Beyaz Butik" dergisinin 2007 Mart sayısında ilginç bir yazı gördüm.
Çiçeklerin anlamları,duygularımızı yansıtıyormuş.Sevgimizi,aşkımızı,özrümüzü veya iyi dileklerimizi belirtmek için bize sözcülük yaparlarmış.
Paylaşıyorum:
ADAÇAYI:Eşler arasında"Biz iyi bir aileyiz"mesajıdır.
ARDIÇ:Seni koruyacağım!
ÇAN ÇİÇEĞİ:Aşkımıza sadakatle bağlıyım!
ÇİNGÜLÜ:zarif ve çok güzelsin!
ÇUHA ÇİÇEĞİ:Çok güzelsin.
GELİN EL ÇİÇEĞİ:Mutlu olabiliriz.
GÜL:Sevgiyi ifade eder.
GÜL(kırmızı):Seni seviyorum ve ihtirasla bağlıyım sana!
GÜL(kırmızı & beyaz):Birliktelik isteği.
HANIMELİ:Sana olan bağlılığım sonsuza kadar sürecek.
IHLAMUR:Evli çiftler için"Seni seviorum" anlamı taşır.
KAKTÜS:İçtenlik;Aşkımız için zorluklara katlanmalıyız!
KAMELYA:Kusursuz bir aşıksın!
LALE:Aşkı ifade eder.
MOR LEYLAK:Sana ilk görüşte aşık oldum!
MAVİ MENEKŞE:Sana sadık kalacağım.
ORKİDE:Aşkım,sen çok güzelsin.sen çok özelsin!
(Orkide:Mağrur,gururlu.
PAPATYA:Temiz bir kalbin simgesi.
PORTAKAL:Karşılıklı aşk.
SARMAŞIK:Aşkıma sadığım!
NİLÜFER:Gelecek yenileme.
BEYAZ LALE:Saflık,temizlik.
KIRMIZI LALE:Seni seviyorum.
PEMBE LALE:Anlayış.
STERLİÇE:Sıcak sevgi.
Artık çiçek alırken ya da verirken dikkatli olmalıyız.İşin içinde yanlış mesaj vermekte var.
Bütün çiçekleri çok seviyorum,ama iyi ki en sevdiğim çiçeği düşünmeden hem alabilirim,hem de hediye olarak götürebilirim:PAPATYA.!
Okuduğum bir yazı ve gördüğüm resimler,çiçekler hakkında daha derin düşünmemi sağladı.Ben çiçeklerin şekillerine uygun broş yapmayı düşünüp sıkı bir araştırmaya girdiğimde,"Beyaz Butik" dergisinin 2007 Mart sayısında ilginç bir yazı gördüm.
Çiçeklerin anlamları,duygularımızı yansıtıyormuş.Sevgimizi,aşkımızı,özrümüzü veya iyi dileklerimizi belirtmek için bize sözcülük yaparlarmış.
Paylaşıyorum:
ADAÇAYI:Eşler arasında"Biz iyi bir aileyiz"mesajıdır.
ARDIÇ:Seni koruyacağım!
ÇAN ÇİÇEĞİ:Aşkımıza sadakatle bağlıyım!
ÇİNGÜLÜ:zarif ve çok güzelsin!
ÇUHA ÇİÇEĞİ:Çok güzelsin.
GELİN EL ÇİÇEĞİ:Mutlu olabiliriz.
GÜL:Sevgiyi ifade eder.
GÜL(kırmızı):Seni seviyorum ve ihtirasla bağlıyım sana!
GÜL(kırmızı & beyaz):Birliktelik isteği.
HANIMELİ:Sana olan bağlılığım sonsuza kadar sürecek.
IHLAMUR:Evli çiftler için"Seni seviorum" anlamı taşır.
KAKTÜS:İçtenlik;Aşkımız için zorluklara katlanmalıyız!
KAMELYA:Kusursuz bir aşıksın!
LALE:Aşkı ifade eder.
MOR LEYLAK:Sana ilk görüşte aşık oldum!
MAVİ MENEKŞE:Sana sadık kalacağım.
ORKİDE:Aşkım,sen çok güzelsin.sen çok özelsin!
(Orkide:Mağrur,gururlu.
PAPATYA:Temiz bir kalbin simgesi.
PORTAKAL:Karşılıklı aşk.
