2 Şubat 2009 Pazartesi

Bir kış öyküsü-Fotoğrafın dili (12.Çalışma)


Kış,şu aralar çekilmez gelse de,geçmişimde hep güzel anılarla doludur.O zamanlar sorumluluklarımız,sadece ebeveynlerimize karşıydı.Gelişimimize katkıları olacaklarını düşünmediğimiz zamanlarımız.Tüm hissettiklerimi,yaşadıklarımla anlatmaya kalkarsam,ufak bir kitap oluşturabilirim.Erzincan'da kaldığımız seneler zaten bu kitabın tamamını doldurur.Çocukluğumun yaşam öyküleri muhteşem anılarla dolu çünkü.Gözümde canlanan resimleri yayınlama imkanım olsa,benim ne demek istediğimi anlayabilirsiniz,ama ne mümkün...Haylaz değildim çocukluğumda,ama oldukça hareketliydim.Meraktan kaynaklanan bir hareket...
Her zaman iyi mi sonuçlanır?
Daha önce yayınladığım bir öyküyle bunu anlatmışım...
Buyrun efendim;
6 yaşımdayım.
Dayımın görev yaptığı yere ziyarete gideceğimizi öğrendiğimde uykum kaçıyor o akşam.Anneannemi de göreceğim duygusu sevinçten havalara uçmama neden oluyor.Dayım ve anneannem huzurdu benim için,ama dayım bana çocukluğumu hissettiren yegane insan diyebilirim.
Annem,ablam ve ben.Kızkardeşim doğmuş muydu hatırlamıyorum,karlı dağların arasından geçerek yine etrafta hiç ev göremediğim bir yere, baraka gibi bir yere geldiğimizi hatırlıyorum.Babam yine tatbikata kalmış olacak ki bizimle değildi.Babam ve dayım asker oldukları için,sayelerinde Türkiye'yi turladık.Düşünün;ablam İzmir'de,ben Antep'te,kızkardeşim Erzincan'da doğmuşuz.
Neyse,uzun ve on ailenin kaldığı bir barakaya geliyoruz.Askeri lojman olarak kullanılan bir baraka...Etrafında gövdesi barakayı geçecek kadar uzun ince ama sık ağaçları hatırlıyorum.
Ama en güzeli neydi biliyor musunuz?
Şu anda tabirini yapabiliyorum,sanki beyaz bir deniz gibiydi.

