28 Haziran 2008 Cumartesi

Yorucu Günler



13 yıl sonra.........

4 saat içinde verilmiş bir karar......

Bilinmeyene doğru.....

27 Haziran 2008 Cuma

Atatürk fotoğrafları

Ben bu fotoğrafları daha önce görmemiştim...
Benzerlerini hatırlıyorum ama bazılarını ilk kez görüyorum...
Bir liderin nasıl olması gerektiğinin resimleri bunlar...
Üstelik kaç sene öncesinden....






























24 Haziran 2008 Salı

Ben maviyim--------Renkler----Kelime oyunu----



Ben maviyim....

Tıpkı engin denizler ve gökyüzü gibi...Özgür ve bağımsız...

****************

İnsanlar rengarenktir benim gözümde...

Eğer mavi etkisi yaratıyorsa,çok severek konuşurum...İletişimde,vücut dili kendini belli eder zaten...Konuşulan dilin yanında,dinleyebilen insan mavidir benim gözümde...Mavi soğuk bir renktir,ama ferahlatan bir etkisi vardır....Bilge bir renktir bana göre.Maviler arasındaysam,keyfime diyecek yoktur..Hele çevremdeki eşyalarda saks mavisi varsa,huzur dolarım...

Kırmızı etki yaratıyorsa,harekettir benim gözümde...Dans edenler,kırmızıyı anımsatır bende...İspanyollar,çingeneler,romantikler...Hep kırmızıdır nedense...İsyanlar....Harekettir....Adrenalin rengi..

Eğer bende siyah alarmı veriyorsa,asil ve saygın bir renktir.Renk bilimciler,siyahı renk olarak görmezler,çünkü negatiftir onlar için..Ama ben çok severim...Özellikle esmerse(!)

Beyaz etkili insan,iyilik ve kötülüktür benim için...Doğumda ve ölümde beyaz kullanılır....Hem hüznü hem de sevinci çağrıştırır...Dönemlerin rengidir..Doğum,evlilik ve ölümün....Vazgeçilmez...

Kahverengi,memurları hatırlatır bana...Dikkat çekmeyen,durağanlığı ama çalışkanlığı çağrıştırır....Düzen rengi...

Yeşil,Bir ağaç üretkenliği kadar anaç gelir bana..Şevkat..Ve ne gariptir ki su gelir gözümün önüne,yeşili düşündüğümde..Huzur verir..Hele mavi ile bir araya gelirse,sonsuz bir huzur duyarım...

Sarı,hep itici gelmiştir...Aşırı dikkat çekici olduğu için mi, yoksa,sonbaharı hatırlattığı için midir bilmiyorum ama tuhaf bir hüzün vardır bu renkte...(sarışınlıktan bahsetmiyorum)

Halbuki,sınav öncesi sarı renk yüklendiğinde bilgilerin toparlanacağı söylendiği için böyle bir uygulama bile yapmıştık hatırlıyorsanız..

Tıklayın;

Burnumdan renk renk geldi başlığı ile yayınlamıştım.

Hayatımız hep rengarenk değil mi zaten?

23 Haziran 2008 Pazartesi

Atatürk hakkında bilmediklerimiz (2)


