14 Ekim 2008 Salı

Nail (Vahdeti) Çakırhan!



O'nu ,


ilk TRT 1'deki bir belgeseli seyrederken tanıdım,ve sayesinde aşık olduğum Akyaka'yı tanıtan bu filmi seyrettikten sonra,böyle bir insanı daha önce nasıl bilmem diye kendime çok kızmıştım.


Onca tarih dersi okuduk,birçok gazete ve dergileri karıştırdık,acaba benim mi gözümden kaçtı,yoksa ilgililerin mi bilemiyorum...


Bu tanıtım filminden sonra,hayatını adeta okuyarak yaladım yuttum diyebilirim.


Çok ama çok farklı bir değer oldu benim için...Ünü sınır dışına taşmış bir insanı daha önce nasıl tanıyamadım diye kendime çok kızdım.


Akyaka'daki Ödüllü evini gördüğümde ise orada yaşamam gerektiğini anladım...


Ve bir tanıtım filmiyle,benim hemen gidip Akyaka'yı yakından görmeme ve oraya yerleşme fikrine sahip olmamı sağlayan bu değerli insan 11 Ekim 2008 de hayata veda etmiş...




Çok üzgünüm!
64 yıllık bir aşkın sona erişi...

5 yorum:

Adsız dedi ki...

meilini bulamadııım buraya yazmak zorunda kaldım
ilgileneceğini biliyorum
:)




1- Amaç. Seçtiğimiz iletişim mesajının amacı nedir? İletişim kaynağı niye bu mesajı üretiyor?
2- Üslup.
3- Muhteva
4- Hedef Kitle
5- Zaman. (zamanlama)
6- Maliyet
7- Bütün içindeki yer.

SENARYO

Senaryo, çoğunlukla film formatındaki dramatik yapımlar için kullanılır. Bu dramatik yapılar kökenlerini Yunan Tragedyalarından alır. Bu sanatın bu haliyle temelinde “mimesis” vardır. Batıya özgü bir sanat olduğunu söylemek yanlış olmaz. Genel olarak bu dramalar:

i- A noktasındaki karakterler ile başlar
ii- Karakterlerin önünde engeller oluşur
iii- Bilinçlenme noktasına ulaşılır. Bu bilinçlenme aksiyon hakkında, dünya hakkında ya da kendi hakkında bir bilinçlenmedir.
iv- Doruk noktası. Karakterler ve engeller arasındaki çatışma en yüksek noktasındadır. Doruk noktasını ilginç yapan şey Bilinçlenme noktasının karmaşıklığı ve altmetindir.
v- Çözülme
vi- Sonuç. B noktası. Artık karakterler ve dünya bir başka durumdadır.

ALTMETİN NEDİR?:
Altmetin karakterlerin ya da olaylarda görünenlerin kendilerinden ziyade ifade ettikleri anlamdır. Örnek: Bir lokantada bir masada oturan iki kişi düşünelim. Seyirci bu kişilerden birinin diğerini yemek sırasında öldüreceğini, cebinde bir silah gizlediğini biliyorsa, yedikleri yemek, bu iki kişinin aralarında yaptığı konuşmalar, garson, hep “üstmetin”de mevcut olmasına rağmen önemini yitirir. Altmetin, yani cinayet, üstmetnin önüne geçer. Önemli olan altmetindir.

SENARYONUN GENEL YAPITAŞLARI

A- Aksiyon. Senaryo “aksiyon” üzerine kurulur. Aksiyon, “hareket” anlamında kullanılmaktadır. Bir sinema salonunda geniş açı, genel bir manzara görüntüsü gösterildiğini hayal edin. Bu manzaranın çok küçük bir bölümünde bir adamın yürüdüğünü düşünün. İstisnasız sinema salonundaki her seyirci yürümekte olan adamı izleyecektir. Drama yunanca “yapmak, etmek”
anlamındadır. (to do – to act). Dolayısıyla bir senaryo fikirlerden ve ideallerden oluşamaz. Karakterlere ve onların aksiyonlarına muhtaçtır. Kitabın fonksiyonunu ve insan ile arasındaki özel durumu senaryoya yüklemek hata olur. Daha geçici olduğu kabul edilmelidir. Ancak insan duygularını harekete geçirmekte ve bilinç düzeyinde olmayan etkileşimlerde seyirci üzerinde daha etkilidir. Bir senaryo bir güçlü tema üzerine kurulmalıdır. Bir tek senaryo ile bütün bir dünya görüşünü, bütün yönleriyle anlatmak mümkün değildir. İçinde fırtınalar kopan bir karakteri bir dramada nasıl anlatabilirsiniz? Kitapta sayfalarca tasvir yapma şansına sahipsiniz. Tv de sinemada ya da tiyatroda bu durum nasıl anlatılabilir? Fikirlerin, ideallerin ve bunalımların aksiyonlar haline getirilmesi gerekmektedir.