SARMAŞIK:Aşkıma sadığım!
NİLÜFER:Gelecek yenileme.
BEYAZ LALE:Saflık,temizlik.
KIRMIZI LALE:Seni seviyorum.
PEMBE LALE:Anlayış.
STERLİÇE:Sıcak sevgi.
Artık çiçek alırken ya da verirken dikkatli olmalıyız.İşin içinde yanlış mesaj vermekte var.
Bütün çiçekleri çok seviyorum,ama iyi ki en sevdiğim çiçeği düşünmeden hem alabilirim,hem de hediye olarak götürebilirim:PAPATYA.!
9 Ağustos 2007 Perşembe
Ufukta Dizim Göründüüüüü...!
Şöyle elimle dizlerime dokundum.Sonra bir daha...
İnanamadım!
Bende kemik varmış meğer!
Sonra şöyle bir yokladım kendimi...
Olamaz..!
Belim de varmış..!
Hayır.!
Hayır.!
Demek benim de iskelet yapım varmış...
Çığlık atmaya başladım.
Çocukların hallerini görmenizi isterdim.
Odalarından fırlayıp geldiler.Bir elim belim de, bir elim de dizimde olunca ne beklersiniz?Tabii korktular.Bana birşey olduğunu düşünmüşler.Ben sevinç naraları atarken bunu düşünmemiştim.
_"Galiba ben zayıflıyorum"dedim.
İkisi birden rahatlama hareketiyle koltuğa çöktüler adeta.
-"Aman anne ,sana birşey oldu zannettik"dedi ikisi bir ağızdan.
Ve ikisi birden sevinçle;
_"Bak mutfağı kilitlememiz iyi olmuş" dediler....
.............................
Yanlış duymadınız.!
Çocuklarım mutfak kapısını kilitliyorlar.!
Anlatıyorum;
Benim daha önceki mesleğim gereği,sabaha kadar oturmak zorunda kalırdım.Takı yapıyordum.Söylemek durumundayım.Takıları marka firmalara yapıyordum .Yardımcım olmadığı için,bir de fazla sayıda olduğu için ve tek başıma yapabilmem için sabahlamak zorunda kalıyordum.13 yıl(ilk beş sene tek başıma) günde neredeyse iki saat uykuyla ,geri kalan zamanda hep çalışarak geçti.Emeklilikten sonra bu zamanı düşünürseniz ..
Bunları niye anlatıyorum?
Hep oturarak çalışma isteyen bir meslek.Hareket yok.Aralarda kalkıp çay içip,yanında da birşeyler yemeye başlayınca,zaten ikinci doğumdan sonra kalan kilolara yenileri eklendi.
Ve gece yemeleri alışkanlık oldu.Farkına vardığımda 100 kiloyu geçmiştim.Nerdeyse koltuğun şeklini alacakmışım.
Geçen sene kilodan dolayı gelen bir hastalık nedeniyle ameliyat olmak zorunda kaldım.
Hastalığımı söyleyeceğim.!
Teşhis konulduktan sonra,emin olmak için kaç doktora gittiysem bana şu sözü söylediler:
KİLO=ŞEKER+KANSER
Ben rahim kanseri teşhisiyle ameliyat oldum.
Şanslıydım.
O kadar erken teşhis edildi ki,kanserli bölge parça alındığı zaman,parçayla birlikte bölge de çıkıp gitmiş. Ama önlem olsun diye rahim,yumurtalıklar ve lenf bezlerim alındı.Ne kemoterapi ne de radyoterapi görmedim.
Ameliyat sonrası aspirin bile verilmedi.
Ayrıca kilolu olduğum için,yağlarım östrojen doluymuş.Ve yine kilolu insanda kemik erimesi olmazmış.Bunlar artılarım.
BAKAR MISINIZ..!
Kilo,kansere sebep oldu.
Yine Kilo,bana sıkıntısız bir menopoz yaşatıyor.
İki ucu keskin bıçak.!
YİNG YANG
20-25 kilo vermiştim.İşsizlik ve beraberinde getirdiği sıkıntıları kafama takmamaya çalışıyordum.Çünkü ben asla geriye bakmayan bir insanım.geleceği güzel düşünenlerdenim.Ama farkına varmadan gece yemelerim tekrar başladı.
