16 Ağustos 2009 Pazar

Hem şehir,hem değil....

Kıyıdaki çay bahçesinde oturup,denizi seyretmek beni çok dinlendiriyor.
Kimi kıyıya bağlanmış,kimi karaya,kimi gezinti yapmak için tutulmuş,kimisi de balık tutmak için denizde...Burada bir kayık cenneti içinde olmak,denizin tadına doyulduğu anlamına geliyor...


Hem şehrin içinde olmak,hem de dışında olmak....
Burası tam bir cennet!
Şehrin tüm karmaşasından uzak,kafamı dinlediğim bir yer Beykoz...
İyi ki taşınmışım....

14 Ağustos 2009 Cuma

Ah bu kediler!

1,5 aylık oldular.....
Ve neredeyse annelerinin boyuna yaklaştılar....
Beyaz olan yavrumuz bir yalıya gidiyor.Durum böyle olunca adını "Bihter " koyduk...Yalı kızı Bihter!
Sarı evimizde kalıyor.Adını Hvuç koysalar da ben "Sarışınım" diye sesleniyorum...
Tekir olana,sırığım "Çorap"adını koydu...
Sarı ve tekir karışımı rengi olana tam isim konulmadı ama ,onu kızkardeşim alıyor ve şimdilik "Muro" deniliyor...
Anne,tam bir anne...
Asla annelik yapamaz demiştim onun için...Çok ufak kaldı ve zor doğum yapmıştı...Ve yavruları belki yaşamaz demiştim ama inanın yanlarından bir dakika bile ayrılmıyor....Hele şimdi öyle hareketlendiler ki,mır mır peşinde herbirinin....Yabancı bir kedi gördü mü,adeta parçalarcasına üstüne atlıyor.O sesi çıkmayan kedi ,başka bir kediyi panter hırçınlığı ile yaklaştırmıyor yavrularının yanına....

Bahçede,bıdı bıdı oynayan 4 yavru kedi....
Çok keyifli bir seyir...

4 Ağustos 2009 Salı

Sandaloz Sakızı.....




İlk duyduğumda,yine uydurulmuş birşey sanmıştım.

Hele zayıflamaya karar verdiğim zaman,tüm önerilere kapalı oluyorum ben.Özellikle de kimseye söylemeden kitlerim kendimi yiyeceğe karşı.Kimseye söylemeden başlarım ki,müdaheleler olmasın ve "hani diyetteydin,onu niye yiyorsun bunu niye yiyorsun"denilmesin diye.Ya da "şunu ye,bunu ye" denilmesin gibi..

Kızkardeşimin arkadaşlarından Pınar (kötü gün dostlarından),bir sohbet sırasında sandaloz sakızından bahsetmişti ve bana önermişti.İlgilenmiyormuş gibi yapmış olacağım ki,pek üstünde durulmadı o sıralar...

Sandaloz sakızını deneyenlerin yazdığı herşeyi okudum.Ve başladığım diyete destek olsun diye ,kızıma Beşiktaş'a gittiği bir gün aktardan aldırdım.500 Gramına 3 TL vermiş.Kilosu 6-7 gibi yani...Görüntüsü limon tuzu gibi,tadı çok tadsız,şeker yer gibi ağzınızda kırıp toz haline getiriyorsunuz.

Aç karnına 1 cm büyüklüğünde alıp ağzımda kırıyorum,Büyük bir bardağa bir yemek kaşığı kadar elma sirkesi koyup,ağzına kadar su doldurup içiyorum.

Üç öğün içenler varmış.Ben sadece sabahları alıyorum.Aşağı yukarı 1,5 aydır kullanıyorum.Ve her sabah evin içinde 1000 ile 5000 arasında değişen adımlar atarak hareket ediyorum.Akşamları fırsat buldukça 45 dakika yürüyorum.Hemen hemen her şeyi yiyorum ama daha önce yediklerimin yarısını yiyorum ve gün içinde 6 zaman dilimine bölerek yemeye çalışıyorum.VEEE,bu süre zarfında 10-12 kg verdiğimi düşünüyorum...

