27 Ekim 2009 Salı

Eskileri değerlendirmiştim bir zamanlar...Etkinliği duyunca katılayım dedim....

Ben,evdeki tüm eski eşyaları atmayı seven bir insanım.
Ama ,yanlış anlaşılmasın,eskiye ait,tarihi dokusu olan ,antika kokan herşeyi de ayrı bir ilgiyle severim.
Şunu kullanırım,bunu buraya koyarım gibi alışkanlıklarım yoktur.6 ayda bir evi tümden indirip,kullanmadığımız giysileri,ayakkabı ,terlik gibi gereksiz yer kaplayan ,üstelik birkaç kez giyilip kenara atılmış her şeyi , ihtiyacı olan insanlara vermesi için kızkardeşime(öğretmen olduğu için) verip okula gönderiyorum.Bazen bize eski gelen şeyler,birçokları için yeni olabiliyor.
Hele ,kablo ve çivi gibi evi ne olsa tüm atıllarla dolduran insanları hiç anlamıyorum.Babamın,30 yıl öncesinden sakladığı kabloları gördüm de,gözlerime inanamadım.Çamaşır ipi diye dahi kullanamayacağımız türden.Üstelik eli bol bir adamdır .Tedbirli diyelim o zaman.İstediği an elinin altında olsun ister her zaman.Ama aradığı zaman da,"nereye koymuştum onu" diyerek aramaya başlar.Halbuki,yenisini alıp gelse daha az zaman harcayıp,sağlam mal alıp gelecek....Hani bu işlerle uğraşan biri olsa anlarım.Asker adam,ne anlar ustalıktan...

Neyse,konuyu dağıtıp uzaklaştım asıl anlatmak istediğim mevzudan...

Bloglardan ,Eylül bahçesi bir etkinliğe evsahipliği yapıyor...
Eskileri değerlendirme etkinliği...
Ben de geçmiş senelerde yaptığım avizeyle katılmak istedim.Bu avizenin öyküsü şu:


İstediğim gibi bir avizeye rastlayamadım.Rastladıysam da fiyatlarından dolayı yanına yaklaşamadım bile...
Banyodaki duşakabin eskidiği için attım.Onun yerine banyo perdesi daha cazip geldi.Demirleriyle birlikte perdeyi alıp geldim.Ama demirin kısa parçası fazla geldi ve hemen kapının önüne koydum.Salona geçip oturdum ve tavana bakarak nasıl bir şey alabilirim diye düşünürken,birden yukarıdaki gibi bir şekil belirdi gözümün önünde.Hemen çıkıp,o demir parçasını aldım,kapıcıyı çağırdım ve kendisi demirci olduğu için,eşit aralıklarla üç yerinden deldirdim .Soluğu elektrikçide aldım.Hani kafesli seyyar lambalar var ya,işte onlardan üç tane alıp elktrikçiye bunları yerleştirmesini rica ettim.Adam şaşkın,ama ne yapsın,müşteri velinimet!
Bir yandan yapıyor,bir yandan da benim açıklama yapmamı bekliyor.
-"Salona avize yapıyorum",deyince,adamın yüz şeklini siz tahmin edin artık.
Anlattım;
-"Boncuklarla kaplayacağım tüm zemini"dedim.
Bittikten sonra görmek istediğini söyledi.
Hemen eve gidip tüm boncuklarımı masaya döktüm.Ayırdım ve onları tellere geçirdim.


8 numara şişle örmeye başladım.Kare bir parça örüp,huni şeklini verdim ve birinci lambaya diktim.Farklı renklerde iki parça daha ördüm ve diğer iki lambaya diktim.


Kapıcı,benim çılgınlıklarımı bildiği için yadırgamadan tavana astı avizemi.

Elektiriği bir açtık ki,inanılmaz güzel bir iş yaptığımı anladım.


Renk renk ışık doldu salonum...
Hemen ertesi günü gidip bir kafesli lamba daha aldım ve diğer boşluğa da yandaki ışıklandırmayı yaptım.

