9 Kasım 2011 Çarşamba

Atamızın kişisel özellikleri ve bilinmeyen yönleri

Gençliğimde ,okul duvarının gazete köşesini ben hazırlardım.Kütüphanedeki ve evdeki ansiklopedileri karıştırıp araştırma yapmak çok hoşuma giderdi.Hep,hiç bilinmeyen yönleri bulmaya çalışırdım.Bu yüzden Nutuk serisini çok sık okurdum,gerçi bir çok sözü anlamazdım,ama ne demek istediğini anlatmaya çalışırdım çocuk kafamla...

İsterdim ki,her zaman yazılanlardan çok daha farklı özelliklerini bulup aktarayım...Ama ne yazık ki,yıllardır çok klasik bilgilerle ezberci olduk.

Dikkat ediyorum,ilkokul öğrencileri hala aynı bilgilerle büyütülüyor,gerçi artık kitaplarda çok az yer alıyor ya!Kişiliği hakkında tam bilgiye hiç ulaşamamıştım.İnternetin en güzel yanı bu,istediğin bilgi anında karşına geliyor.Her bilgi,her açıklama,her belge,aslında ilkokuldan itibaren konulması gereken derslerden biri de kişilik dersi olmalı.Ve sık sık tekralanan"Atatürk gençliği " ,onun kişiliği hakkında pişerek yetişmeli.Bırakın liderlik kişiliğini,insan yanının işlenmesi bile yıllar alır.Sağlam ve modern bir yapı,temeli sağlam tutarsak,düşünen,araştıran ve gelişen bir toplum oluruz.O zaman birlik ve beraberliğin bir ülkenin bütünlüğü için en güzel hedef belirleyici bir amaç olur.Atamızın dediği gibi"

"Eğitimdir ki bir milleti ya hür,bağımsız,şanlı,yüce bir toplum olarak yaşatır;ya da bir milleti esaret ve sefalete terk eder."

ATATÜRK’ÜN KİŞİLİĞİ VE ATATÜRK’ÜN KİŞİSEL ÖZELLİKLERİ

a. Vatan ve milletine olan düşkünlüğü

Vatan ve millet sevgisi Atatürk'ün taşıdığı özelliklerin temel taşıydı. O vatanı ve milleti için canını seve seve verebilecek bir karaktere sahipti.O kişisel egemenliği ortadan kaldırmış, egemenliği kayıtsız şartsız milletine vermiştir. Bununla milletine olan güvenini, sevgisini açıkça göstermiştir.

b. İdealistliği

Atatürk'ün en büyük ideali, milletini tam bağımsız, çağdaş ve ileri uygarlıklar düzeyine ulaştırmaktı. Onun diğer bir amacı da tüm ulusların barış içinde yaşamasıydı. Atatürk, Türk milletinin çağdaşlaşması için önüne çıkan tüm engelleri yenmiştir.

c. Hakikati Arama Gücü

Atatürk gerçekçi bir insandı. Olaylar ve kişiler karşısında gerçekleri çekinmeden söylediği gibi, doğru olanın gerçekleşmesi için elinden geleni de yapardı. O, yapacağı bir işte önce engelleri görür, onları birer birer ortadan kaldırır, sonunda amacına ulaşırdı. Hayalcilikten uzaktı.

d. Yaratıcı Zihniyeti

Atatürk'ün en önemli özelliklerinden biri de yaratıcı zihniyeti idi. Olaylar karşısında yılmadan mücadele eder. Sorunlara çözüm üretirdi. Atatürk, Türk milletinin tarihini inceleyip, onun özelliklerini çok iyi tanımıştı. Böylece Türk milletinin en ümitsiz zamanlardan bile başarılı olabileceğini anlamıştır. O, olayların akışına göre hareket eden değil, olayları yönlendiren bir kişi idi.

e. Sabır ve Disiplin Anlayışı

Atatürk bir işi yapmaya karar verdiğinde öncelikle şartların olgunlaşması için çalışırdı. Atatürk, disipline de çok önem verirdi. Bir işi yapmaya karar verdiği zaman ısrarla o konu üzerinde çalışır. Asla vazgeçmezdi.