Çocuklar bunu görünce ,1,5 aydır akşamları yatarken mutfağın kapısını kilitleyip anahtarı her akşam başka yere saklıyorlar.Çocuklarımı o kadar korkutmuşum ki tekrar hasta olurum korkusuyla kendilerince önlem aldılar.Ben ölüm korkusunu yaşamadım hiç.Ama bunu onlara yaşatmışım.
İnanın bir hafta krize girdim.Uyanıp mutfağın kapısına çarpıp sinirleniyordum.
Ben de yardımcı ilaç alıp öyle zayıflayayım dedim.1 hafta sonra bıraktım.
-"Tülay,kendine gel"dedim kendime."Hayatın zorluklarıyla başa çıkıyorsun ama kiloya yenik düşüyorsun.Yuh sana.!"
Kendime bir söz verdim.1 yıl sonra eski halime dönmüş olacağım.1,5 ay sonra diz kemiklerimi hissedebiliyorsam,gerisi gelecek demektir.
Mümkün olduğunca çok yürüyorum.Şimdilik düzenimi bozmadan herşeyi yarıya indirdim.2 yediğimi 1 e indirdim.Özellikle ekmeği hemen hemen hiç yememeye çalışıyorum.Sık sık yediğim şeyler;salatalık,ceviz ve kayısı,elma gibi.Tabii günde 1 tane.Herşeyi tadımlık alıyorum.Aklım kalmasın diye.Akşam hafif geçiyor ama yoğurdu eksik etmiyorum.
Şimdilik çok iyi gidiyor.Hedef 1 yıl olunca hızlı zayıflamadan,alışkanlık kazanmak istiyorum.
Bakalım ne olacak.?
Üstümde iki TÜLAY taşıyorum.Birini atacağım.
Ne dersiniz,Bir Tütü yeter değil mi.?
Lütfen ;kilo yakışıyor,kilolu insan neşeli olur,kilolu olmasan bu kadar sevimli olmazsın sözlerini ne söyleyin, ne de işitin.
Benim hiç hoşuma gitmedi,gitmiyor,gitmeyecek te.!
Kiloyu teşvik etmekten başka işe yaramıyor.
Kilo,hayatı yavaşlatıyor.
Eski hızımı istiyorum.
Sağlıklı bir yaşam dileği ile....
Sanki Zayıflama kampanyası yazısı gibi oldu.Aslında keşke bana eşlik edip zayıflama aşamasında benimle birlikte aynı savaşı başlatacak arkadaşlar olsa......
İnanamadım!
Bende kemik varmış meğer!
Sonra şöyle bir yokladım kendimi...
Olamaz..!
Belim de varmış..!
Hayır.!
Hayır.!
Demek benim de iskelet yapım varmış...
Çığlık atmaya başladım.
Çocukların hallerini görmenizi isterdim.
Odalarından fırlayıp geldiler.Bir elim belim de, bir elim de dizimde olunca ne beklersiniz?Tabii korktular.Bana birşey olduğunu düşünmüşler.Ben sevinç naraları atarken bunu düşünmemiştim.
_"Galiba ben zayıflıyorum"dedim.
İkisi birden rahatlama hareketiyle koltuğa çöktüler adeta.
-"Aman anne ,sana birşey oldu zannettik"dedi ikisi bir ağızdan.
Ve ikisi birden sevinçle;
_"Bak mutfağı kilitlememiz iyi olmuş" dediler....
.............................
Yanlış duymadınız.!
Çocuklarım mutfak kapısını kilitliyorlar.!
Anlatıyorum;
Benim daha önceki mesleğim gereği,sabaha kadar oturmak zorunda kalırdım.Takı yapıyordum.Söylemek durumundayım.Takıları marka firmalara yapıyordum .Yardımcım olmadığı için,bir de fazla sayıda olduğu için ve tek başıma yapabilmem için sabahlamak zorunda kalıyordum.13 yıl(ilk beş sene tek başıma) günde neredeyse iki saat uykuyla ,geri kalan zamanda hep çalışarak geçti.Emeklilikten sonra bu zamanı düşünürseniz ..
Bunları niye anlatıyorum?
Hep oturarak çalışma isteyen bir meslek.Hareket yok.Aralarda kalkıp çay içip,yanında da birşeyler yemeye başlayınca,zaten ikinci doğumdan sonra kalan kilolara yenileri eklendi.
Ve gece yemeleri alışkanlık oldu.Farkına vardığımda 100 kiloyu geçmiştim.Nerdeyse koltuğun şeklini alacakmışım.
