Bu sene bizi meşgul eden,düşündüren ve oğlumun geleceğini belirleyecek olan bu imtihan sistemini benimsemediğimi söylesem de,sistemin içinde olduğumuz için,mecburen çalışmak zorunda olunan OKS !!!!
Zaman yaklaştıkça,strese giren oğluma,baskı yapmasam da,çalışması ve hazırlanması için kendisini sıkması gerektiğini söylemek benim gerçekten canımı çok sıkıyor...
Fırat'ıma şunu söylüyorum:
-"Oğlum,eninde sonunda,öyle ya da böyle bir liseye yazılacaksın...Şurada 1,5 ay kadar bir zaman kaldı.Çalışırsan iyi bir okula kendi çabanla girersin.Çalışamasan da bulabildiğimiz en yakın ve iyi bir okula girebilmek için elimizden geleni yapacağız....Moralini bozmadan elinden geleni yap,sonrasında da ben elimden geleni yapacağım."
Ben özel hocalar tutmadım,herkes gibi iki yıl öncesinden dersanelere yazdırmadım..Normal okul kitaplarının dışında,geçen sene dersaneye gidenlerden test kitaplarını aldım.küçük test kitapçıklarından aldım.Olabildiğince çözmeye gayret gösteriyor...
Ama kendisi ,dersanenin kendisini motive edeceğini,daha iyi konsantire olacağını söylediği için son sene ikinci dönem,en yakın dersaneye yazdırdım.Kendi okulundan en yakın arkadaşıyla gidip geldiği için mutlu...Bu bana yetiyor...
Bu hırsın içine dahil olmadım hiç...
Belki bunda çocuklarımın da katkısı olmuştur...Her ikisi de çalışmayı,okumayı seven çocuklar...Beni zorlamadılar hiç...
Sadece ders dinlemelerini öğütleyip,okul zamanı iyi çalışmalarını sağlamış olmam da etkendir büyük ihtimalle...
Ama okul hayatları boyunca hiç vaadde bulunmadım onlara.."sınıfını takdirle geçersen sana şunu alırım" gibi hiç telkinlerim olmamıştır.."kendiniz için çalışıp,kendi referanslarınızı kendiniz vereceksiniz"demişimdir hep....
Kararlar verilir ve uygulanır...Psikolojik kavgalar hiç yaşanmaz bizde...Ne kibir aşıladım çocuklarıma,ne de pasifliği....
Benim için önemli olan fiziksel sağlık,ve akıl sağlığı....
Sosyal hayatta güvenilir olmak ve özsaygılarıyla hareket etmeleri çok daha önemli benim için...
Bana"çöpçü olacağım anne" desen bile,saygı duyarım,amaaaaa,görev yerine geldiğimde senin bölgen olduğunu anlamalıyım diyorum."biliyorum anne,o bölge temizliğinden belli olacak değil mi?"diyor..İstediğim bu!Ne istediklerini bilip,en iyisi olacaklar...
Bunları neden anlatıyorum biliyor musunuz?
Çocuklarımızı aşırı sıkmamız ve kendi hırslarımızın sonucunda çocuklarımıza neler yaptığımızı,kapı komşum bakın nasıl anlatıyor...
LÜTFEN,LÜTFEN,LÜTFEN
OKUYUN !!!!!
Bazı şeyler anlatılmıyor, yaşanıyor dilerim hiçbiriniz yaşamayın, yaşamak zorunda kalmayın ya da bırakılmayın.
Adı: ERDEM
18 - 20'li yaşlarda bir delikanlı.Yatağa bağlı, buna rağmen durdurulamıyor. Duvarları tekmeliyor, boğazlanıyormuşçasına bağırıyor, galiz küfürler savuruyor.Yorulmuyor, durmuyor, sakinleşemiyor...
Adı: SİBEL
16-18’li yaşlarda.Uykuda gezer gibi bir hali var ama agresif davranışlar gösteriyor. Temizlik yapan kadının önüne atlıyor aniden. 'Temizim, titizim diyorsun, söyle bakalım Barış Manço'nun mezarı nerede? NEREDE? diyorum sana.'
Temizlikçi kadın umursamıyor işine devam ediyor. (Kadın yorgun, bezgin kendi sorunlarını düşünüyor besbelli.) Sibel kızgın... Beni gözüne kestiriyor aniden 'Sen söyle, sen biliyor musun Barış Manço'nun mezarını?' diye üstüme sıçrıyor bir adımda. 'Bilmiyorum' diyorum. Laf olsun diye...
Cevap vermek adına…Aşağılayıcı bir tavırla 'Neden?' diyor. ‘Sen temiz, titiz değil misin?’
Bir diğer delikanlı sürekli namaz kılıyor. Daha doğrusu kıldığını düşünüyor. Seccade gibi kullandığı bez parçasının bir başına, bir sonuna geçip, hep elleri bağlı, rükuda duruyor.Bir diğeri benim neden orada olduğumu, neden annesinin orada olmadığını sorguluyor.Kimisi bana sarılmaya, öpmeye çalışıyor, kimisi Oğulcan'a kendi hırkasını vermeye...
Ve anneler, babalar DİKKAT!
Bu çocukların büyük çoğunluğu SINAV KAYGISIYLA bu hale gelmiş…Hani şu onlara daha iyi bir hayat verebilmek adına zorladığımız OKS, ÖSS gibi bir gün, bir kaç saat içinde geleceklerini belirleyeceğine, iyi bir hayata kavuşacaklarına inandığımız, inandırıldığımız garip sınavlar adına...Çoğunuzun hiç görmediği ve benim hiç birinizin görmesini dilemediğim hayatlar var orada.Sınırı aşmaya görün, geri dönüşü yok bunun.Kısacası ya AKILLI, ya DELİ…Ama bir kez düşünün…Sınavı kazanan mı Akıllı, kaybeden mi?Bu kuralları koyan mı Akıllı?Koca bir hayatı kurallı yaşama adayanlar mı?Hayali bir gelecek adına, gelecek yok edenler mi?
SON SÖZ: Küçük oğlum Onurcan bu sene OKS sınavlarına girecek. Askeri Lise Sınavlarına girecek Allah nasip ederse…Abisi Oğulcan'a rağmen, Annesi ve Babasına rağmen...
BU VESİLE İLE;Sınava girecek çocuklarımıza ferahlık,Anne Babalarına rahatlık,Cümlemize kolaylıkDiliyorum.
Sınırı aşmayın, aştırmayın...
Geri dönüşü YOOOKKKK…
Yapıyorlar bir iğne…
Sonra ne kadar çırpınsan, bağırsan NAFİLE.
Tijen ve Oğulcan'dan Bakırköy Ruh Halleri...
Tijen benim arkadaşım ve komşum.Oğlu Onurcan,Fırat'ın sınıf arkadaşı ve en yakın arkadaşlarının başında gelir...Daha önce de bahsetmiştim.Anneyiz biz dergisine yazılar yazıyor diye....Tijen Güden,Ayşe Arman yazılarında bağıra bağıra anlatır bu yaşamı..
İlk oğlu,doğumdan sonra hastanede mikrop kapıyor ve beynine yerleşen mikrop,bir hayatı değil,bir aileyi nasıl bir olumsuz bir yaşamın içine itiyor.....
Yazılarını okuduğunuzda,ne demek istediğimi anlayacaksınız...
http://www.anneyiz.biz/yazarlar/yazidtl.php?yzid=7856387