27 Şubat 2009 Cuma

Atatürk hakkında bilinmeyenler...

Biliyorum Çocuğum..

Hatay sorununda Fransızların zorluk çıkardığı günlerdeydi. Atatürk, sofrasına çağırdığı Fransız Fevkalade Komiserine içini döküyordu.-Hatay işi, benim kişisel davamdır.
-Beni üzüyorsunuz. Korkarım ki, beni meseleyi başka türlü halletmek zorunda bırakacaksınız.
Atatürk bu sözleri Türkçe olarak yüksek sesle söylüyor ve herkes dinliyordu. Hazır bulunanlardan Kazım Paşa da onun sözlerini Fransızca’ya çeviriyordu. Atatürk’ün “Beni Üzüyorsunuz” sözü salona yansır yansımaz arka sıralarda bulunan bir genç ayağa kalkarak:

-Atatürk! Üzülme arkanda biz varız, diye bağırdı.

Atatürk birden başını sesin geldiği yöne doğru çevirdi. Kaşları kalkmış, ürkünç bir çehre almıştı. Salon birden derin bir sessizliğe gömüldü. Herkes Atatürk’ün gence sinirlendiğini sanıyordu. Oysa tam bu sırada gözlerini gence diken Atatürk, onun bu sözüne karşılık olarak:

-Biliyorum çocuğum, onu bildiğim için böyle konuşuyorum, diye karşılık verdi.
.........................................................................................

Ata ya Hakaret eden Köylü

Atatürk’e hakaretten sanık bir köylü hakkında kovuşturma yapılıyordu. Durumu Ata’ya bildirdiler.
-Mahkemeye veriyoruz, dediler, size küfür etmiş.
Atatürk sordu:
-Ben ne yapmışım ona?
Soruşturma evrakını inceleyenler açıkladılar:
-Gazete kağıdı ile sardığı sigarayı yakarken kağıt tutuşmuş da ondan.Bunu söyleyen o zamanın bakanlarından biridir. Bakana şu soruyu yöneltmiş:
-Siz hiç gazete kağıdı ile sigara içtiniz mi?
-Hayır...
-Ben Trablus’ta iken içmiştim. Pek berbat şeydir. Köylü gene bana az küfretmiş. Siz bunun için mahkemeye vereceğiniz yerde, ona insan gibi sigara içmeyi sağlayınız.

....................................................................................

Ata nın Cevap Veremediği Tek İnsan..?

Tarihimiz sayısız savaşlarla doludur. Biz bu savaşlardan baş kaldırıp ne memleketi imar edebilmiş, ne de kendimiz refaha kavuşmuşuzdur. Bunun sebebi, bizim suçumuz olduğu kadar düşmanlarımızın da suçudur. Çünkü başta Ruslar olmak üzere düşmanlarımız hep şöyle düşünürlerdi:
-Türklere rahat vermemeli ki, başka sahalarda ilerleyemesinler...
Bunun için de sık sık başımıza belalar çıkarırlar, savaşlar açarlar, Balkan milletlerini “İstiklal” diye kışkırtırlardı.Biz böyle durmadan savaşırken de o zamanlar askere alınmayan gayri müslimler zenginleşirlerdi.Onların neden zengin, bizim neden fakir kaldığımızı bir köylü, Atatürk’e verdiği kısa bir cevap ile çok güzel açıklamıştır.Atatürk, Mersin’e yaptığı seyahatlerden birinde, şehirde gördüğü büyük binaları işaret ederek sormuş:
-Bu köşk kimin?
-Kirkor’un...
-Ya şu koca bina?
-Yargo’nun...
-Ya şu?
-Salomon’un...
Atatürk biraz sinirlenerek sormuş:
-Onlar bu binaları yaparken ya siz nerede idiniz?
Toplananların arkalarında bir köylünün sesi duyulur:
-Biz mi nerede idik? Biz Yemen’de, Tuna Boyları’nda, Balkanlar’da, Arnavutluk Dağlarında, Kafkaslar’da, Çanakkale’de, Sakarya’da savaşıyorduk paşam...
Atatürk bu anısını naklederken:
-Hayatımda cevap veremediğim tek insan bu ak sakallı ihtiyar olmuştur, der dururdu..

....................................................................................................