* Atatürk`ün dünyada `başöğretmen` sıfatlı tek lider olduğunu,
* Bir geometri kitabı yazdığını. Üçgen, açı, dikdörtgen gibi ve 48 tane geometri teriminin (Türkçe) isim babasını bu yazdığı kitapla bizzat Mustafa Kemal olduğunu,
* Bir röportajda "Birleşmiş Milletlere üye olmayı düşünüyor musunuz?" diye sorulur, Atatürk: "Şartlarımızı koyarız, kabullerine bağlı. Biz müracaat etmeyiz üye olmak için. Davet gelirse düşünürüz". BM yasasını değiştirir ve ilk davet edilen ülke biz oluruz dediğini,
* Yıl 1938, General McArthur´un en zor, en problemli, en buhranlı dönemi. Birden çok sıkılır ve yanında duran yüz yirmiden fazla kişiye döner ve aynen şöyle der: "Şu anda hiçbirinizi değil, büyük istidadı ile Mustafa Kemal´i görmek için neler vermezdim" dediğini,
* Yıl 2000, ABD Başkanı`nın milenyum mesajından bir alıntı : "Bugün milenyumun hiç şüphe yoktur ki tek devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk´ tür. Çünkü o yılın değil asrın lideri olabilmeyi başarmış tek liderdir" dediğini,
* Yıl 1938, Ata`nın ölümünde Tahran gazetesinde yayınlanan bir şiir`den alıntı : "Allah bir ülkeye yardım etmek isterse onun elinden tutmak isterse başına Mustafa Kemal gibi lider getirir"
* Norveççe`de `Atatürk gibi olmak` diye bir deyim olduğunu,
* Kurtuluş Savaşında rütbe alan bir çok kadın askerlerimiz var. Ama dünya tarihine geçen tek bir üsteğmenimiz var; 700 erkek, 43 kadından oluşan bir müfrezenin reisliğine bizzat Atatürk tarafından atanmış Üsteğmen Kara Fatma olduğunu,
* `Atatürk çiçeği`nin adını, çiçeği bulan Wanderbit Üniversitesi profesörlerinden doktor Kirk Landin`in koyduğunu ve bu çiçeğin tüm dünyada bu isimle üretilip satıldığını,
* Yunan başkomutanı Trikopis`in, hiçbir zorlama ve baskı olmadan her Cumhuriyet bayramında Atina´daki Türk büyükelçiliğine giderek, Atatürk`ün resminin önüne geçtiğini ve saygı duruşunda bulunduğunu,
* "Minber" adında bir gazete çıkarttığını ve 52 sayı yayımlanan gazetede ilk defa sansür kelimesi geçtiğini
* Yıl 1996, Haiti Cumhurbaşkanı vasiyetinde mezar taşına yazılmasını istediği metni bırakmıştır. Diyor ki: "Bütün ömrüm boyunca Türkiye´nin lideri Mustafa Kemal Atatürk´ü anlamış ve uygulamış olmaktan dolayı mutlu öldüm" ,
* Yıl 2005, Amerika´nın en ünlü ekonomistlerinden birisi olan Mr. Johns`un önerisi "Türkiye ekonomiyle savaşta bir tek Atatürk´ ü örnek alsın yeter" dediğini,
VE ATATÜRK :"Milletimi şimdiye kadar söylediğim sözlerle ve hareketlerimle aldatmamış olmakla gurur duyuyorum." M. Kemal ATATÜRK

(Araştırmacı Yazar İlknur Güntürkün Kalıpçı`nın `İçimizden Biri Atatürk` adlı yazısından alıntıdır)
................................................................
Sevgili Reality'de ikinci yazısını yazmış.
Hem de muhteşem bir yazı olmuş..
Erdil bey,yavaş yavaş unutulan bir sevgiyi anlatmış.

18 Haziran 2008 Çarşamba

Her prenses asil midir?

Bir varmış,bir yokmuş.....Zamanın birinde bir prenses varmış....
Diye başlar masallardaki prensesler anlatılırken...

Bir çok prenses var dünyada...
Ama beni etkileyenlerin resimlerini tek tek yayınladım...
Bana göre ülkeyi temsil eden kadınlar asil olmalılarAsalet sonradan kazanılmaz bana göre,adeta asil doğulur...

Şahbanu
Çocukluğumda hayranıydım....
...........................................................................................





Yine çocukluğumdan hatırladığım asi güzel.....
....................................................................................................


Zerafeti her zaman etkilemiştir beni....
................................................................................................



İngiltere tahtına en çok yakışacak olan bir asillik vardı onda....
........................................................................................
Monaco prensesi
Sanırım,bir daha böyle güzel,asil ve zarif bir insan daha gelemez dünyaya..
................................................................................................
Sonradan not:Üç prensesi öğrenmek için soruyu tıklayınız..
........................................................................................
Çekici bir kişilik için ne yaptılar acaba?

16 Haziran 2008 Pazartesi

Zor--(2)--kelime oyunları------------



İçimi kabartarak etkisi altına alan bu konu,adeta yankılanmaya sebep oldu..

"Çalış,çalış,çalış!"

Kadın olmak,çok güzel.Ama hiç kolay değil....

Şehirlisi de,köylüsü de aynı işi yapıyor...Mekanlar yükü hafifletip çoğaltmıyor,aynı şiddette sarsıyor..

Dinlenme eylemi istiyorum!

Bunun anlamı şudur:

Dinlenmek istiyorummmm!

İçimizdeki çocuk-----------Fotoğrafın dili (5.çalışma)-----


Fotoğrafı görür görmez çocukluğuma ışınlandım!

Koyu renk saçı olan kız çocuğu, aynı benim çocukluğum,eteğini tuttuğum ise kızkardeşimdi sanki..Bu kadar benzerlik olur!(ayrıca kardeşime sahip olmak adına oyundan zevk alamadığım günleri hatırladım birden.içim cız etti).