Senaryo, fikirleri ve kişileri, olaylar aracılığıyla anlatma sanatıdır.

B- A’dan B’ye ilerleme. Genel tanımları gereği: Komedide karakterler ilk konumlarını korumaya çalışırlar. Trajedide ise karakterler bir yerden bir başka noktaya gitmeye çalışırlar. Örnek: Top Gun filminde Tom Cruise’un canlandırdığı Maverick karakteri filmin başında serseri ruhlu, tam büyümemiş bir erkek çocuk kişiliğinde iken filmin sonunda rakibi Iceman gibi o da olgun bir erkek haline gelir. Bu, karakterin A dan B ye yaptığı yolculuktur.

ÖZDEŞLEŞME:
Seyirci kendisini karakterlerden biri ya da birkaçı ile özdeşleştirir. Kendisini karakterin yerine koyar. Bu klasik daramalar için geçerlidir. Bazı modern tiyatro yazarları ve film yapımcıları seyircinin özdeşleşmesinin dışına çıkmak istiyorlar. Alternatif drama arayışları modern drama sanatı olarak bir koldan ilerlemektedir.

C- Gerilim. Senaryo mutlaka gerilim ihtiva etmelidir. Bu gerilim illa ki polisiye gerilim anlamında değildir. Örneğin yeni atandığı okulunda başarılı olup olamayacağı bilinmeyen genç bir öğretmenin durumu kendine has bir gerilimi barındırır. Unutmamak gerekir ki gerilim ve merak birbiriyle kardeş derecesinde yakındır. Gerilim, seyirciye “ne olacak” sorusunu sordurur. Bu da “izlenir” olmak demektir. Fiziksel, duygusal ya da ruhsal gerilimler mutlaka araştırmalı ve senaryo yazımı sırasında faydalanmalıdır. Üç türlü gerilim vardır: Görülen, sezilen, oynanan.

Karakter ile seyirci arasında oluşabilecek dört muhtemel durum:
i- karakter olay örgüsünü seyirciden daha iyi bilir.
ii- seyirci olay örgüsünü karakterden daha iyi bilir.
iii- karakter de seyirci de olay örgüsünü bilmez.
iv- karakter de seyirci de olay örgüsünü bilir.

İyi bir dramatik senaryo genel olarak i ve ii seçeneklerinde gerçekleşir.

D- Çatışma. Karakterin iç dünyası ile karşısına çıkabilecek şeyler arasındaki çatışmanın ortaya konmasıdır. Çatışma aslında insanın varlığı ile benliği ve evren arasında ortaya çıkan genel durumdur. İnsanın istekleri vardır. Ama evren (yani karakter dışındaki herşey) buna engel olmaktadır. Bir karakterin başına bir olay gelecekse, önce o olaya en uzak durum yaşatılır ki psikolojik etki en düzeye çıksın. Yani çatışma oluşturulur. Örnek: Bir polis, ailesiyle beraber kötü adamlar tarafından salıdırıya uğrayacaksa, karısı ve çocuklarından biri ya da birkaçı bu saldırıda ölecekse, önce o aileye en mutlu günlerinden biri yaşatılır. Çocukların cıvıl cıvıl koşup oynadığı bir piknik sahnesini, kanlı bir saldırı sahnesi takip eder. Basit bir formül olarak, karakterin istekleri vardır. A noktasındadır, B noktasına ulaşmak istemektedir. Aradaki tüm engelleri aşmak zorundadır. Senaryo yazımı sırasında, karakter oluştururken en önemli şey belki de karaktere istekler yazmaktır. İstekler yazılır, ardından engeller yazılır.