f. İleri Görüşlülüğü

Atatürk'ün Çanakkale Savaşları sırasında düşmanın nereden çıkacağını bilmesi, II.Dünya Savaşı'nın çıkacağını tarih vererek söylemesi, İtalya ve Almanya'daki yükselişin söneceğini söylemesi, yine II.Dünya Savaşı'ndan en karlı çıkan devletin Sovyet Rusya olacağını söylemesi, onun bu yönünü açıkça göstermektedir.

g. İyi Kalpliliği

Atatürk iyi kalpliydi. İnsanlığı bekleyen felaketlere karşı sürekli çareler arardı. Ona göre gayesi barış olmayan bir savaş cinayetti.

h. Açık Sözlülüğü

Atatürk, doğru bildiğini açıkça söylemekten çekinmezdi. Atatürk, gerçekten memlekete hizmet etmek isteyenlerin açık kalpli olmaları gerektiğini söylerdi.

ı. İnsan ve Millet Sevgisi

Atatürk, milletini çok severdi milleti uğruna gece gündüz çalışmış, en umutsuz zamanlarda bile milletle beraber olmayı, millete güvenmeyi kendine prensip edinmişti. O yalnız kendi milletine değil bütün uygar milletlere saygı duymuştur.

i. Yersiz Acıma Gücünü Kontrol

Atatürk, Türk milletini yüceltmek için ömür boyu çalışmıştır. Olayları asla şansa bırakmamış, yersiz ve gereksiz aflarda bulunmamıştır.

j. Mantıklılığı

Atatürk, akla ve mantığa çok önem verirdi. O, yaptığı tüm işleri akla ve mantığa dayandırmıştı.

k. Çok Cepheliliği

Atatürk çok cepheliydi. O, hem iyi bir asker, hem devlet adamı hem de fikir ve aksiyon adamıydı.

l. Eğitimciliği

Atatürk, eğitime büyük önem verirdi.

m. Sanatseverliği

Atatürk sanata düşkündü. O, Türk milletinin engin bir sanat zevki olduğuna inanırdı.

n. Yöneticiliği

Atatürk, iyi bir yöneticinin bütün özelliklerine sahipti. Kendisini sevdirerek ve inandırarak insanları etkilemiştir. O bir işi yaptırmak istediğinde önce çevresindekileri ikna ederdi.

o. Rehberliği

Atatürk, 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıktıktan hemen sonra başladığı işlerde bir rehberin bütün özelliklerini sergilemişti. O, millete en doğru yolu göstermişti.

ö. Gurura Yer Vermemesi

Atatürk, kurduğu cumhuriyet yaptığı inkılaplar ve kazandığı zaferlere rağmen gurura kapılmamıştır. “Ben yaptım!” sözünden hep kaçınmıştır. Her zaman: “Türk milleti başardı” demiştir.

p. Ümitsizliğe Ver Vermemesi

Atatürk, asla ümitsizliğe düşmezdi. İç ve dış düşmanların çokluğuna rağmen Milli Mücadeleyi başlatmış ve başarmıştır.

p. Metotlu Çalışması

Atatürk, yapılacak işlerin zamanını ve sırasını çok iyi bilirdi. O yapacağı işlerde her şeyi sırayla yapardı. Önce engelleri ortadan kaldırır, sonra hedefe varmada hiç zorlanmazdı.



Atatürk ile ilgili bilinmeyenler ve duyulmayanlar

1."Ata" lafını sevmezdi...

"Atatürk" hitabını ilk kez dönemin Türk Dil Kurumu Başkanı bir konuşmasında kullanmış. Mustafa Kemal de çok beğenerek soyadı olarak almıştı. Kendisine "Ata" diye hitap edilmesinden hiç hoşlanmazdı.