Ben hiç bir işimde kendimi strese sokarak ve çok yasaklı bir alışkanlıklarım olmamıştır.Yıllar önce bir ayda 23 kilo verip,zatürre olduktan sonra,sıkı diyetlerden uzak durdum.Aslında o zamanlarda da,kendimi farkında olmadan iştahsız yapmıştım.Alışkanlık şeklinde...Çok büyük bir hataydı...
Şimdi kendime 1 ya da 1,5 (2 olabilir)yıl verdim.Bu zaman zarfında 60 kg ma kadar inmeyi düşünüyorum.
50 yaşındayım ve kontolsüz ve ezbere diyetlerle geçirecek zamanım yok.Ani ölümlerin sebebi,çabuk kilo vermek için gelişigüzel diyetlere başvurulmasıdır.Ya da şeker gibi,böbrek hastalığı gibi kalıcı hastalıklara sebep olmasıdır.

BEN BİR OBEZİM!

EVET!

Önce bunu itiraf ederek başladım ben...Çünkü 100 kg civarındayım.Hiç tartılmam ben,ama bu kilo civarında olduğumu biliyorum.Ve zayıflama kararı aldım...60 kg olana kadar da tartılmayacağım.Çünkü" ben zayıfa zayıf demem,zayıf incecik olmayınca"diyerek kendimce bilge laf ederek zayıflamaya çalışanları gıcık ettiğimi bildiğimden , bu sözün arkasında durmam gerekiyor... :-)).

Ve bir daha buradan bu konuda hiçbir yazı yazmayacağım.Taaa ki 60 kg oluncaya kadar...Bunun süresi 1-2 yıl olabilir....

Çok çalışmam lazım çoook...

Tonlarca kilo vermem gerekecek zayıflamam için...Dilerim bir hastalığa sebep olmam
....................................................................................................
Zayıflamayı sağlayan bir diyet:

Diyet yaparken, vücuttaki yağları daha hızlı yakmanızı sağlayacak ve sizleri daha kısa sürede azyıflatacak mucize reçetemizi okumaya hazrı mısınız?

Bu tarif özellikle kalçadaki yağların erimesinde daha faydalı. ama göbek ve bacak kısmını eritmek isteyenlere de şiddetle önerilir.


Diğer iyi bir yanı ise bağırsakları çalıştırması ve kabızlık sorununuzdan sizleri kurtarması. Eeee daha ne olsun. Değil mi?

Gerekli malzemeler:

:*2 fincan yulaf tanesi

*2 fincan kırılmış fındık

*1 fincan buğday

*1 fincan çekirdeksiz kuru üzüm

*1 fincan ayçiçek tohumu

*1 fincan badem

*1 fincan ince kıyılmış kuru kayısı

HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ :

