Genelde aldığım işleri sıfır hata ile vermeye gayret gösteririm.Ama son aldığım iş oldukça uğraştırdı beni....
Baştan anlatıyorum;
Ara ara işlerini yaptığım bir firma,haftalar öncesinde işi bana gösterip yapıp yapmayacağımı sordu.Şöyle bir baktım,"kolay "dedi firma sahibi."En kolay görünen işler en zorudur"derim her zaman...Yine tekrarladım."Siz yaparsınız"diyerek o zamandan ürünün bana geleceğini kesinleştirdi adeta...
Yaklaşık üç hafta sonra,aniden işi gönderdiler bana...
Oturdum inceledim,inceledikçe inanılmaz zor olduğunu gördüm.Bir kere zincirlerin yerini belirleyen bir şablon hazırlanması gerekiyor.Marka bir firmaya ait olduğu için de iplerin gözükmemesi için,aynı yünden ikinci bir astar kat yapılmış.Dikişler bunun altında kalsın diye...
Kazakların altı boş bırakılmış ki,oradan girip dikilebilsin diye...
Hemen kızkardeşim ve arkadaşının görev aldığı okulların velilerinden bir çoğunu ve bana iş yapan hanımları acilen eve çağırdım.Okulların açıldığı ilk gün,kimse işi almak istemedi.Hem işin zorluğu,hem de kitap ve defterlerin kaplanması konusu hepsini geri çekti...
Verilen süre iki gün!
Çıldırdım!
271 adet ürün,nasıl biter?
Hemen firma sahibini aradım,ve başka biri varsa ona vermesini söyledim...Eminim adamın sesini siz bile duymuşsunuzdur! "Bu saatten sonra ,kimseye veremem""Siz bunu yapmak zorundasınız!"diyor,başka bir şey demiyor.Ben itiraz edip durumu izah ediyorum,ama mümkün değil...
İhale bana kaldı anlayacağınız...
Düşüne düşüne çıldırıyorum...
Kızkardeşim benim bir arkadaşımı hatırlattı bana...
Hemen aradım,fotoğrafını çekip kendisine gönderdim."GETİR" der demez,kardeşimin arabasıyla hemen ona götürdük.
Size yol güzargahını anlatıyorum;
Mal Çağlayan'dan Beykoz'a bana geliyor.Kardeşimle Şişli'ye götürüyoruz,oradan da Gazi mahallesine gidiyor.Çünkü arkadaşımın grupları orada....
Cumartesi günü soruyorum kaç tane yapıldığını,rakam veremiyorlar.Çünkü kimse çabuk yapamıyor....Mal güzel yapılıyor ama süre kısıtlı...Neyse ki zincirleri az alan mal sahibi,geri kalan zincirleri ertesi günü getirdiği için ,iki gün daha kazanmış olduk....Ama ,grup başı,7 kişiye dağıtabildiği işlerin yetişmeyeceğini söyleyince beni düşünün artık.Ama arkadaşım,yedek bir grubu devreye soktu ve malı ikiye bölüp,bir kısmını yakın bir semtte iş yapan diğer gruba yönlendirdi..."Bitiririz" dediler...Ama bende tam üç gündür uyku yok zaten,sabahın köründe arıyorum 100 tane bile bitmemiş....Deli danalar gibi evde dört dönüyorum....
Hayatımda böyle son dakikaları stresli olan işlerin yetişmesini çok yaşadım,ama ürün benim elimdeydi ve yapılışını izleyebiliyordum.Böyle uzaktaki bir malı takip etmek,ilk kez başıma geliyordu....Herşeyden önce,pahalı ve kaliteli bir ürün,kirlenmemeli,sigara kokmamalı ve zarar görmemeli...
Çalınabilir,yanabilir gibi gibi...
Herşey yolunda dediler,ve bitiyor deyince hemen gittim.70 tane eksik dediler Allahım,çıldırıyorum! Nasıl olur diyorum.Daha yeni dağıtmışlar,iki saat sonra toplayacağız dediler....Adam telefonda bağırıyor....
Sonunda,kendi endişelerimle birlikte gelişmeleri tek tek anlattım iş sahibine"lütfen kızmayın ve sakin olun,yapılması gereken herşeyi ben yapıyorum,bundan sonrasını zorlamak hatalı malın gelmesine sebep olur "dedim.Bir süre sonra sakinleşti.
Getirdiğim ürünleri atölye sahibine teslim ettim."Abla bu işi nasıl aldın ve nasıl bu kadar kısa sürede bitirdin "dedi,
Şaşkınlıkla"Nasıl yani?"dedim
"Biz almadık bunu,çok zor bir iş ya" deyince,kendimi en aptal konumda hissettim.