Biraz loş bir ışık olmasına rağmen ,çok mistik bir hava verdi salonuma...Hele aşağıdaki masama öyle uyum sağladı ki,birbirini tamamladılar.


Bu masanın öyküsü de çok hoştur.
Sıradan şeyleri sevmem ben.Çok farklı dizaynı olan eşya aradım uzun süre.Salonumdaki tüm eşyaları değiştirme kararı aldığımda,evin boyası ve sistre yaptırmanın karşılığında ustaya verdim koltuk ve masa takımımı.İstediğim gibi bir şey bulma uğruna tam 6 ay boş kaldı salonum.Oğluma yaradı,sürekli top oynadı.Biz de apartmandaki arkadaşlarla aerobik yaptık bu süre içinde...
Birgün TV'de bir belgeselde,eski kapıları tanıtıyorlardı.Bir çoğu atılmış kapıların bulunduğu bir eskiciyi gösterirken,yere yatırdıkları kapının üstüne gazete serip yemek yiyenleri görünce,hemen fırladım.Mucit Macit gibi hemen araştırma yaptım.Bu tip kapılar Topkapıda bulunurmuş.
Çağlayan yokuşunu bilenler,orada sarı bir binanın vitrininde tahta masaları görmüşlerdir.Hemen sahibiyle görüşmeye gittim.Ve bu tahtaları eski bir kapının çerçevesi olarak yapıp yapamayacağını sordum.Olumlu cevap alıp çıkarken onun atölyesinde uzun eski kapıları gördüm.Tam istediğim gibi olmasa da,bana zaman kazandıracaktı.İşte o kapıyı masa olarak kullanıyorum.Sandalye yerine de kanepe yaptırdım.Kapı oymalı olduğu için üstüne cam yaptırdım ve içine de değerli taş boncuklarımdan serpiştirdim.Ve yukarıdaki fotoğrafta gördüğünüz takıma sahip oldum.
Lambalarla öyle güzel bir uyum sağladı ki anlatamam.Yani bana göre çok güzel oldu,içime sinerek kullanıyorum.

Eminim ki,torunlarıma kalacak bir antika eşyaya sahip oldum.
Ve bununla ,bu etkinliğe katılmak istedim.

9 yorum:

beyaz mendil dedi ki...

Avizelerine bayıldım,çok güzel.Sevgiler

beyaz mendil dedi ki...

Avizelerine bayıldım,çok güzel.Sevgiler

MAYRI dedi ki...

O çalışmayı birde yoğurt kovasının ağız kısmındaki sert kısmı kesip çıkararak onun çevresine yapın. Güzel olacaktır.
<:))

nilly dedi ki...

Bende kapıdan masaya bayıldım.

YILDIZNAF dedi ki...

Tutu'm, masayi daha once okumustum ama lamba fikri de muhtesem. Ellerine saglik....

Adsız dedi ki...

tatlım geç kalmadın çünkü ben senin konunu yayınladım sen görmedin belki kategorilerden etkinlik çalışmalarına gir orada verdim canım teşekkürler

etki alanı dedi ki...

Teşekkürler beyaz mendil...

Hemen denemem lazım sevgili mayri...Müthiş bir fikir...

................................
Ben hala yanından her geçişimde okşuyorum ya sevgili nilly...Çok farklı oluşundan sanırım.. :-))
Teşekkür ederim

...............................
Sağol yıldızım...
Özlemişim seni...

.............................
Gördüm eylül bahçesi...
Çok teşekkür ediyorum...
Sayende tekrar sergilemiş oldum...

Adsız dedi ki...

Ya bırakın neresi harika çok uyduruk olmuş bikere. Benden tavsiye git adam gibi bir aydınlatma al çok daha hoş olur. Örgü çok basit ucuz durmuş. Hani ilkokul çocuklarının proje ödevlerine benzemiş :))

Adsız dedi ki...

Therе's definately a great deal to find out about this issue. I really like all of the points you've
made.

Мy web page; just click here - 1kviews