Kendimizden bahsederken,en çabuk başladığımız ve başardığımız tek konudur çocukluğumuz;

Bir tavuk kümesimiz vardı...İçine rahatça girip yumurta topladığımız.Kimsenin kimseyi umarsamadığı bir kümesti...Benden korkmazlardı...Yumurta toplamak için girdiğimde,hiç istifini bozan olmazdı...Her tavuğun ve horoza isim takmıştık.....Ligorin cinsi tavuklardı..Bembeyaz....Orada olmak oyun gibiydi benim için...

Hayvanlara yakın olmak beni hep mutlu etmiştir..Bu nedenle onların etrafında olabilmek için,oyun alanı olarak kullandığımız mekanlardan biri de,kümesin üstü idi. Yüksekliğini,aşağı yukarı 1,90-2 metre gibi düşünün,o kadardı.Merdiven dayayıp üstüne çıkardık ve oradan en uzağa kim atlar yarışması yapardık(6 yaşımdaydım).Tabanlarımız patlardı en uzak noktaya ulaşmak için atlayalım diye..

İp atlamak,sek sek oynamak,saklambaç,öndenturba,tıp,tren(resimdeki gibi),40 taş,5 taş,9 taş gibi oyunlarla zaman geçirirken,içinde bulunduğumuz güzelliğin farkında değilmişiz.Ne kadar yararlı oyunlar oynarmışız meğer...

Anımsamak iyi geldi bana..

Hissederek canlandırdım gözümde...

Fotoğrafı kim seçtiyse teşekkür ederim...

Daha önce,kelime oyunlarında uzun bir anlatım yapmıştım.

Çocuk ve çocukluk

Öykü atölyesi-Fotoğrafın dili

15 Haziran 2008 Pazar

Babalar günü



Baba olmayı hakeden ,çocuklarına gerçekten baba olabilen,tüm babaların,babalar gününü kutluyorum....

14 Haziran 2008 Cumartesi

Atatürk hakkında bilinmeyenler (1)


Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Mustafa Kemal Atatürk´ün olağanüstü yaşamı boyunca başından son derece ilginç ve gizemli olayların geçtiği biliniyor.
Bu sayfamızda da bunların bir kısmına yer vermeye çalışacağız. Zaman içinde bunlara bulduğumuz yenileri de ilave olacak. Hepsini yanyana getirdiğimizde Atatürk´ün üstün şahsiyetinin yanısıra birde olağanüstü ve bilinmeyen bir yanının da olduğu gözler önüne serilmiş olacak.
İLK BAŞ KALDIRIŞI :Atatürk, oldu olası Arapça derslerinden, yere bağdaş kurarak oturmaktan ve dizleri üstünde durarak yazı yazmaktan hiç memnun değildi.Yine dizlerinin üstünde durmaktan dizlerinin ağrıdığı bir gün ayağa kalkarak dersi ayakta dinlemeye başladı.Fakat bu seferde hocası bundan memnun olmamıştı ve Atatürk´e yerine oturmasını söyledi.Atatürk ise dizlerinin ağrıdığını ve oturamayacağını söyledi. Bunun üzerine hocası sinirlenip, deliler gibi haykırarak ;"Neee bana karşımı geliyorsun " dedi. Atatürk bunun üzerine ;"Evet karşı geliyorum" dedi.Tam bu anda diğer bütün çocuklarda ayağa kalkıp ;"Evet karşı geliyoruz" diyerek aynı sözleri tekrarlayınca,hoca ne yapacağını şaşırarak onlarla uzlaşmak zorunda kalmıştı. Bu onun ilk baş kaldırışıydı. Liderlik vasfının ve kitleleri peşinden sürükleyen karizmasının ilk ortaya çıkışıydı.
.........................................................
15 YIL HÜKÜM SÜRECEKSıN...Atatürk hakkında yapılmış birçok kehanet vardır.Bunların en ilginci onun el falına bakan bedevinin söyledikleridir.Mustafa Kemal arkadaşları ile Bingazi´ye, Trablusgarp savaşına katılmaya gidiyordu.Yolda bie bedevi´ye rastladılar.Bedevi el falına çok iyi baktığını ve genç subaylara da isterlerse bakabileceğini söyledi.Hepsi ellerini açarak bedevinin söylediklerini dinlemeye başladı.
Sıra Mustafa Kemal´e gelince, o önce baktırmak istemedi ama arkadaşlarının ısrarı karşısında, sonunda o da elini bedevi´ye açtı.Bedevi ele bakar bakmaz yerinden sıçradı ve heyecan içinde ;
-"Sen padişah olacaksın" dedi ve ilave etti "15 yıl hüküm süreceksin."
Genç subaylar gülüştüler ve yollarına devam ettiler.Aradan yıllar geçti, Mustafa Kemal Türkiye Cumhuriyeti´nin Cumhurbaşkanı oldu.Cumhuriyetin 14.yılında hastalandı.Karaciğeri kötüye gittiğinde çevresindekiler ona "Artık içme Paşam" dediler.Atatürk onlara birzamanlar yolda rastladıkları falcı bedevi´yi hatırlattı ve gülerek ;
-"Arap vaktiyle söylemişti, Bizim padişahlık nasıl olsa 15 yıl sürecek...Hesapça bu son senemizdir..."
Yıl 1938 ´di...
Kaynak:bilinmeyen com
...................................................................................
Not:Erdil Bey'de "Atatürk'ü nasıl görüyorlardı"başlığı altında bir yazı serisine başlamış.
Sevgili reality'de hazırlamış.
.................................................................................................
İsterseniz,Atatürk hakkında, farklı başlıklar altında ,bir etkinlik başlatalım..Sadece resimleriyle bile albüm yapabilirsiniz....
Yayınladıktan sonra ,bildirirseniz buradan link verip duyurabilirim..
Saygılarımla...