Yollar askerler tarafından açılmış ama sürekli yağan kar tekrar dolmasına sebep oluyordu.Ezilen kar sesi inanılmaz hoşuma gidiyor.Gırc,gırc ses çıktıkça ayaklarıma bakıyorum,kar ayaklarımın altına palet gibi yapışmış,hemen oyun yapıyorum kendime,dayımın elinden kurtulup (düşmeyelim diye sıkı sıkı tutmuştu ablamla benim ellerimizi) kara batıp çıkmak çok heyecan vericiydi,zıplıyorum,silkeliyorum,ellerimi açmışım gökyüzüne ,yağan karı kucaklıyorum.Ama öyle yarım metrelik filan bir kardan söz etmiyorum,bir metreden fazlaydı yağan kar.Bize dışarı çıkma yasağı çıkmıştı dayım tarafından,asla yanımızda büyük olmadan çıkılmayacaktı.
Hah haa, ben ha?
Bir ara kaçamak yapıp kapının önüne çıkıyorum,içeriden gelen seslerin bile bastıramadığı bir kar sessizliğiyle karşılaşıyorum.Resimdeki görüntü ,Sarıkamış resimlerinin arasından seçtiğim, hatırladığım anılara en yakın olanıdır.Biraz daha ileriye gitmek istedim,çünkü görüntü adeta davet ediyor.Annem ne der diye geriye baktığimda,çatıdan sarkan sarkıtları görüyorum,güneş tepeden üstlerine vurduğu için parlak bir kristal görünümünde....Güzellikler karşısında adeta çıldırıyorum,yasağı unutup,büyülenmiş vaziyette nehir gibi uzanan kar yoluna,ormana doğru dönüyorum.Ve birden kararımı verip bata çıka yürümeye başlıyorum.Zavallı ben,bütün alanın benim yürüdüğüm yükseklikte olduğunu düşünmüş olacağım ki,birden uçuyorum.El değmemiş karlara doğru yürümek isterken,sert yerlerden yürürken taşıyan zemin yumuşak yere basınca,kara gömülüyorum.Yukarı bakıyorum,neredeyse boyum kadar daha yukarıda kar yığını var,ve bir yandan yağan kar beni nefessiz bırakıyor.Ağzım,burnum kar doldu,bağırmak istiyorum bağıramıyorum.Hem korkudan,hem soğuktan titriyorum.Birden annemle deyımın konuşmasını hatırlıyorum;
-"Çocuklar uzaklaşmasınlar,ayı ve kurtlar yakına geliyorlar,dikkat edelim."diye.
Korkudan donduğumu anlayacak yaşta değilim,sadece korkuyorum,ağlıyorum ama gözyaşım akmıyor,hissetmiyorum bile.
Bir ara anneannemin sesini duyuyorum.
-"Hasan koş Tülay yok"
Sesi ilaç gibi geliyor bana.
Dayımın nasıl çıktığını,telaşlı sesinden anlıyorum,ama mümkün değil bağıramıyorum.
Birinin beni çektiğini hatırlıyorum.Sarıldı,sonra üstümü silkelemeye başladı.Ben gülümsediğini zanneden budala ,sadece içimden gülümseyebildiğimi,soğuktan yüz mimiklerimin olamayacağını düşünemeyecek kadar sevinmiştim.Kollarımı hareket ettiremiyorum ama dayıma sıkı sıkı sarılıyorum gibi...Ama nasıl buldu beni diye düşünüyorum:Dayım!Kahramanım benim!
Ne olacak ki!
Sadece benim gibi bir salak yasakları ihlal edince,tek ayak izleriyle iki adımda yanıma gelmiş dayım.
Ama ,
-"Yeğenimm"diyen dayımın sesi bir süpermen etkisiydi benim için o an.Sıkı sıkı sarılınca en mutlu insan olmuştum,en güvenilir yerdeydim çünkü....
Sonrasını hatırlamıyorum ama daha sonra beline kadar gelen karlara bizi atarak ve çekerek,bazen saklanarak bizimle öyle güzel oyunlar oynadı ki dayım,herhalde bu nedenle,Sarıkamış anılarımda unutamayacağım güzel kar manzaralarıyla yer etti........
Erzincan da kar konusunda beni doyuran manzaralara sahipti.
İşte bu nedenle,İstanbul'da yağan kar,kar değil benim için.

6 yorum:

Çocukla Kampa Gidilir (mi?) dedi ki...

TÜTÜCÜÜÜÜÜĞÜÜÜÜM!!!
ne zaman kitap çıkaracaksın? ne zaman anılarını yatağımıza uzanıp başucu lambamızı yakıp okuyabileceğiz!!!

bu iki soruma cevap beklemekteyim ve aranıza tekrar döndüğüm için mutluyum:)

SENİ SEVİYORUM!!
ÖZLEDİM BİDE!

etki alanı dedi ki...

Fatoşum,
Sanırım önce senin kitap çıkarman gerekecek.Öyle güzel bir tarzın var ki,adeta yanımda hissettirdin kendini.Ah! Bir bilsen apartmanımı nasıl özlediğimi...
Kerem Facebook ta bir mesajla doğum günümü kutlamış.Gözlerimden akan yaşlara engel olmadan defalarca okudum.
""o biirrr apartmanımızın neşe kaynağı
o biirrrrrrrrr güleryüz
o biiiiirrr sempatiikk
o biiirrrr TÜTÜÜÜÜÜÜÜÜ!!
Tülay teyzeecim iyiki doğdun iyiki varsın doğum günün kutlu olsun sevdiklerinle nice mutlu yıllara maaşallaahh tütütütütü nazar değmesin:D:D:D" "

İyi ki sizleri tanımışım,iyi ki varsınız...
Ben de özlemle gözlerinizden kocaman öpüyorum canım...

Adsız dedi ki...

:)

hanife dedi ki...

çok güzel manzara

etki alanı dedi ki...

Hayalcianne ve sevgili hanife ,çok teşekkür ederim...

Adsız dedi ki...

Heya i'm for the first time here. I came across this board and I find It truly useful & it helped me out a lot. I hope to give something back and help others like you helped me.

Feel free to visit my webpage - Please click Here - 1kviews