31 Mayıs 2008 Cumartesi

Fala inanma ,falsız da kalma!-Kahve -Kelime oyunları



"At bi beşlik,bakayım be falina"

Biraz daha devam etseydim,kesin bu kalıba girerdim...Köşesinden döndüm demeliyim..

Merak ettiğinizi biliyorum ve anlatıyorum...

Bilirsiniz..

Apartmanda arkadaş toplantıları çok güzel olur..

Özellikle kış günlerinde doyum olmaz...

-"Haydi kahve yapıyorum gelin" diyerek çağrılmalar sonucunda,ister istemez fincanlar kapatılır,ama kimse bakamazdı...

Tabii en kahraman Rıdvan ben olduğum için,hemen atladım ve renk olsun diye,

-"hadi ben size birşeyler atayım bari "diyerek,ilk fincanı elime aldığmı hatırlıyorum...

(Kesinlikle bu işin evvelini anlatmalıyım size..Çocukluğumdan beri,özellikle bulutlara bakarak şekillerden hikaye çıkarmayı seven biriydim,sürekli değişen bulutlar,değişen hikayeleri doğururdu.Biten sulu yemeklerin tabakta bıraktığı şekiller bir konuydu benim için..Çay dökülür,şekillerden konu çıkar,sulu boya yaptığımda boyarken bile çıkan şekiller hayal gücümü harekete geçirirdi.)

Bu yüzden bir kahve fincanına bakmak ne kadar zor olurdu ki benim için...

Başladım döktürmeye...

Tabii, bir toplulukta bunlar bir sohbettir benim için ,bir renktir sohbetlerde...Çoğunlukla kahkahaların yükseldiği bu kahve fallarında,farkında olmadan kısır bir döngüye girmiş oldum..Belli ki anlatımlarım keyif veriyordu...Anlatmak bana da iyi geliyordu..Ve hepimiz keyif alıyorduk...

Gittikçe alışkanlık yapmaya başladı bu durum...

Arkadaşlarımdan bazıları,işin dozunu artırıp,ne zaman evlerine misafir gelse beni çağırmaya başladı...Yavaş yavaş bu durum beni rahatsız etse de hiç birini kıramayacağım için,gidiyordum..Bir kaç ortamdan sonra,anladım ki insanlar anlattıklarım konusunda bana inanmaya başladılar....Halbuki şekillere isim vererek konu yaratıyordum..

Özellikle ikisini anlatıyorum....

1-Fincanda,yatan bir ihtiyar şekli gördüm ve ağaçların bol olduğu bir tepe gibi bir yer mizanseni var..

"Yakınlarından ,yaşlı hasta biri var sanırım.Öleceğini bilen biri..Çok güzel ve tepe bir yerde gömülecek."dedim ve ben unuttum...

İki hafta sonra ,kadının babası aniden hastalanıyor,kanser olduğu için öleceğini söylemiş,vasiyetinde bilmem neredeki tepeye gömülmek istemiş..

Alın size,çıkmış bir fal.!

2-Yine bir arkadaş misafirleri için beni çağırdı..Tam 6 kişi...

"Yok daha neler"dedim ama baktım...

Seri halde bakıp kalkayım dedim...Bir tanesinde,başında hare olan bir genç çocuk gördüm.Aynen anlatıyorum:

"Bir çocuk var,intiharı düşünen ve sürekli etrafınına üzüntü veren..Şimdi de hasta yatan bir arkadaşı için çok üzülüyor ve bir pencere görüyorum.Takibe alınması gerek,camdan atlayabilir..Bu bir erkek ve kız arkadaşı için gözyaşı döküyor "dedim ve başımı kaldırdığımda kadının ağladığını gördüm..ve diğerlerinin ağzının açık olduğunu gördüm ve çok üzüldüm..Ne olduğunu sorduğumda,kadının oğlu sürekli intihar etmeye kalkışırmış,sürekli psikologlara taşınıyorlarmış meğerse..Ve kız arkadaşı lösemi olmuş ve hastanede yatıyormuş..

Nasıl üzüldüm anlatamam..Yaaa bu bir fal ,ben atıyorum dedim ama bu insanı çok üzmüş oldum...

Bir ay sonra arkadaşım telefon açtı,kadının bana teşekkür ettiğini söyledi..Nedenini sorunca,oğlunu pencereden atlarken yakaldığını ,eğer ben uyarmasaymışım takibe alamayacağını ve oğlunun şimdiye ölmüş olacağını söyleyince.."tamam!"dedim.."olay burada biter'"...

