31 Ekim 2008 Cuma
Çocuklarımız,en büyük hazinelerimiz!
30 Ekim 2008 Perşembe
Ayşem ve Işıl
29 Ekim 2008 Çarşamba
Cumhuriyetimizin 85.yılı HEPİMİZE Kutlu olsun! Nice 85 yıllara.....
Bu konuda Gulteinen'in yazısı çok hoşuma gitti.Okumalısınız....
Bir de BİYO var ki,damardan girmiş...
22 Ekim 2008 Çarşamba
21 Ekim 2008 Salı
Öneri---İkaz--- Yaratıcılık
ÖNERİ
Eğer bir gün ATM makinelerinden bir soyguncu tarafından para çekmeye zorlanırsanız,PIN kodunuzu ters girmeniz halinde (Örn. 1234 yerine 4321.. gibi).Makine parayı veriyor ancak bu arada polis de çağırıyor:))Bu konuyu çok nadir kişinin bildiğini tahmin ettiğimiz için,
mümkün olduğunca çok kişiye bildirelim lütfen ...
Ali ŞAHİN
Em.Eğitim Müfettişi
ANKARA
.........................................................................................................................
İKAZ
1 KASIM 2008 GÜNÜ SABİT TELEFONLARI SUSTURUYORUZ.
BU DEMOKRATİK HAKKIMIZI KULLANARAK BİZİ SOYANLARA EN AZINDAN BİR GÜN BİLE OLSA DUR DİYORUZ.
BU POSTAYI BÜTÜN TANDIKLARIMIZA GÖNDERELİM
UNUTMAMAMIZ İÇİN TEKRAR BİLE GÖNDEREBİLİRİZ.
TÜKETİCİ KORUMA DERNEKLERİNİN ÖNCÜLÜĞÜNDE 1 KASIMDA SABİT TELEFONLARLA GÖRÜŞME YAPMIYORUZ.
BİR GÜNLÜK BU PROTESTO TELEKOMA OLDUKÇA AĞIR BİR CEZA OLACAK.
BU POSTAYI BİR BAŞKA KİŞİYE GÖNDERMENİZ SADECE 2 DAKİKANIZI ALIR.
VE BU 2 DAKİKA BİZLERE ÇOK ŞEY KAZANDIRIR.
ŞİMDİDEN TEŞEKKÜRLER.
Bir ev telefonundan 3.90 YTL lik görüşme yapılıyor. Telefon faturasının TOPLAM tutarı 19.25 YTL oy oy oy bu ne. Bu ne biliyor musunuz? Kış uykusuna pardon kış uykusuna değil koyun uykusuna yatırıldığımızın aslında yattığımızın resmidir. Sabit ücret: 10,43 Ytl.. bu rakam her konuşsanda konuşmasan da faturana yansıtılıyor...
Kdv matrahı : 14.54 bu ne anlam taşıyor vallahi billahi bilmiyorum. Katma Değer Vergisi : 2.62 üsteki kdv ile alttaki sanki aynı biri diğerinin kısaltılmış hali. Neden ikisi de kısaltılmış olarak yazılmamış. Yada ikisi de uzun hali ile yazılmamış Özel iletişim vergisi : 2.18
------------------------------------------------- Toplam uyuma Parası : 19.25 Aslında Telekom Panikte. Çünkü vatandaş uyanıyor. Sabit telefonlar birer birer iptal ediliyor. Bu nedenle reklâmlara başlamış Telekom. Ama yılda 2 milyar dolar kâr yapıyormuş Telekom. .................. Şimdi ünlü komedyen stand-up uzmanı bu özelliğini halkı kandırmak için kullanıyor. CEM YILMAZ bu işten iyi para kazanmışa benziyor. (YENİ NUMARASI 11811) Kontrol ettik, 118 den bilinmeyen bir numaranin ögrenilmesi icin en az 60 saniye gerekiyor. Yani 8 kontor. Baska bir deyisle eski parayla dörtmilyonücyüzyirmibin TL. (4,32 YTL)Bir numara ögrenmek için Lübnanli sirkete bu kadar para ödüyorsunuz. Türk Telekom Soygunu 118 ve 133 e dikkat !.. Turkçede buna resmen soygun hatta dolandiricilik denir. Özel Türk Telekom Servisleri Servis Numarasi ve kontur fiyatlarini okuyun da milletin nasil gizlice soyuldugunu gorun . Bu numaralar 110, 112, 121, 122, 123, 124, 126, 154, 155, 156, 158' 'i ararsaniz ücretsiz 113, 153, 163, 166, 169, 174, 175, 176, 179, 180, 181' 'i ararsaniz 60 saniyede atacak bir kontur icin icin 72.000TL .. (0,072 YTL)185, 186, 187, 188, 189, 114, 117, 119, 130, 170, 171, 172, 173, 178, 182, 183, 184' 'u ararsaniz,15 saniye icin 288.000 TL. (0,288)Simdi SIKI durun !.. 118' 'i ararsaniz 8 saniyede bir atacak kontur icin tam 540,000 TL, v! e 133' ' u ararsaniz 3.6 saniyede atacak bir kontur icin 1.200.000 TL, Dikkat ederseniz bilinmeyen numaralari aradiginizda dakikalarca bekletirler. Sürekli olarak banttan ' hatlarimiz dolu bekleyin' talimati verirler. Buna resmen dolandiricilik denir.. Turkiye''de bilinmeyen numaralari sormanin bu kadar pahali oldugunu Kim biliyor? Insanlarin bilgilenmek icin kullandiklari ve dunyanin her yerinde bedava olan bu kamu yararina hatlarin fahis fiyatlarda olmasi talimatini kim verdi?.Bu yazidan sonra hala bilinmeyen numaralari aramak istiyorsaniz cebinize dikkat edin.