Geçen sene kilodan dolayı gelen bir hastalık nedeniyle ameliyat olmak zorunda kaldım.
Hastalığımı söyleyeceğim.!
Teşhis konulduktan sonra,emin olmak için kaç doktora gittiysem bana şu sözü söylediler:
KİLO=ŞEKER+KANSER
Ben rahim kanseri teşhisiyle ameliyat oldum.
Şanslıydım.
O kadar erken teşhis edildi ki,kanserli bölge parça alındığı zaman,parçayla birlikte bölge de çıkıp gitmiş. Ama önlem olsun diye rahim,yumurtalıklar ve lenf bezlerim alındı.Ne kemoterapi ne de radyoterapi görmedim.
Ameliyat sonrası aspirin bile verilmedi.
Ayrıca kilolu olduğum için,yağlarım östrojen doluymuş.Ve yine kilolu insanda kemik erimesi olmazmış.Bunlar artılarım.
BAKAR MISINIZ..!
Kilo,kansere sebep oldu.
Yine Kilo,bana sıkıntısız bir menopoz yaşatıyor.
İki ucu keskin bıçak.!
YİNG YANG
20-25 kilo vermiştim.İşsizlik ve beraberinde getirdiği sıkıntıları kafama takmamaya çalışıyordum.Çünkü ben asla geriye bakmayan bir insanım.geleceği güzel düşünenlerdenim.Ama farkına varmadan gece yemelerim tekrar başladı.
Çocuklar bunu görünce ,1,5 aydır akşamları yatarken mutfağın kapısını kilitleyip anahtarı her akşam başka yere saklıyorlar.Çocuklarımı o kadar korkutmuşum ki tekrar hasta olurum korkusuyla kendilerince önlem aldılar.Ben ölüm korkusunu yaşamadım hiç.Ama bunu onlara yaşatmışım.
İnanın bir hafta krize girdim.Uyanıp mutfağın kapısına çarpıp sinirleniyordum.
Ben de yardımcı ilaç alıp öyle zayıflayayım dedim.1 hafta sonra bıraktım.
-"Tülay,kendine gel"dedim kendime."Hayatın zorluklarıyla başa çıkıyorsun ama kiloya yenik düşüyorsun.Yuh sana.!"
Kendime bir söz verdim.1 yıl sonra eski halime dönmüş olacağım.1,5 ay sonra diz kemiklerimi hissedebiliyorsam,gerisi gelecek demektir.
Mümkün olduğunca çok yürüyorum.Şimdilik düzenimi bozmadan herşeyi yarıya indirdim.2 yediğimi 1 e indirdim.Özellikle ekmeği hemen hemen hiç yememeye çalışıyorum.Sık sık yediğim şeyler;salatalık,ceviz ve kayısı,elma gibi.Tabii günde 1 tane.Herşeyi tadımlık alıyorum.Aklım kalmasın diye.Akşam hafif geçiyor ama yoğurdu eksik etmiyorum.
Şimdilik çok iyi gidiyor.Hedef 1 yıl olunca hızlı zayıflamadan,alışkanlık kazanmak istiyorum.
Bakalım ne olacak.?
Üstümde iki TÜLAY taşıyorum.Birini atacağım.
Ne dersiniz,Bir Tütü yeter değil mi.?
Lütfen ;kilo yakışıyor,kilolu insan neşeli olur,kilolu olmasan bu kadar sevimli olmazsın sözlerini ne söyleyin, ne de işitin.
Benim hiç hoşuma gitmedi,gitmiyor,gitmeyecek te.!
Kiloyu teşvik etmekten başka işe yaramıyor.
Kilo,hayatı yavaşlatıyor.
Eski hızımı istiyorum.
Sağlıklı bir yaşam dileği ile....
Sanki Zayıflama kampanyası yazısı gibi oldu.Aslında keşke bana eşlik edip zayıflama aşamasında benimle birlikte aynı savaşı başlatacak arkadaşlar olsa......
3 Ağustos 2007 Cuma
Her çekirdek bir ağaçtır
Blogları dolaşırken Berceste'de duyarlı bir konuyu okuyordum,tam o sırada arkadaşım bu konuyla ilgili aşağıda yazdığım maili gönderdi:
Merhaba arkadaşlar
Sizden bir ricam var.Yediğiniz meyvelerin çekirdeklerini kurutup biriktirirsniz her çekirdek bir ağaçtır projesin katkıda bulunmuş olacağız.