Bu iki olayı özellikle anlattım..Artık bu keyfin tadı kaçtığı için bırakma sebebimin bu iki olay olduğunu bilmenizi istedim...

Halbuki,ne kadar güzel şeyler anlatıyordum..Kısmetler diyordum,tipleri tarif ediyordum,düğünler dernekler,numaralara göre bilet almalarını,sınavlarda ne kadar başarılı olduklarını,kapris yaptıklarını,eşlerinden özür dileyerek mutlu olmalarını,üç vakte kadar,beş vakte kadar ,toplu para,kısmet ,uzun boy,kısa boy,diyerek keyif almalarını sağladığımı sanırken,bende kendimi kaptırmış gidiyordum..Bu işin bağımlılık yaptığını ve insanların beni gereğinden fazla ciddiye aldıkları görünce tedirgin olmaya başladım...

Hatta bir arkadaşım bunu para karşılığında yapmamı söyleyince işin dozunun kaçtığını anladım..

Benden beklentileri çok üst düzeye çıkmaya başlayınca bende alarmlar çalmaya başladı..

Ve fal olayını sonsuza kadar kapattım...

Kahve hiç içmem,ama kokusunu o kadar severim ki,Eminönü'ne gittiğimde kahveci Mehmet Efendi'nin olduğu sokakta biraz dolanırım o kokuyu içime çekmek için...Bu çok farklı bir hazdır benim için...

Ama,

Sonuçta,sahip olduğum bu özellik,arkadaşlarımın ruhsal durumu üzerinde kötü etkiler yarattığını anladım.Reaksiyonumda haklı olduğumu düşünüyorum....

Hiçbir temele dayanmayan bu görüşlere inanmaya devam edeceğiz galiba...

Çünkü geleceği merak etmek çok doğal bir özellik,değil mi?

Fala inanmayın ama falsız da kalmayın!

29 Mayıs 2008 Perşembe

Bir kedinin Fotoromanı...

Hatırladınız mı?
Sevgili Gazoz'u ....


...................................................................................................
Şimdi bizim oyuncağımız,neşemiz...
Biberonundan süt içmesini görmelisiniz.
Elleriyle tutup iki ayağının
üstünde,her çekişte kulakları aynı ritmle hareket ettikçe,hepimiz zevkle ve gülerek seyrediyoruz.
Çok şeker çook..

Biberonu sabit yerde duruyor..İstediği zaman,mırıldanarak gelip,beni o tarafa doğru götürmeye çalışıyor...Bazen bu cilvesi sürsün ve mırıltısını dinlemek istediğimde süt vermeyi biraz uzatıyorum..Ne gaddarım değil mi?

Tam doyduğunda böyle yayılıyor ve taşan süt dökülebiliyor....

Bazen çok uykusu gelince süt içerken destek gerekebiliyor..Yatarak içemiyor...



Poz verdiğini sanmayın,süt içerken transa geçiyor,sabit bakıyor...


Elleriyle biberon tutuşuna bakar mısınız?

Biraz uzandım mı hemen yanıma gelip boynumda yatar.Elime bile alsam rahatını bozmaz beyefendi..Yeterki onu sevelim....

Bakar mısınız,elimde uyudu.....Hem de hemen....Sırf onu bırakmayayım diye

Gazete okutmuyor bana...Her sayfayı açtığımda hışırtı sesine atlıyor...Ben kovdukça o atlıyor....


Salona ve mutfağa girmesi yasak..Ama salona ben ya da Fırat girince benim oturduğum cam kenarındaki koltuğa önce o koşar....


Dış kapıdaki gazeteliğin içinde...

Dolapların içini koklayıp oyun oynayabileceği birşeyler arıyor...

Aynada kendi görüntüsünü görünce aramaya çalışıyor...O kadar hızlı hareket ediyor ki resim çekilmiyor...

Fırat eve gelir gelmez önce ayakkabıları ile oynuyor....



Sonra ayaklarına atlıyor....Yürümesine engel olacak şekilde oyun oynuyor...Farkındaysanız şikayetçi olan da yok! Her iki taraf ta keyif alıyor...

Fırat'la futbol oynuyor...Çok iyi bir kaleci.....


Koltuklara bayılıyor...Özellikle inmesi için kovalayınca kaçıp tekrar ortaya çıkmaya bayılıyor...


Uyurken kapalı yerler buluyor kendisine..
Göremeyince evi alt üst ettik...Perde boşluğunu bulup uyumuş...