Hele ürünün 15 gündür depoda beklediğini duyunca,kaynama noktasına gelen beynimi sakinleştirmek biraz zaman aldı.Eğer ,o hızla firma sahibinin yanına gitseydim,ciddi problem çıkacaktı...Kavgayı seven bir insan değilim,ama kavga etmektende kaçmam...
Hele tamamını teslim edeyim de ondan sonra konuşayım dedim.
Hemen geri dönüp kalanları alıp gelirken,firma sahibi"Tülay hanım gelip bir görün,nasıl yapılmış,berbat "demez mi?
Beni düşünün artık!
Haklıydı!
Hiç kalıba uyulmamış!
Gelişigüzel uzunlukta zincirlerle tutturulmuş.Toplam 24 adet olan zincir sayısı,8 il 30 arasında değişerek dikilmiş....Arkadaşım geldi,yapılacak bir şey yok.Tekrar geri götürüp ikinci bir riski göze alamadım ... Her zaman feveran halinde olan firma sahib,arakadaşım yanımda olduğu halde"Tülay hanım,sizinle çalışmaktan çok memnunuz,hatta geçenlerde kulaklarınızı tatlı tatlı çınlattık.Tülay hanım bu malı alırsa ne yapar eder bize yetiştirir dedik.o yüzden bu malı size verdik.Ama zamanında teslim etmediğiniz gibi hatalı gelen bu mal,yarına kadar yetişmez ise ben nasıl zarar ediyorsam siz de bundan etkileneceksiniz"dedi....
Tehdit kokusu burnunuza geldi değil mi?
Söylemem gereken"eğer siz bu malı zamanında bana gönderip,süreyi uzun tutsaydınız,hem zamanında organize olurdum,hem de sakin sakin yapardım bu işi.Çünkü şablonu hazırlamak ve zincirleri kesmenin ne kadar zaman aldığını bilseniz böyle konuşmazdınız"sözlerini yutmak zorundaydım. bir mahcubiyet oluşmuştubir kere,iş bilmeyen kadınlar yüzünden...
Sabaha kadar firmada durup herbirini tek tek kontrol edip,70 tanesinde az düzeltme yaparak,tam 271 adet kazak tek tek düzelteceğimi söylediğimde,herkesin gözleri faltaşı gibi açıldı.
"Ben bu işleri sabaha kadar bitirmek zorundayım"dedim.Kimse evini bırakıp gelmedi yardıma...Hatayı ben yapmadım ama sorumluluk bendeydi,yakın bir mesafe olmadığı için kontrol edememiştim.Başta kimse olmayınca disiplinsiz bir şekilde yapılan hatayı tamir eme zorunluluğu bana kalmıştı....
Firmanın kriz anında çağırdığı bayanları ile birlikte 4 kişi sabaha kadar bu işlerle uğraştık.Üstelik altları dikilmiş vaziyette...sabah 11 gibi firma malı teslim almaya gelecek.saat 8 de ,kalite kontrolleri yapılıp,fiyatları asılmış,etiketleri yapıştırılmış,naylonları geçirilmiş halde hazır olması gerekiyordu...
Saat 7.30' da firmadan ayrılırken,hayatımdaki en zor zamanlardan birini daha geride bırakmanın rahatlığını yaşıyordum...
Eğer telaş yapmayıp,oturup kendim yapsaydım,5günde rahatlıkla bitirebilirmişim....
Atölyede etiketleme işleri yapılıyor..
Ambalajlama yapılıyor... Hepsinin yüzleri gülümsemeyle kaplı...O kadar huzurlu iş yapıldı ki o akşam ,sabaha kadar rahat çalıştım...
Tamir işleri yapılıyor... 30 TL için sabaha kadar çalışan bir grup insan olduğunu o akşam öğrendim ...
Fotoğraftaki tatlı kız,nişanlı...Yakında düğünü olacakmış,para biriktiriyor...
Bu şeker kız 16 yaşında,o sabah ayağına sıcak su dökülmüş çaydanlıktan.O halde bütün gün çalıştıktan sonra ,sabaha kadar bizimle çalıştı...Babası içeride ütü yapıyor,o da buradaki işlerle meşgul oluyor....
İlk başlarda gülen yüzler,sabaha karşı yorgunluk ve açlıktan yerini somurtmaya vermeye başladı.Ciddi yorgunluktu...Sanırım hayatımdaki en zor gecelerden biriydi...
Hepsine teşekkür ediyorum...
3 yorum:
Geçmiş olsun, zordur sorumluluk, hele ki başında olmayınca. Neyse ki becerin sayesinde maceranı yorgunlukla kurtarmışsın.
Elinize Kolunuza sağlık Kesinlikle Çok Güzel Olmuş
Wоw, this parаgraph іѕ fаstidiouѕ, mу ѕistег iѕ analyzing such
thіngs, therefore Ι аm gοing to let knoω her.
Mу weblog - click to read more - 1kviews
Yorum Gönder