11 Haziran 2008 Çarşamba

KINIYORUM !

Lütfen okuyun!
http://www.fatihaltayli.com.tr/

Ve seyredin!
http://sanal-yasam.blogspot.com/search/label/yorumsuz

Fatih Altaylı'yı kınıyorum...İki kendini bilmez densizi programına çıkardığı için..Cahilce bir gülüşle,söylediği sözler utanç verici o sıkma başın...Belli ki çok sıkmış başını,kan dolaşımı durmuş beyninde...

Bu sözleri söyleyebildiği için bile Atatürk'e ne çok şey borçlu olduğunu bilseydi,minnettarlığını dile getirirdi...Başını örtmek için para alabilen bu tip insanların,kimbilir bu sözler için neler alındı...

Gerçek dindar insan,dini ve milli liderini ayırt etmesini bilir..

İran rejiminde,hadi bakalım sıkıysa "Humeyni'yi sevmiyorum "desin de TAŞLANIYOR MU,TAŞLANMIYOR MU GÖRELİM.

BEN ,HER ZAMAN,ATATÜRK GİBİ BİR LİDERİMİZ OLDUĞU İÇİN,ALLAH'IMA ŞÜKREDİYORUM..




YAZIKLAR OLSUN fATİH aLTAYLI!



Reyting için,sokaktan toplanan iki pisliği çıkardığınız için!

Hadi çıkardınız!

Bu sözleri söylediğinde stüdyoyu terketmelerini istemenizi beklerdim sizden!

Tüm saygımı yitirdim size karşı!

Halbuki,bu ilmi yutmuş gerçek bilgili insanları çıkarsaydınız,daha saygın olurdunuz...Tartışmaya değerdi o zaman...İşin özünü bilenler....
Bu programa,aydın insanlar yakışırdı!
Bunu beklerdim sizden ...

Benim de başı örtülü arkadaşlarım var..Ama fikri açıklar..Özgüveni,özsaygısı ve özsevgisi yüksek kişiler...

Programa katılan diğer konuklar da apır sapır konuştular.....

Cahillerle dolu bir program yapılmış....
Sadece adınızdan söz ettirmek adına ,kişisel değerleri aşağılayan,kişiliksiz insanları çıkarmışsınız programınıza...
Ekranı kirlettiniz!

Özenmek,haset,yok etmek ya da nefret görseydim,duygulara sahipler derdim..Göremedim...
O iki insan:İki boş teneke

Zaten amaç örtü değil ki....

Tüm fikir ve görüşlere saygım vardır...

Amaaaa....

Türkiye Cumhuriyet'ine ve kurucusu olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e
yapılan her hakaretin karşısındayım!

Bu topraklar için dökülen kanlar için saygıya davet ediyorum bu densiz konuşanları!









NOT:Hülya Avşar'ı da kınıyorum.
Okumalısınız...
http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=Detay&ArticleID=882543&Date=09.06.2008&CategoryID=78

http://www.gazetesok.com/haber.jsp?cid=22111&haberadi=Hulya_Avsar_yaglamaya_basladi_.html

Zor------------------Kelime oyunları------------------------


Zor iş,
Zor karar,
Zor günler,
Yaşamak zor....

Zor
Hayat zor,
Herşey zor,
İşimiz zor,
Öyle zor ki,
Hem de öyle zor ,
Zor farkediliyor.....

Zor anlar,
Çekmek zor,
Beklemek öyle zor ki,
Hangisi zor diye sorsalar,
Zor olsa da,
Galiba anlatmak zor,

Zor bir an...

Not:Afedersiniz ama zor ne demekti?O kadar çok tekrarlayınca anlamını yitirdi de...Tekerleme gibi.....