Atatürk ve Nöbetçi
İtalyanların Habeş Harbi sıralarında idi. Ege kıyılarında kıta ve tahkimat komutanları çok titiz davranıyorlar, kıtaya herhangi bir yabancının sızması olasılığına karşı erleri sık sık uyarıyorlardı.Bu günlerin birinde Atatürk’ün teftişe geleceği haber alındı. Atatürk beklenilen günde yanındaki erkanı ile geldi. Kıtaları teftiş edip dolaşmaya koyuldu.Savunma mevzilerinden birine giden yolun dönemecinde Atatürk birdenbire durdu. Yanındakilere:
-Siz beni burada bekleyiniz, ben yalnız gideceğim, dedi.
Yanındaki komutanlar tereddütle birbirlerinin yüzüne baktılar. Fakat, tabii bir şey söyleyemediler.Atatürk patikanın kıvrımını döndü. Koruganın hakim bir noktasında nöbet bekleyen Mehmetçiğe doğru yürüdü. Uzaktan gelen bir sivilin kendisine doğru yürüdüğünü gören Mehmetçik hemen silahına davrandı. Daha fazla yaklaşmasına izin vermeden gür sesi ile:
-Dur!... diye gürledi.
Atatürk bu kesin ihtar karşısında durarak:
-Sen beni tanımıyor musun? Ben kimim?
-Mustafa Kemal’sin komutanım.
-Peki sen benim Mustafa Kemal olduğumu biliyorsun da hala neden yasak, diyorsun?...Mehmetçik bir an durakladı. Herhalde teftişten haberi vardı. Fakat onun bildiği Atatürk, yanında kalabalıkla gelirdi. Böyle yapayalnız gelmezdi. Bir an daha düşündükten sonra kafasını salladı ve safiyetle yanıt verdi:
-Komutanım, Mustafa Kemal’sin Mustafa Kemal olmasına ama... Düşmanların işine akıl sır ermez... Birini sana benzetir içeri sokarlar... Gözünü seveyim sen şu bizim yüzbaşıyı al birlikte gel, o zaman nereye istersen git!
Atatürk, geri döndükten sonra komutanlara bunu anlattı. Bu mert ve uyanık eri çavuşluğa yükselttirdi.

9 yorum:

öykü dedi ki...

Ataturk ,hakkında her okudugum ogrendıgım yenı sey
Onun nasıl ozel ,nasıl olaganustu bı lıder olusunu daha da cok percınlıyor beynımde..
Saygımı ,sevgımı kat be kat arttırıyor..Ve ona Layık olmak ıcın
Ogrenecegımız yapmamız gereken ne kadar cok seyımız oldugunu dusunduruyor..
sevgılerımle

sufi dedi ki...

Canım tütüm
Aynı davalar başkalarının başından geçseydi ödül alan anlayışla karşılanan bu insancıklar; ömür boyu hapisle cezalandırılır, ya da ceza evinde ölür yada intihar ettiği söylenirdi.Güleriz ağlanacak halimize. sevgilerimle dilek.

Kubilay Kızıldenizli dedi ki...

Teşekkür ederim bu büyükdevrimcininanılarını bize aktardığınız için.
Atatürk işte bu anılar nedeniyle Atatürk değil midir zaten.
Sevgiler

tutsak dedi ki...

Çok teşekkürler güzel paylaşımın için.Okurken Tontininin söylediği gibi bugünleri düşündüm ve gözlerim doldu.
Sevgiler.

Tijen dedi ki...

Ne çok bilmediğimiz yönü var aslında. Teşekkürler paylaştığın şeyler için.

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Bu postu olduğu gibi Can Dündar'a yönlendirmek geçti içimden bir an!
Ve tamamen Ata'sını unutma aşamasına gelen halka.
Ellerine sağlık.
Sevgilerimle...

etki alanı dedi ki...

Atam'ı araştırdıkça daha çok minnettarlık duyup,kendimi ona karşı borçlu hissediyorum.Ama çocuklarımı O'nun istediği şekilde büyüttüğüme inaniyorum.Tıpkı annem ve babamın yaptığı gibi....
Yorumlarınız için çok teşekkür ederim...

Adsız dedi ki...

I always used to rеad ρiecе of writing in newѕ papers but now as I am a user of nеt therefοre fгom now I am using
nеt fοr artіcles, thanks to web.


My blog post: atunegroup.com

Adsız dedi ki...

Yоu've made some decent points there. I checked on the web for additional information about the issue and found most individuals will go along with your views on this website.

Here is my website - www.Bukmark.net