Her meyvenin çekirdeğini ayrı biriktirirseniz memnun oluruz.
www.tuyrev.ork sitesinden ve www.doktorfahrettin.com adlı siteden detaylı proje bilgisi alabilirsiniz.
Projeye destek veren herkese teşekkürler.
mihriban@panografik.com
Merhaba arkadaşlar
Sizden bir ricam var.Yediğiniz meyvelerin çekirdeklerini kurutup biriktirirsniz her çekirdek bir ağaçtır projesin katkıda bulunmuş olacağız.
Her meyvenin çekirdeğini ayrı biriktirirseniz memnun oluruz.
www.tuyrev.ork sitesinden ve www.doktorfahrettin.com adlı siteden detaylı proje bilgisi alabilirsiniz.
Projeye destek veren herkese teşekkürler.
mihriban@panografik.com
2 Ağustos 2007 Perşembe
Çişteki mucize
"Vallahi benim cüretim değil başlık.Bir kitabın adı.
1995 yılında Doğan Kitap basmış.Yazarı Carmen Thomas,çeviren Leman Çalışkan"
29 Temmuz 2006 yılı Cumartesi günü Hürriyet gazetesinin ekinde Pakize Suda köşesinde yazmış.Saklamıştım.Geçenlerde çekmecede birşey ararken elime geçti.Sizlerle paylaşıyorum.Hiçbir yorumum yok.Aynen yazıyorum.
"Mesanemizin bir çeşit'Ev eczanesi' olduğunu belirtiyor yazar.Ve diyor ki,'İdrardan yararlanma konusunda benim asıl inancım doğada hiçbir zaman süprüntü(atılacak şey)üretilmediğidir.Herşey bir dolaşım sistemidir.'
HAKİKATEN MUCİZE
1747 yılının 'Büyük Mükemmel Dünya Lügati'nden Johann Heinrick Zedler'in idrar hakkında yazdıkları:
-SAÇ DÖKÜLMESİNE KARŞI:Patates unu ile kükürt tozu bekletilmiş idrar ile karıştırılır.Bu karışım merhem gibi başa sürülür.
-KULAK İLTİHABINDA:Çocuk idrarı henüz sıcakken kulağa akıtılırsa nemli ve cerahatlı noktaları kurutur.
-BOĞAZ İLTİHABINA KARŞI:İçine bir tutam safran katılmış insan idrarı ile gargara yapmak iyi gelir.
-ELLERİN VE DİZLERİN TİTREMESİNDE insanın idrarını yapar yapmaz el ve dizlerini bununla ovması ve yıkaması faydalıdır.
-VÜCUTTA SU TOPLAMAYA BAŞLARSA:İnsan uzunca bir zaman sabah aç karnına kendi ilk idrarından biraz içmelidir.Bunun sarılıkta da yararı olur.
-KADINLARIN CİNSEL ORGANLARINDAKİ YANMA ve KAŞINTILARI sıcak idrarla yıkamak faydalıdır.
-ARI SOKMASINA KARŞI:Hemen idrarla ıslatmak birebir gelir.
TECRÜBEYLE SABİT
=Çeyrek saat,kendi idrarımla ıslatılmış,burun için delik açılmış bir bezi yüzümde tutmak harika bir etki yapıyor. Cilt dinleniyor,siyah noktacıklar yok olup temizleniyor.
=30 yıl önce bir makine tezgahında elime matkap yağı bulaştı.Her iki elimin üzerinde siğiller oluştu.Çok korkunçtu.Kimseye el uzatamıyordum.Doktorlar onları kazımak istiyorlardı ama yara izi kalacaktı.Büyük ağabeyim bir tavsiyede bulundu.
Yatmadan önce iki eline işe!
Hoş değildi ama yaptım.Kalktıktan sonra saf sabunla yıkamalıydım.Bunu da yaptım.
Sonuç:Dört hafta sonra ellerimin üstü pırıl pırıl,tertemiz,çocuk poposu gibi olmuştu.