Karşılıksız sevginin en güzelini yaşatıyor bize...

Bir kaç ay sonra bahçesi olan birini bulup vermek zorundayım..

Evde tutmak zor..

Ayrılmak çok zor...

Tam bir ev kedisi oldu ve birbirimize çok alıştık....

Çok bizden oldu..Kimsenin kucağına gitmiyor...

Bakalım ne olacak?

28 Mayıs 2008 Çarşamba

Toplum cinayetleri...



Topluca çıldırıyor muyuz?


Son zamanlarda cinayetler çoğaldı ve cinayetlerin şekli ve yönü de değişti..Gençlerimiz,örnek alınmaması gereken davranışları örnek alır oldular...
Çok üzülüyorum çoook!


..........................................................................................................

Bir anne katili daha
BURSA`da, "Evlenmeme engel oluyorsun" diyen Zeynep D., annesini öldürdü. Psikolojik tedavi gören genç kız, yakalandı.
Öldürdüğü annesini buzdolabına koydu
Almanya`nın Köln kentinde, bakıma muhtaç annesini öldürerek cesedini buzdolabında saklayan 26 yaşındaki bir kadın gözaltına alındı.
Hasta bebek, anne karnında öldürüldü
ALMANYA`NIN Köln kentinde, rahmindeki ikizlerden hastalıklı olanı doktorlar tarafından iğneyle öldürülen Alman anne, bir bebeğini ölü, diğerini sağlıklı şekilde dünyaya getirdi. Kölner Express
Annesi ölen öğretmen hastanede dehşet saçtı
Anne kaybının acısı katliama neden oldu. Emekli öğretmen annesinin öldüğü hastanede hemşireyle birlikte iki kişiyi daha öldürdü EMEKLİ öğretmeni anne kaybı katil yaptı. ABD"nin Georgia eyalet
Eve almadı diye annesini öldürdü
Mamak`ta, `kendisini eve almadığı` gerekçesiyle tartıştığı annesini bıçakla öldüren kişi tutuklandı. Hüseyin Gazi Mahallesi`ndeki evinde Hatice Aydilek (66) bıçaklanarak ağır yaralanmış olarak
Töre için annesini ve ablasını öldürdü
Kocaeli`nin Gebze ılçesi`nde annesi Aysen C. (47) ile 3 çocuk annesi ablası Bahargül Öztürk`ü (27)...
Annesiz anneler günü -Şiir-
Hasretinden yanıyordu sensiz yüreğim Boynum da büküldü anneler günü Cennet mekanda ol, içten dileğim Boynum da büküldü anneler günü Gözümden akmayan yaş kalmadı Bağrıma vurmayan taş kalma
ADANA: Ölen annesinin maaşını 5 yıldır çekiyormuş
ÖLEN annesinin maaşını 5 yıldır çektiği bildirilen zanlı ile kartın yenilemesi sırasında annesi olarak gösterdiği teyzesi gözaltına alındı. Alınan bilgiye göre, A.Y, 5 yıl önce ölen annesi SSK
Barış Anneleri, anneler gününde çözüm istedi
Van Barış Anneleri İnisiyatifi üyeleri, anneler gününde barış taleplerini sokakta dile getirdiler
Öğretmen, ölen annesi için 3 kişiyi öldürdü
Ölen annesinin intikamını almak için hastaneyi bastı... ABD`nin Columbus kentinde, annesinin hastanede kötü bakım yüzünden öldüğüne inanan emekli öğretmen 3 kişiyi silahla öldürdü. Charles Joh
`Annemi içimdeki ses öldürttü`
ADANA`da annesi 39 yaşındaki Sultan Kocakaya`yı bıçaklayarak öldürdüğü iddia edilen lise öğrencisi 19 yaşındaki Ertuğrul Kocakaya hakkında ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle dava
Yılın annesi ödülü ölen işçinin annesine
Tuzla Tersaneler Bölgesi`nde 2005`te meydana gelen kazada hayatını kaybeden Ekrem Bektaş`ın annesi Emine Bektaş, Tuzla`da yılın annesi seçildi. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Tuzla Şubesi ta
Annesini öldürdüğünü savcıya sorup öğrendi
Bursa’da kendisini evlendirmediği gerekçesiyle annesi Fatma D. (57)’yi 22 yerinden bıçaklayarak öldüren Zeynep D. (27), emniyetteki sorgusunun ardından adliyeye sevk edildi. Eşinden boşandıkta
Annesini öldüren genç tutuklandı
Bursa - Hamitler Mahallesi 2. Nergis Sokak’taki evlerinde annesi Asiye F’yi öldürdükten sonra cesedini parçalara ayırıp poşetlere koyan M.F. (17), Çocuk Şube Müdürlüğündeki sorgusunun ardından
Annesini keserle öldürdü!
Diyarbakır`ın Bağlar ilçesinde bir kişi annesini keserle öldürüp kaçarken iki kişiyi de darp etti.
Annesini iki yıl boyunca öldüğü koltukta bıraktı
Almanya`nın Bavyera eyaletinde 67 yaşındaki bir kişi, 92 yaşında vefat eden annesini yaklaşık 2 yıl boyunca öldüğü koltukta bıraktı. Fürstenfeldbruck polisi, söz konusu kişinin, doktorun 2005
Babasından sonra annesini öldürdü
İstanbul`da 13 yıl önce annesini dövdüğü için babasını öldüren 36 yaşındaki Ali Kader Uray, bu kez de annesini katletti. Kağıthane Sanayi Mahallesi`nde önceki gün 63 yaşındaki Elzin Uray, boğa
Töre cinayetinde anne de tutuklandı
Van`ın Başkale ilçesinde 15 yaşındaki Naile E.`nin öldürülmesiyle ilgili olarak anne Sitti E. de tutuklandı. İlçede 15 yaşındaki Naile E.`nin öldürülmesiyle ilgili olarak başlatılan soruşturma
3 bebeğini öldürüp dondurdu
Fransa cani anneyi konuşuyor Polis, evde geniş çaplı arama yaparken, gözaltına alınan canavar anne yüzünü polis üniformasıyla gizledi. Fransaa`nın Albertville şehrinde 36 yaşındaki bir anne
ABD`de Hastane Baskını
Amerika Birleşik Devletleri`nde emekli bir öğretmen, annesinin ölümünden sorumlu tuttuğu hastaneyi bastı. 3 kişiyi öldüren saldırgan yaralı olarak ele geçirildi. Georgia eyaleti`nin Colombus
Babamı annem öldürttü
Samsun`da öldürüldükten sonra yakılan İrfan Aksa n`ı n kızı Emine, babasını annesinin öldürttüğünü iddia etti. Genç kız, `Babam rüyama giriyor, bana `Kızım neden bildiklerini söylemiyorsun` di