* Senarist bir karaktere ne kadar acımasız davranırsa karakter o kadar dirilir.
* Karakterin istekleri nedir? Karşısına çıkan engeller nedir? Bu soruları her zaman canlı tutmak gereklidir. Karakterin isteklerinin gizli olması, bunların davranışlarıyla ortaya çıkması daha iyidir.
* Önemli olan alt metindir. Sözcükler önemsizdir. Ne var ki bunda da aşırıya kaçmamak gereklidir.
* Senaryo yazımı teknik bir iştir. Matematik hesaplama gerektirir. Karakterlerin ortaya çıkışları, isteklerinin ortaya çıkışları, engellerin – çatışmaların ortaya çıkışları; bunların zamanları, şekilleri ve dozları hep senaryo-zaman tablosunda hesaplar sonucu ortaya çıkmalıdır.
* Senaryo yazımı “görüntü” yazımıdır. Hikaye yazımında, ya da diğer edebiyat türlerinde olduğu gibi “kelime” yazımı değildir.
* Seyircinin aptal olduğu varsayımı ile yola çıkılmamalıdır. Çünkü seyirci aptal değildir.
* Senaryo yazarı aynı zamanda çok iyi bir seyirci olmalıdır. Jean Luc Godard’ın dediği gibi sinemayı öğrenmenin en iyi yolu film izlemektir.
* Senaryo yazarken sıkıcı olmaktan kaçmak gerekir. Seyircisi olmayan film, olmayan filmdir.
* Seyircinin arzuladığı, aynı zamanda hak ettiği en son şey hayatın gerçekleridir. Sahnedeki gerçek ve sokaktaki gerçek birbirinden farklıdır. Hiçbir seyirci, arabasını park etmek isteyen film karakterinin dakikalarca park yeri aramasını ve park sorunlarını bekleyemez. Senaristi de hayatın kendisi değil, özü ve özeti ilgilendirir. Hayatın hangi gerçeklerini alıyor ve hangi gerçeklerini atıyoruz? Senaryo yazma sanatı özetle budur.
* Çoğu senarist çok bilinen bir hataya düşerler: ayakları yere basmayan bir hayali, bir imgeyi, bir duyguyu yakalamak için senaryonun geri kalanını önemsemezler. Ya da bir başka şekliyle bu hayal için senaryoyu yazmaya otururlar oysa bu pek ilgi çekici fikir olmayabilir. İyi senarist iyi hikayeyi “gözünden” anlamalıdır.
* Senarist esnek olmalı. Film çekimleri sonuçlanana kadar senaryoda uygun değişiklikleri yapmaya hazır olmalıdır.

NASIL YAZILIR?

Genel olarak senaryo yazmanın kuralı yoktur. Yani sayfa düzeni ya da senaryo yazımı için kabul edilegelmiş kesin prensipler yoktur. Ancak yazım sırasında şu yolu izlemekte yarar vardır:

SİNOPSİS:
Film hikayesi. Film hikayesinde senaryo bittiğinde olacak olaylar genel hatlarıyla anlatılır. En fazla 2-3 daktilo sayfası uzunluğundadır. Cümleler geniş zaman kipiyle yazılır. Tasvirler ya da ruhsal çözümlemeler yapılmaz. Olaylar olduğu gibi özetle anlatılır. İç dünyalar, soyut gerçekler anlatılmaz. Edebi kaygı güdülmez.
TRETMAN (TREATMENT):
20-30 Sayfa uzunluğundadır. Mizansenler, zamanlamalar ve karakterler senaryodaki yerlerine yerleştirilir. Olaylar anlatılır. Diyalogsuzdur.
OUTLINE:
Senaryodan önceki aşamadır. Sahne sahne olacak olaylar anlatılır. Yine diyalog yazılmaz. Tüm ayrıntılar vardır.
SENARYO:
Outline a diyaloglar ilave edilir ve senaryo oluşturulur.

2005 tarihli bu yazıma bir ilave yapmak istiyorum: Bugün artık senaryo yazımı için geliştirilmiş yazılımlar dünya standardı haline geldi. Ülkemizde tam olarak yaygınlaşmasa da sayfa düzeni, font büyüklüğü gibi konularda standart uzlaşıların prodüksiyon aşamasında çok faydaları olduğunu belirteyim. Örneğin bu yazılımlarla oluşturacağınız senaryoların film olduğunda yaklaşık sürelerini hesaplamak çok kolay oluyor. Uzun metraj bir senaryo yazan kişinin senaryosunun çekim sonrasında 68 dakika çıkması hoş olmayan bir sürpriz olur… Bu yazılımların deneme sürümlerini internet üzerinde bulabilirsiniz. Kullanımı MS Word’den pek farklı olmayan popüler bazı senaryo yazım programları: Final Draft, Movie Magic Screenwriter, Sophocles, Dramatica…

Gökhan Yorgancıgil, Temmuz 2007

Bu yazı Sinema Hakkında konusuyla ilgili.

Adsız dedi ki...

leyla; haberi ilk duyduğumda aklıma
geldin. akyaka aşkına sebep olan kişi aramızdan ayrıldı,
akyakayı onun sayesinde bildik ve tanıdık(bende)
ruhu şad olsun ona içten teşekkürler, ailesine baş sağlığı dilerim
bizim gibi düşünenler çoğunluktadır umarım
sevgiler

etki alanı dedi ki...

Aynur sen misin?
Mail adresim:
ermantulay-zf4@hotmail.com


.................................

Umarım Leyla'cığım umarım...
Ahh Akyaka ah!

sufi dedi ki...

Allah güzel insan Nail Çakırhan'a rahmet eylesin.Akyaka'yı ben de görmek istiyorum bir gün inşaallah.Sevgilerimle.

Adsız dedi ki...

Wоаh! I'm really loving the template/theme of this blog. It's simple, yet effective.
A lot of tіmes it's very difficult to get that "perfect balance" between superb usability and appearance. I must say that you've done
a great job with this. Adԁitіonally, the blog lοads eхtгemely quick
for mе on Chrοme. Excellent Blog!

my wеb blog click to read more - 1kviews