=Uzun süre bir çiftlikte çalıştım.Çiftlik sahibi kadının ayağında herhalde beş yıllık açık bir yarası vardı.Merhemlerle tedavi etmeye çalışıyordu.Geceden kalma sabah idrarının faydalı olacağını işittim.Yaranın üzerinden tüm pomat artıklarını temizledim,temiz bir keten parçasını hastanın idrarına batırdım,yaranın üzerine koyup bağladım.Bunu 14 gün her sabah tekrarladım.İnanmıyacaksınız belki,yara tamamen iyileşti.
Daha onlarcası.Üstelik sırf hastalık konusunda da değil.
HER DERDE DEVA
-Meslekten badana ve boyacı olarak size bir yöntemden söz edceğim.
Emülsiyon boyaları inceltmek için sık sık idrar kullanırdık.Normal su fazla kireçlidir ve istenmeyen reaksiyonlara neden olur.En azından fazla etkili değildir,ayrıca idrar renk tonunu yumuşatır.
-Gizli mürekkep olarak idrarı kullandığım için biliyorum.Kağıdın sıcak bir radyatör üzerine bırakılması,yazının okunmasına yeter.Bütün gizli yazılar böyle hazırlanabilir.
-Deterjan yerine fayansları ovmak için kendi idrarımı kullanıyorum.Yerler reklamlardaki gibi parlıyor.
-Donarak tıkanmış olan arabamın anahtar deliğini kendi idrarımı kullanarak açtım.
OT,ÇÖP DERKEN...
Nasıl?
İlginç değil mi
Ama aynı zamanda ilginç,harika,inanılmaz falan.
Ot,çöp derken çiş de varmış demek!
Farkında değilmişiz.İnsan burnunun dibindeki güzellikleri göremezmiş ya...
Fakat idrarın birtek eline oklavayı alıp hamur açmadığı kalmışken neden bu kitap yayımlandığı günlerde gereken ilgiyi oluşturamadı acaba?
Yazarın önsözünde belirttiği gibi 'Tiksinti'yüzünden olabilir mi?
Ama iyidir tabii temkinli olmak.Neticede kitaptakiler birilerinin anlatmaları daha ziyade.Ne kadar doğrudur?
Gerçi bilimsel açıklamalar da var.Ve en taze tecrübe olarak ben de bir şey anlatayım;bana bu kitabı ileten,kardeşimin komşusu birkaç gün önce kaynar suyla haşlanan ellerinde denemiş idrarı...Sonuç:Yanık falan yok ortada.Ama siz yine de temkinli olmaya devam edin.Doktorunuza sorun ,şu idrar denen şey neyin nesidir.
Son olarak şunu söylemek isterim,bu kitap elime geçtikten sonra sifonu çekerken vicdan azabına benzer birşey duyuyorum.Hani değerbilmez biri olduğuma dair bir his.
Klozet yerine kavanoz mu kullanmalı ne..."
psuda@hurriyet.com.tr
1995 yılında Doğan Kitap basmış.Yazarı Carmen Thomas,çeviren Leman Çalışkan"
29 Temmuz 2006 yılı Cumartesi günü Hürriyet gazetesinin ekinde Pakize Suda köşesinde yazmış.Saklamıştım.Geçenlerde çekmecede birşey ararken elime geçti.Sizlerle paylaşıyorum.Hiçbir yorumum yok.Aynen yazıyorum.
"Mesanemizin bir çeşit'Ev eczanesi' olduğunu belirtiyor yazar.Ve diyor ki,'İdrardan yararlanma konusunda benim asıl inancım doğada hiçbir zaman süprüntü(atılacak şey)üretilmediğidir.Herşey bir dolaşım sistemidir.'
HAKİKATEN MUCİZE
1747 yılının 'Büyük Mükemmel Dünya Lügati'nden Johann Heinrick Zedler'in idrar hakkında yazdıkları:
-SAÇ DÖKÜLMESİNE KARŞI:Patates unu ile kükürt tozu bekletilmiş idrar ile karıştırılır.Bu karışım merhem gibi başa sürülür.
-KULAK İLTİHABINDA:Çocuk idrarı henüz sıcakken kulağa akıtılırsa nemli ve cerahatlı noktaları kurutur.
-BOĞAZ İLTİHABINA KARŞI:İçine bir tutam safran katılmış insan idrarı ile gargara yapmak iyi gelir.
-ELLERİN VE DİZLERİN TİTREMESİNDE insanın idrarını yapar yapmaz el ve dizlerini bununla ovması ve yıkaması faydalıdır.
