5 Nisan 2011 Salı

Ah,bu televizyon! (Kelime oyunları"TELEVİZYON")

Kedim bile televizyonun içine girmek istiyorsa,hayatımızdaki etkisi tartışılmaz demektir...

Televizyon,sevdiğimiz ya da sevmediğimiz bir arkadaşımız gibi.Vazgeçilmez bir beraberlik olan evlilik gibi...

Evde,ortaklaşa tercih edilen programlar çoğunlukla belli saatlerde yayınlanan diziler.Belki de aileyi biraya getiren belli saatler... Gelin aile toplantısı yapalım deseniz bu kadar dakik olunmaz.Yemek zamanı bile hemen toplanılmaz.Her dizi adeta akrabalarımızla doluymuş gibi çiviliyor bizi ekrana...

Hangi program olursa olsun,kendimizle iletişime geçen anlarda adeta etkileşime giriyoruz.Oğlum,futbol programlarında,sanki ekranın içine giriyor ve tartışma programlarında yer alıyor resmen.Oğlumu hiç görmediniz mi?(!).Aaaaa,çok ayıp! Maçların tekrar bölümlerinde ağzından kaçan küfürlerin farkına varıp"özür dilerim anne "diyen kişi var ya,o benim çocuğum işte.Tanıdınız değil mi?

Asıl ilginç olan da,kumandayı herkes elinde tutmak istiyor,çünkü kontrolün kendisinde olmasını istiyor.Bu yüzden değil midir her odaya bir televizyon almak? Herkes kendisine ait kısmı izlemek istiyor da ondan.Her ne kadar aileyi birbirinden uzaklaştırıyor desek de,eğlence yerlerinin pahalı olmasından dolayı,aileyi evde tutan bir unsur olarak görüyorum televizyonu.Gençlerin çoğu internet üzerinden seyrediyor TV programlarını...Eğlencenin evdeki adı aslında TV...
Ve iletişim nedeniyle bakışlarımızın değişmesine sebep olan gelişimler farkediliyor.O yüzden kaliteli,aileyi bir arada tutacak kuşak çatışmalarını en aza indirecek programların olması gerekiyor.
Anneannelerin ve dedelerin bile evlenmek için ekranlara çıkması gibi değil,ekranlar çöpçatan olmamalı...
Olumsuz örnekleri yok edemeyiz belki,ama seyrederek katkıda bulunmanın anlamı da yok!
İstek ve ihtiyaçlarımıza uygun programları kanallara duyurmak çok kolay günümüzde...

Ben çoğunlukla yabancı film izliyorum.Alt yazılı filmleri çok seviyorum.Ama takı ve aksesuar yaparken takip edemediğim için seyredemiyorum.Radyo dinlemek daha iyi geliyor bana.
Ama isteğim nedir biliyor musunuz?Kitap okuyan bir radyo istiyorum.Çünkü kitap okumaya hasretim son senelerde,birinin bana kitap okuması çok iyi gelecek açıkçası.

En güzeli,eğitim konuları işlenmeli televizyonda.Herkese yönelik programlar,erkek çocuklarımız,çivi çakmayı bilmiyor,kızlarımız ipliği iğneye geçiremiyorlar.Hem kızlarımız hem de oğullarımız her ikisini de yapabilmeli.Çünkü yalnız bir yaşam hepimizi bekliyor,her şeyi yapabilmeliyiz.Kız erkek yok artık,yaşam mücadelesi var.Dizilerde,eğlence programlarında temel bilgileri içeren ,bir çok konuda aydınlatan ve meslek seçimlerini kolaylaştıracak tiyoların verilmesi çok zor olmasa gerek.Hem eğlenip hem de amaçlar geliştirmeliyiz... Yaş,cinsiyet,meslek ve isteklerin yerine getirilmesi elbette çok zor ,ama televizyonculuk böyle bir şey olmalı.Araştırmak!
Keşke dil eğitimi verilebilse....

Ama ne olursa olsun,gözüme ve kulağıma iyi gelen her programı seyrettiğimi biliyorum.Psikolojik ve sosyolojik içeriği olmasına dikkat ederek....Bazen kaçıyor ama...

Bu yazıyı öykü atölyesinin kelime oyunları için yazdım.




3 yorum:

Adsız dedi ki...

Wonderful blog you have herе but I waѕ curiouѕ if yοu knеw
of аny forumѕ that cover the same topics talkеԁ about here?
І'd really like to be a part of group where I can get responses from other knowledgeable people that share the same interest. If you have any recommendations, please let me know. Cheers!

My blog post :: follow this link - 1kviews

Adsız dedi ki...

Hello to eνeгy one, the contents present
at this website аre tгulу remarκable for рeоplе eхρeriеnce, well, keep uρ the nicе
worκ fеllowѕ.

Fееl frее to surf to my webѕite :: Take a look Here - 1kviews
my website :: Visit - 1Kviews

Adsız dedi ki...

İnternette takılmak varken siz hâlâ sınalgı mı izliyorsunuz?