Malzemeleri karıştırıp, blender’dan geçirin. Hazırladığınız karışımı tam 12 porsiyon olacak şekilde eşit parçalara ayırın. Her porsiyonda karışımı bir bardak diyet soğuk süte ilave ederek tüketeceksiniz.
Bu çok güzel bir karışım.Enerji yükleyici...Bu hafta sonu bu malzemeleri alacağım ve uygulamaya başlayacağım.Çünkü çoğu zaman ne yiyeceğimi şaşırabiliyorum.Bu daha uzun bir zaman tok kalmamı sağlayabilir...
.....................................................................................................................
Foxnews'te yer alan habere göre, işte kilo vermenize yardımcı 10 kötü bilinen gıda:
1. Beyaz ekmek değil. Lif, mineral ve vitaminlerle dolu yüksek kaliteli ekmek, gerçekten glisemik indekste alt sırada yer alıyor. Bu da kan şekerinde ani yükselmeye neden olmuyor. Kilo vermek istiyorsanız, ekmek somunu yerine yüzde 100 buğday unuyla yapılan ya da tam tahıllı ekmekleri seçin. Yüksek oranda lif içermeyen buğday unundan uzak durun.
2. Yerfıstığı ezmesi yağlı mı ya da fazla mı kalori içeriyor? Brigham ve Kadın Sağlığı Hastanesi'ndeki bir araştırmaya göre, yerfıstığı ezmesi yiyenlerin kilo vermesi ve verdikleri bu kiloları tekrar almaması daha muhtemel. Purdue Üniversitesi'nde yapılan bir araştırma da, erkeklerin yerfıstığı ezmesi yedikten sonra kendilerini daha tok hissettiklerini gösteriyor.
3. Doymuş yağ içermesine rağmen, hindistan cevizi yağı metabolizmanızı geliştiriyor ve kilo vermenize yardım ediyor. Hindistan cevizi yağı kolesterol seviyenizi artırmaz ve sindirim bozukluğu belirtilerini azalttığı biliniyor.
4. Peynir,kalsiyum içermesinden dolayı kilo vermek için çok önemli. Çalışmalar, beslenmesinde yüksek oranda süt ürünü tüketen obez yetişkinlerin önemli ölçüde kilo verdiğini gösterdi. Fakat peynirin yağlı ve tuzlu olması da bir dezavantaj.
5. Diyette bile olsanız, yemekten sonra tatlı yiyebilirsiniz. Dondurmadan farklı olarak, şerbet yağ içermez, ancak kaymak tadındadır.
6. Ceviz, fındık gibi kabuklu yemişler yağla dolu olabilir, fakat bu yağın iyi bir türüdür. Kabuklu yemişler aynı zamanda lif de içeriyor. Bu nedenle, patates cipsi ya da kurabiye yerine sağlıklı olan badem, yerfıstığı ya da hint fıstığı (kaju) gibi çerezlerden atıştırabilirsiniz.
7. Yıllardır yumurta üzerine yenip yenmemesi konusunda birçok tartışma yaşanıyor. Fakat, araştırma, sabahları yumurta yemenin iyi olduğunu, içerdiği protein nedeniyle sizi daha uzun süre tok tuttuğunu kanıtladı.
8. Kırmızı etten kaçınmak zorunda değilsiniz. Çünkü, yağsız biftek, tavuk ile aynı miktarda doymuş yağ içeriyor.
9. Kafein kan basıncını ve kalp atış hızını artırıyor. Ancak bazı araştırmalar, kafeinin metabolizmayı hızlandırdığını ve iştahı bastırdığını gösteriyor. Fakat, şekerli meşrubatlar içmek veya kahvenize şeker, krema eklemek kafeinin pozitif etkisini yok ediyor.
Şekerli sakız çiğnerseniz dişlerinizi çürütebilir. Ancak Rhode Island Üniversitesi'nden bir beslenme profesörü sakız çiğnemenin iştahı bastırdığına ve metabolizmayı harekete geçirdiğine inanıyor. Çalışmanın ilk sonuçları, hipotezi destekliyor.
Zaman Online
23 Temmuz 2009, Perşembe
.......................................................................................
Zayıflama ile bir ilgisi yok,ama biz kadınları ilgilendiren bazı sorunlara iyi gelecek bir reçete:
Çınar ağacı yaprakları kemik erimesi yaşayanların imdadına yetişiyor...

Çınar ağacının boyu 30 metreye kadar çıkabilir. Koyu renge sahip olan bu ağaç kalın gövdeli ve uzun ömürlüdür. Hekimlikte kozalakları ve yaprakları kullanılır. Birçok çeşidi vardır.
FAYDALARI :
* Kadınlarda görülen beyaz akıntıyı keser.
* Diş ve vücut ağrılarını dindirir.
* Saç kepeklerini giderir.
SAÇTA OLUŞAN KEPEKLENMEYİ ÖNLEMEK İÇİN ÇINAR AĞACINDAN FAYDALANIN : Çınar ağacı yaprağı ve kabuğu, meşe palamudu meyvesi ve yaprağı, akkuş ağacı ve yaprağı, biberiye otu, ısırgan yaprağı kaynatılıp suyu ile saçların diplerine friksiyon yapılır. Saçlar bu karışım ile yıkanır.
..........................................................................................................
Kemik erimesi yaşayanlar:
Kemik erimesi olarak biline hastalığın asıl adı, yani latincesi Osteoporoz. Özellikle menepoz dönemlerinde, kadınlarda sıklıkla görülmesine karşın, kemik erimesi sorunu yaşanyan erkeklerin de sayısı gittikçe artmaya başladı. Kemik erimesi için aslında gençlikte yatırım yapmak lazım. Yani, kalsiyum açısından zengin besinleri tüketmeli, egzersiz ve spor yapmalıyız. Çünkü egzersizler kemik yoğunluğunu artırır. Gelelim beslenmeye ;

