Bir hasta hastanede,
Tüm ailesi bekleme odasında doktorlardan haber bekliyor. Yorgun ve umutsuz bakışlı bir doktor çıkıyor. '
-Tek yaşam şansı var o da beyin nakli. Böyle bir ameliyatı ilk olarak deneyeceğiz, tabi masraflar hastanın ailesine ait.'
Aile, şaşkın, yorgun, çaresiz...Aralarından biri;
- 'Peki ama fiyat nedir diyor?'Değişir diyor cerrah.
5000 Euro erkek beyni kullanırsak, 200 Euro kadın beyni kullanırsak.Uzun bir sessizlik çöker. Beyler gülmemeye çalışırlar.
Hanımlarla göz göze gelmekten kaçarlar.
Ama aralarından biri merakını yenemez:
-'Peki doktor bu fiyat farkının nedeni nedir?' diye sorar.Cerrah gülümser.
-'Eh tabi, aynı arabalar gibi, kadın beyinleri ucuz oluyor akıllarını çok kullandıkları için. Kullanılmış akıl, kullanılmış beyin. Erkek beyni hiç kullanılmamış sıfır km araba gibi pahalı oluyor.'
ZEKİ BIR KADINA İLETMEYI UNUTMAYIN
Hikâyenin ortasında gülümseyen beylere selâm :)
Hikâyenin sonunda gülümseyen hanımlar öpüldünüz>
........................................................................................................................................................
Konu: Uyanık gazeteci...>
> Kaza yerinin etrafını önce polis kordonu sonra da büyük bir meraklı kalabalığı çevirmişti.. gazetesine,iyi bir kaza fotoğrafı yetiştirmek isteyen uyanık foto muhabiri çemberleri aşamayınca>
-'yol verin.. yol verin.. ben kaza kurbanının oğluyum' diye bağırmağa başladı.
kenara çekilip yol verdiler.. foto muhabiri yaklaştı.> >
Arabanın önünde bir eşek yatıyordu. :-)> -------------
....................................................................................................................................................
> Konu: yalan söylemek>
> Padişahın biri, >
- Bana yalan söyleyebilene bir küp dolusu altın vereceğim!> demiş.
Yalancılar, hemen saraya koşuşturup başlamışlar yalana; >
- Bir kuş, aslanı kapıp yuvasına götürdü.>
- Bunun neresi yalan?.. Kuş kartaldır, Arslan da kuzu kadar minik bir yavru. Kaptı mı götürür tabii!..>
- Komşu ülkede bir eşeği kral yaptılar!..>
- Ülkenin kralı, pencereden bakınırken tacını düşürmüş. Taç da pencerenin altındaki eşeğin başına geçmiş. Taç kimin kafasındaysa, kral odur tabii!..>
- Padişahım, ben gökyüzüne bir ok attım. Altı ay sonra geri döndü!>
- Senin ok bir ağacın üstüne düşmüştür. Ağaç, sonbaharda yapraklarını dökünce, takılacak yer bulamayıp yere inmiştir.>
Böylece padişah, her yalana gerçek bir bahane bulmuş ve kimse padişaha bu yalandır dedirtememiş.
Ama bir gün bir Kayserili gelmiş; >
- Padişahım, sen benim babamdan borç olarak bir küp dolusu altın almıştın. Şimdi geri almaya geldim. Yalandır dersen ödülümü ver. Yalan değil dersen borcunu öde!..> --------------------> >
3 yorum:
Bir tatil gününün sabahında gülümsemek inan ki çok iyi geldi,
Ellerine sağlık.
Sevgilerle...
Yorgun bir biçimde koltuğa serilmiştim ama yüzümü güldürdünüz ilk fıkra çok hoştu :)
Amacıma ulaştım o zaman,yaşamın kıyısında...
Biraz gülümsemeli arada...
......................
Sağol ruhdağı,
Onlarca mail geliyor böyle,arar ara yayınlayacağım...
Yorum Gönder