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 >> Sonraki >>
......................................................................................
Bir başkalık oluştu...
Bir görüş mü,yoksa olgu mu?
Çocuklarımızın zihnini özgür bırakmak adına çok mu kendi hallerine bırakıyoruz acaba?
Doğru öğretemiyoruz galiba....
Geleneksel cevaplar ve açıklamalar artık çocuklarımıza yetmiyor...
Aile olmak demek,anne,baba ve çocuk olmak mı sadece?
Neden empati kurulamıyor ve otorite kuruluyor anlamıyorum..
Kurallar dahilinde,herkesin kendi yerini bilerek ve birbirini anlayarak yaşamayı kolaylaştırmayı bilmediğini düşünüyorum...
Bence, devlet bu konuya ağırlık vermeli..
Televizyonlar,ailedeki eksiklikleri ve yapılması gerekenleri,toplum bilimcileri ve psikologlarla birlikte bir çıkartma yapmalıdır..
Yokluklar,işsizlik ve daha nice sorunların ortadan kaldırılırken ilişkilerin kontrol altında tutulması için eğitilmemiz şart.
Yoksa toplumsal faciaları okumaya ve korkmaya devam edeceğiz...
Kınama ve ah etme işe yaramaz..
Çözüm üretmeliyiz!

25 Mayıs 2008 Pazar

Keşke! -Fotoğrafın dili---



Keşke!

Keşke,imkanım olsa!

Olsa da, ülkemi karanlığa itenlerin üstüne atabilsem bu ateş topunu!

Belki aydınlanır zihinleri!

Belki soğumuş kalplerini de ısıtır....

Amaa..

Hiç sanmam....

Yine de ben elimde tutayım ışığımı....Ne olur ne olmaz.....Benim ışığım çevreme de yeter...

Herkes kendi ışığına sahip çıksın,elinden kaçırmasın!

Karanlık satılıyor biliyorsunuz,belli paralar karşılığında..

Aman DİKKAT!!!!!!

Karanlıkta tökezleriz!

Öykü atölyesinin bir çalışmasıdır."Fotoğrafın dili"