2. En sevdiği yemek...

Manastır Askeri Lisesi yıllarından kalan bir alışkanlıkla hayatı boyunca en sevdiği yemek kuru fasulye ve pilav olarak kaldı. Tatlıya düşkün değildi ama canı istediğinde çok sevdiği gül reçelini tercih ederdi.


3. En büyük hayali dünya turuna çıkmaktı...

Ömrü yetseydi bir dünya turuna çıkıp Türk dili ve tarihi üzerindeki çalışmalarını genişletmek en büyük hayaliydi.

4. Başucu kitabı "Çalıkuşu"ydu...


Binlerce kitabı vardı. Ama bunların arasında bir tanesini hayatı boyunca hatta cephede bile başucundan ayırmadı. Reşat Nuri Güntekin'in ünlü "Çalıkuşu" romanını hep yanında taşır, her gün rasgele bir yerinden acar, birkaç sayfa okurdu. (Çalıkuşu Romanının Muhteşem bir özeti Edebiyat kategorisinde bulunmaktadır)

5. Kabul salonundaki at yavrusu...


Atlardan sonra en sevdiği hayvan köpekti. "Fob" adını verdiği köpeği Gazi'nin yatağının ayak ucunda uyurdu. Hayvanlara düşkünlüğü o dereceydi ki bir gün misafirlerinin de görebilmesi için yeni doğmuş bir tayla annesinin Çankaya Köşkü kabul salonuna getirilmesini bile emretmişti.

6. Tam bir salon adamı...


En sevdiği dans valsti. Müzik zevki çeşitlilik gösteriyordu. Klasik Batı müziği dışında Anadolu ezgilerini de severek dinlerdi.

7. Gömleklerinin tümü beyazdı...


Gömleklerinin hepsi beyazdı. Bu gömlekler ilk yıllarda İsviçre`de özel olarak dikilirken sonra yerli mali kullanma kampanyasına onculuk edebilmek için Beyoğlu�nda bir terziye diktirilmeye başlanmıştı.

8. Dolabında laciverte yer yoktu...


Takım elbiselerinin tasarımlarını hep kendisi çizerdi. Lacivert takım giymeyi sevmezdi.

9. Ölçüleri...


Boyu 1.74 idi. Hayatinin son dönemlerine kadar 76 olan kilosu hastalığının ilerlemeye başlamasıyla 46'ya kadar düşmüştü. 43 numara siyah rugan ayakkabı giyerdi.

10. Rumeli şivesi...


Özenli ve temiz bir Türkçe konuşurdu. Ancak bazı kelimeleri Rumeli şivesiyle telaffuz ederdi.

11. Hazin bir hikaye...


Hayatında bir dönem çok önemli yer tutan Mustafa Kemal'in evlenmesinden sonra hayatına trajik bir şekilde son veren Fikriye Hanım'in mezarının nerede olduğu bilinmiyor.

12. Cumhurbaşkanlığı'ndan sıkılıyordu...


Hayatının çoğunu geçirdiği savaş cephelerinden sonra Cumhurbaşkanı olarak geçirdiği yıllar ona bir tecrit yaşantısı gibi geliyor çok sevdiği halkından ve sade bir vatandaş yaşamından uzaklaştığını düşünüyordu.

13. Papa'nın temsilcisine elbise...


Kıyafet Kanunu çerçevesinde tüm din adamlarının dini kıyafetleriyle sokağa çıkmaları yasaklanınca Monsenyör Roncalli'ye kendi terzisi Kemal Milaslı eliyle bir koleksiyon hazırlattı.

14. Kendisi tıraş olmazdı...


Sabah kahvaltılarıyla arası hiç hoş değildi. Yataktan kalkar kalkmaz odasındaki divanın üzerine bağdaş kurarak oturur günün ilk kahvesini sigarasını içerdi. Bir özelliği de kendi kendine tıraş olmamasıydı.

15. Düzen takıntısı vardı...


Evinde çevresinde hatta konuk olduğu evlerde bile eğri duran eşyaları düzeltmeden rahat edemezdi.