* Kayısı:Yüksek oranda kalsiyum ve magnezyum içerir.

* Süt: Kalsiyum, protein, B2-A-E-D vitaminleri, folik asit, fosfor ve demir kaynağıdır. Kalsiyum, D vitamini ve fosfor ile birlikte kemikleri ve dişleri güçlendirmek için çalışır. Bunların eksikliği kemikleri eritir.

* Marul : Sütten bile daha fazla kalsiyum içerdiği söyleniyor. Tüketmekte fayda var.

* Akırkarha :Bir çeşit kasımpatı olan ‘akırkarha’ bitkisi ağrıyı hafifleten bir etkiye sahiptir.

* Diğer bitkiler : Kabayonca, avize çiçeği, karahindiba ,arpa maydanoz kemikleri güçlendirmeye yarayan bitkiler.- Ardıç tohumu, eğir kökü, aspir, hardal tohumu ve mısır püskülü

kemiklerdeki ağrıları azaltıcı özelliğe sahip bitkiler.- Ağrının hafiflemesi için bir taze limonun suyunun yarısını 250 ml suyla karıştırıp her yarım saatte bir ağrı dinene kadar için. Limon yerine elma suyunu da tercih edebilirsiniz.

Ne güzel cahildik...




Ne güzel cahildik.
Dışarıda kar...
Ama kuzine içten içe öyle yanıyor ki.Kuzinenin üzerinde demir maşa...Maşanın üzerinde de ekmek dilimleri.Aydınlık bir kış sabahı ve kızarmış ekmek kokusu...
Sucuk lükstü.Yumurta lezzetli. Ekmek her zaman ekmek gibi...
Bir kez olsun kümesten yumurta almamış, bir kez olsun o kızarmış ekmeğin kokusunu duymamış ve fakat alışveriş merkezlerinin restoran katlarında, boğucu bir gürültü ve havasızlık içinde hamburger keyfine fit olmuş çocuklar ve gençler için ben ne kadar yaşlıyım...
Dışarıda kar...
İçeride kanaat...
İçeride huzur...
Televizyon yoktu.
Gazete de her zaman olmazdı.
Öyle güzel cahildik ki, keyfimiz bozulmazdı hiç! Portakal kabuklarını sobanın üzerine dizer, kokusuna râm olurduk. Kestane közlemek bütün bir gecenin mutluluğuydu.
Sonra illa ki, büyüklerin anlattığı hikâyeler, hatıralar...
Birçoğu arızalı ve tedaviye muhtaç beyinlerden çıkma dizilerin ve filmlerin açtığı hasarlar yerine, geniş ve besleyici bir masal dünyası...
Lezzet bir tarafa, kokuya da hasret kalacağımız kimin aklına gelirdi?Ekmeklerimiz el değerek üretilirdi, sağlıklıydı, lezzetliydi ve mis gibi kokardı.Çay da kokardı... Domates de...
Bütün bu nefasete, küçücük bir bakkal dükkânının zenginliği yetiyordu.
Dışarıda kar...
İçeride huzur...
Zam endişesi, doğal gazın kesilm e korkusu, yolda kalma telaşı, rejim tehlikesi... Kimin umurunda...
Ne güzel cahildik.
Mutluluğun resmini çiziyorduk...


Teşekkür ederim Mihriban