-VÜCUTTA SU TOPLAMAYA BAŞLARSA:İnsan uzunca bir zaman sabah aç karnına kendi ilk idrarından biraz içmelidir.Bunun sarılıkta da yararı olur.
-KADINLARIN CİNSEL ORGANLARINDAKİ YANMA ve KAŞINTILARI sıcak idrarla yıkamak faydalıdır.
-ARI SOKMASINA KARŞI:Hemen idrarla ıslatmak birebir gelir.
TECRÜBEYLE SABİT
=Çeyrek saat,kendi idrarımla ıslatılmış,burun için delik açılmış bir bezi yüzümde tutmak harika bir etki yapıyor. Cilt dinleniyor,siyah noktacıklar yok olup temizleniyor.
=30 yıl önce bir makine tezgahında elime matkap yağı bulaştı.Her iki elimin üzerinde siğiller oluştu.Çok korkunçtu.Kimseye el uzatamıyordum.Doktorlar onları kazımak istiyorlardı ama yara izi kalacaktı.Büyük ağabeyim bir tavsiyede bulundu.
Yatmadan önce iki eline işe!
Hoş değildi ama yaptım.Kalktıktan sonra saf sabunla yıkamalıydım.Bunu da yaptım.
Sonuç:Dört hafta sonra ellerimin üstü pırıl pırıl,tertemiz,çocuk poposu gibi olmuştu.
=Uzun süre bir çiftlikte çalıştım.Çiftlik sahibi kadının ayağında herhalde beş yıllık açık bir yarası vardı.Merhemlerle tedavi etmeye çalışıyordu.Geceden kalma sabah idrarının faydalı olacağını işittim.Yaranın üzerinden tüm pomat artıklarını temizledim,temiz bir keten parçasını hastanın idrarına batırdım,yaranın üzerine koyup bağladım.Bunu 14 gün her sabah tekrarladım.İnanmıyacaksınız belki,yara tamamen iyileşti.
Daha onlarcası.Üstelik sırf hastalık konusunda da değil.
HER DERDE DEVA
-Meslekten badana ve boyacı olarak size bir yöntemden söz edceğim.
Emülsiyon boyaları inceltmek için sık sık idrar kullanırdık.Normal su fazla kireçlidir ve istenmeyen reaksiyonlara neden olur.En azından fazla etkili değildir,ayrıca idrar renk tonunu yumuşatır.
-Gizli mürekkep olarak idrarı kullandığım için biliyorum.Kağıdın sıcak bir radyatör üzerine bırakılması,yazının okunmasına yeter.Bütün gizli yazılar böyle hazırlanabilir.
-Deterjan yerine fayansları ovmak için kendi idrarımı kullanıyorum.Yerler reklamlardaki gibi parlıyor.
-Donarak tıkanmış olan arabamın anahtar deliğini kendi idrarımı kullanarak açtım.
OT,ÇÖP DERKEN...
Nasıl?
İlginç değil mi
Ama aynı zamanda ilginç,harika,inanılmaz falan.
Ot,çöp derken çiş de varmış demek!
Farkında değilmişiz.İnsan burnunun dibindeki güzellikleri göremezmiş ya...
Fakat idrarın birtek eline oklavayı alıp hamur açmadığı kalmışken neden bu kitap yayımlandığı günlerde gereken ilgiyi oluşturamadı acaba?
Yazarın önsözünde belirttiği gibi 'Tiksinti'yüzünden olabilir mi?
Ama iyidir tabii temkinli olmak.Neticede kitaptakiler birilerinin anlatmaları daha ziyade.Ne kadar doğrudur?
Gerçi bilimsel açıklamalar da var.Ve en taze tecrübe olarak ben de bir şey anlatayım;bana bu kitabı ileten,kardeşimin komşusu birkaç gün önce kaynar suyla haşlanan ellerinde denemiş idrarı...Sonuç:Yanık falan yok ortada.Ama siz yine de temkinli olmaya devam edin.Doktorunuza sorun ,şu idrar denen şey neyin nesidir.
Son olarak şunu söylemek isterim,bu kitap elime geçtikten sonra sifonu çekerken vicdan azabına benzer birşey duyuyorum.Hani değerbilmez biri olduğuma dair bir his.
Klozet yerine kavanoz mu kullanmalı ne..."
psuda@hurriyet.com.tr
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)