16. Hoş görülü lider...


Köylünün birinin gazete kağıdına sardığı tutumu içmeye çalışırken eli yanmış "Alın bunu kendi içsin" diyerek Atatürk'e küfretmişti. Mahkemeye çıkarılacaktı. Atatürk olayı dinledikten sonra "Onu mahkemeye vereceğinize doğru dürüst sigara içmesini temin edin" dedi.

17. Sigara pazarlığı...


Hastalığının başlangıcında kendisini muayene eden Dr. Fissinger günde kaç paket sigara içtiğini sormuş; Atatürk "sekiz" demişti. Doktor bunu günde bir pakete indirmesi gerektiğini söyleyince gülümseyerek cevap vermişti: "Ben zaten bir paket içiyorum. Bundan sonra bunu sizin izninizle yapacağım".

18. Bu nasıl halkçılık?


Bir sabah milletvekilleri ile trene binmişti. Kondüktörün milletvekillerinden bilet parası almamasına şaşırmış nedenini sormuştu. Trenin milletvekillerine bedava olduğunu öğrenince epey sinirlenmiş, "Ne de güzel halkçılık ama" demişti.

19. Laiklik adam olmaktır!...


İlk mecliste bir oturum sırasında üyelerden biri laikliğin ne manaya geldiğini anlamadığını söyleyince Gazi çok sinirlenmiş ve elini kürsüye vurarak bir din bilgini olan üyeye cevap vermişti: "Adam olmak demektir hocam, adam olmak!"

20. Kurbanları bağışlardı...


Gittiği yurt gezilerinde kendisi için kurban edilen hayvanlara bakamaz böyle durumlarda sırtını döner yada kesilmelerini engellerdi.

21. Yabancı dile merakı...


Askeri lisede öğrenmeye başladığı Fransızca'yı sonraki yıllarda geliştirdi. Zengin bir kelime bilgisi vardı. Konuşurken araya Fransızca sözcükler de eklerdi.

22. Fasulyesine poker...


Kumardan hoşlanmaz ama arkadaşlarıyla fasulyesine poker oynardı. Oyun sonunda kazandıklarını iade ederdi...

23. Kan görmeye dayanamazdı...


Cephelerde düşmanla göğüs göğüse savaşmış biri olarak en ilginç özelliği savaş meydanları dışında kan görünce fenalaşmasıydı.

24. Kulakları duyan tek kişi...


Fransız tarihçisi Herriot Ankara'ya geldiğinde Gazi'nin kulaklarının duyuyor olmasına şaşırmış anılarında bunu esprili bir dille anlatmıştı: "T.C'de bir tane kulakları duyan kişi var onu da Cumhurbaşkanı yapmışlar".

25. Bir ricası baş açtırdı...


Bir gün halk arasında dolaşırken çarşaflı bir kadına rastlamış "Hafız Hanım benim hatırım için başındaki örtüyü açar mısın?" diye sormuştu. Kadın baş örtüsünü açarak Atatürk'ün önünde eğildi ve ellerini öptü.

26. Bilardo ve yüzme...


Sportmen kişiliği vardı. Her gün ata biner, yüzmeye gider ve bilardo oynardı.

27. En başarılı ders...


Eğitim hayatı boyunca en başarılı dersi matematikti. Pozitif bilimlere ilgisi hayatı boyunca sürdü.

28. Yağcılara geçit yok...


Yağcılığa çok kızardı. Bir akşam sofrası da kendisine gereksiz şekilde iltifat eden Abdulhak Hamit'e müdahale etti.

29. Son yılbaşı gecesi...


1937'yi 1938'e bağlayan son yılbaşı gecesini Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras ile baş başa geçirmişti. O gece dolabındaki bazı elbiseleri bakana hediye etmişti.

30. Köşkteki güvercinlik...


Kuşları çok severdi. Çankaya Köşkü'nde özel bir bakıcının ilgilendiği güvercinliği vardı.



Devamı: http://www.yenimakale.com/ataturk-ile-ilgili-bilinmeyenler-ve-duyulmayanlar.html#ixzz1dEdgpoM2

Hiç yorum yok: