11 Mart 2009 Çarşamba

Muhteşem üçlü....

Sevimli,Afrodit ve Çakılım...

Bu üçü var ya,bu üçü....

Bir araya geldiklerinde,atom bombası oluyorlar...

Apartmanımızdan taşınmadan önce, bu üçlü bir araya geldiği zaman kıkırdamalardan geçilmezdi...Mütevazı konuştum,kahkahalardan geçilmezdi...

Çılgın bunlar çılgın!
En büyük tutkuları,anneleri de içlerine alarak,üçerli grup olarak sessiz sinema oynamaktı.Hepimiz anlatma özürlerimizle sergilediğimiz davranışlarla,komedi dünyasını aratmıyorduk.Ama inanılmaz anlatım güçleri var bu gençlerin,ayıp mayıp demeden,hedefe odaklanırlar,inanılmaz benzetmelerle anlatırken,biz gülmekten yaşaran gözlerimizle onları tamamlamaya çalışırdık.
Oyun havaları çaldı mı,bizim Afrodit'in eline kimse su dökemezdi...Ağzımız açık seyrederdik...

Hiç bir şey bulmasalar,biz annelere takarlardı...

Bizi göstererek fısır fısır konuşup,sonra kendilerini yere atıp gülerlerdi....


-"TüTü teyze oturdu şimdi,bize bakıyor şimdi,Anneme bakıyor...ha ha ha ...."

-"Şuşu teyze niye öyle bakıyor bize,aaa şaşırdı...ha ha ha..."

-"Nünü teyzenin bakışı hoş değil...ha ha ha"

Ben ayağa kalkınca da birbirlerine sarılıp,sanki öcüden saklanır gibi,korkuyla(!) bakarlar ve köşelere saklanmak gibi senarik bir durum yaratırlardı...

Anlayacağınız,aralarında konuşacak konuları bitince,konuları biz olurduk.Havaya,suya güler olmuşlardı..Tabiii o zamanlar üniversite sınavlarının stres durumları da bunların tırlatmasına yardımcı oluyordu.Delilik belirtilerinin en hat safhasındaydılar...

Gerçi biz anneler de bir araya geldiğimizde onlardan kalır yanımız yoktu,ama bunlar iyice tozutmaya (!),hatta ,yaratıcılık düzeylerini artırıp,doz aşımına başlamışlardı.

Bir gün dayanamadım artık!


-"Kızları boş bırakmaya gelmez.Eliniz boş kalınca dilinize vuruyor sizin!"deyip,evde ne kadar yün varsa önlerine döktüm.Ellerine de şişleri verdim!

-"Haydi bakalım,oturun örgü örün.Hem konuşun,hem örün"

O isyankar kızlar gitti,hanım hanımcık kız oluverdiler birden.Meğer bir uğraş ararlarmış da farkında değillermiş...Sanki sihirli bir el değmiş gibi... Aniden...Sanki bunu beklerlermiş...

Onlarda kendilerini bir kaptırdılar mı,neredeyse sabaha kadar örgü ördüler...Hatta yarışa bile girdiler...Kapı kapı dolaşıp,uygun numaralı şiş aradılar..(Apartman apartman değil,sanki sirk).Gecenin 23.00'ünde sanki çok normalmiş gibi,herkesin üstüne vazifeymiş gibi, şişler arandı.Herkes,kendi dolaplarını karıştırıp buldular!

Ne zaman bir araya gelsek,bu olayı hep konuşuruz.Hatta biraz fazla gülmeye başladıklarında,hemen beni gösterirler;

-"Aman dikkat! daha yavaş olalım,yoksa Tülay teyze örgüleri yığar önümüze "diyerek birbirlerini manidar şekilde sustururlar.Ve o zamanki tepkilerine hep şaşırırlar ve yeni bir gülme krizine daha girerler...



Şimdi hepsi okullarını bitirip,meslek sahibi oldular.Biz taşındığımızdan beri,karşılıklı özlem içindeyiz komşularımla...Biz hem oturduğumuz yeri sevdik,hem de apartmanımızı özledik.Oradaki komşuluk ve arkadaşlığı unutmam mümkün değil,hele ki çocuklarım için orası bambaşka anılarla dolu...

Apartmanda sadece üç arkadaş değiller,oldukça kalabalık kızlar ordusu var.Ama bu üçünde ayrı bir sihir var.Bir araya geldiklerinde,ayarları bozulur...

Dün akşam Beşiktaş'ta buluştular...

Beşiktaş Belediyesine bir sormalı,bir vukuat olmuş mu,diye... :-))
Biliyorum ki,dostlukları,bir ömür sürecek...Evlendiklerinde bile bir araya geldiklerinde,eşlerini korkutacaklarını bilsem de,aralarının asla bozulmayacağını biliyorum...Çünkü çok az insanla bu çılgınlık yaşanır.Dertleşmenin bile en çılgınını onların yaptığına şahidim...Birbirlerine kırılsalar da,kavrama noktalarını tanıyan bu üçlü,asla küs kalamazlar...Aşk, sevgi, şefkat, paylaşım, fedakarlık ve sadakat kadar ortak noktaları olduğu müddetçe,birbirlerinden ayrılmaları biraz zor...Anlayacağınız,klinik vak-alar.......

Beni kendilerine yakın görüp,dertleşmelerimizi hatırlıyorum da,o masum yönlerine hitap ederken ne kadar hassas davranıyordum.Beni önemsiyerek gelip akıl danışmaları ne kadar zor olsa da,çok hoşuma gidiyordu...
İstanbul gibi bir Metropolde,böyle bir yerde oturduğumuz zamanlar için, kendimizi çok şanslı görüyorum...




Yalnız, benim yerime taşınan kişiyi taciz etmeyi bırakın kızlar!...

Kadın"yeter artık" demeye başlamış...Yazık ya,acıyın!

Onları çıkarıp,yeniden taşınacağımızı düşünmeye başlamış....

Yok öyle birşey...

Sizi gidi çılgınlar sizi...

Allah ayırmasın sizi,üçü bir arada nescafelerim....


3 yorum:

Çocukla Kampa Gidilir (mi?) dedi ki...

aa o düşünce okuyomuş!
benim aklımdan geçiyo anlamış galiba:)
Afrodit'i oğluna almak istedi:)
demekki o kötü bişey düşünmedi :) haha!!

bu aralar sulugözüm zaten, ağlatma beni böylee anılaaaaar şarkısı fonu verip verip:):):)

seni seviyorum!!

etki alanı dedi ki...

Ben de seni seviyorum Fatoş'um...


Bir de şu bloğunu düzeltsen de takip edebilsek....

Adsız dedi ki...

Woah! I'm really digging the template/theme of this site. It's ѕimple, yеt effeсtive.
A lot of timеs it's hard to get that "perfect balance" between usability and visual appeal. I must say that you'ѵе done a fantastic ϳob with this.

Аlso, the blog loads super fast for me on
Operа. Exceptional Βlog!

Heгe iѕ my web blog site - 1kviews