Siz hala 'ALO' diyebiliyor musunuz..? EKONOMIST dergisinde yayinlanan bilgilere göre Ev Telefonlarini Kapatma Zamani geldi. Türk Telekom'un konusma ücreti/dakika 81.400 TL. oldu. GSM sirketlerinde bu rakam neredeyse benzer. 99.846 TL. Evden Cebi ariyorsaniz ödeyeceginiz 407.000 TL . Oysa GSM'den evi ararsaniz dakikasi 297.521 TL. Yeni patron getirdigi 'Milli Güvenlik riski' yaninda Türk Milletini de 'APTAL' yerine koyuyor anlasilan. LUTFEN PROTESTO EDIN. BU MESAJI OLABILDIGINCE YAYARAK YENI FIYAT POLITIKASININ DA BILINMES INI SAGLAYIN...
..............................................................................................................................................
YARATICILIK
20 Ekim 2008 Pazartesi
Duyuru ve ödül...
Kendimi, kırmızı halı üzerinde yürüyen etrafına gülücükler göndererek poz veren,Oskar ödülü almış sanatçılar gibi hissediyorum...
Ne hoş şeyler yapılıyor blog dünyasında...Sürekli zincir olaylarıyla,kopuşlara izin verilmiyor...Sobeler,ortak başlık altında görüş yazıları ve son olarak,arkadaşlığın güzelliğini tescilleyen bir ödül konmuş...
BununAçıklamasını sevgili SUFİ çok güzel yapmış.
Nino, Yaşamın kıyısında ve Zerrin,bana bu ödülü verenler.Teşekkür ediyorum..
Benim sol taraftaki hanemde yazılı oln herkes benim arkadaş olrak seçtiklerim,ve giderek te artıyor...Ama listede on kişi olması gerekiyor sanırım.Ve aynı kişilerin olmaması lazımmış,kural böyleymiş nino'nun dediğine göre...
Şimdi gözlerimi kapatıyorum ve aklıma ilk gelenleri yazıyorum.Hergün uğradığım bloglar geldi gözümün önüne...Kendilerini sık sık yenileyenler.Hemen yazıyorum;
Biyonik kedi (son zamanlarda biraz ihmalkar ama..)
Sevgilerimle...
18 Ekim 2008 Cumartesi
Şaka gibi!
......................................................................
Bay karga konmuş bir dala, koca bir peynir ağzında.
ONUN ÜSTÜ DAHA KiRLiHoca'nın hanımı dere kenarında çamaşır yıkarken bir karga gelip sabunu kapmış. Zavallı kadın :
http://news.bbc.co.uk/1/hi/sci/tech/2178920.stm
17 Ekim 2008 Cuma
İş yerimden manzaralar...
Dayan koca adam! -----Gelişmeler------------
SEVGİLİ ANIL,DİLERİM ARANAN İLİK BİR AN ÖNCE BULUNUR.
gelişmeler..
Yeni yazı yazmamın zamanı geldi di mi..Bi kere böö deyip kaçmak olmaz....Canım özüm benim yerime cvp vermeye çalışıyo ama benimde yazmaya ihtiyacım var içimi dökmem lazım..Nur ablamada çok teşekkürler..Ve Özelikle bize destek olan herkese milyonlarca teşekkürler..Önce Güzel Allahımın izniyle sonra sizin sayenizde aşıcaz bunu...
16 Ekim 2008 Perşembe
Servis keyfi!
Tam 1 saat sürüyordu işe gidişim...
İki vasıtayla gidiş,iki vasıtayla geliş.
10 dakika evden durağa kadar olan mesafe...
Bir de indikten sonra 10-15 dakikalık yürüme sonucunda işe varıyordum...Neredeyse günde 3 saatim yollarda geçiyordu....Yağmur yağdığı gün tam perişanlık anlayacağınız...
Sonra tesadüfen öğrendim ki,durağın önünden servis kalkıyormuş...Hem de iş yerimin kapısında bırakıyor.Binanın altında temizlik şirketi olduğu için,işçilerin çoğu orada iniyor.Dernek başkanına söyler söylemez,hemen ayarladı...
Mesai saatlerim;sabah 10.00,akşam 16.00.
Ama servis saatleri;sabah 7.45,akşam18.00
Hiç önemli değil,nasılsa erken kalkıyorum,daha hızlı davranıp ,yollarda geçen zamanı rahat yolculuk yaparak geçiriyorum.Akşam da,dışarıda üşüyerek yollarda değil de, sıcak yerde,servisin gelmesini bekliyorum.Balkondan bakıyorum,servis gelince iniyorum...Eve yorgun gitmediğim için,öfleyip,püflemiyorum.Hemen ortalığı toplayıp,yemeğe girişiyorum...
Ama saat 21.00 den sonra beni ayakta tutana aşkolsun...Anında nakavt!Gözlerimi açamıyorum...
İçeride televizyon bağırıyormuş,bilgisayarın tuş sesleriymiş,kedilerin "bizi içeri alıınn" diyen miyavlama sesleriymiş,hiç duymuyorum bile....Çocukların yatma saatlerini bile duymuyorum...Ki, ışık çok rahatsız eder beni...
(yaşlılık,yaşlılık!)
Servise binenlerin çoğu,temizlik işcileri...Kimi evlerde çalışıyor,kimi temizlik şirketinde...
Ara ara onların konuşmalarını sizlere aktaracağım.Çok ilginç,ve çoğu gülünesi şeyler...
Benim bulunduğum binada olan firmanın elemanlarının tamamı erkek.Caddeleri süpürenlerden tutun,sitenin çöp arabalarının elemanlarını tamamı neredeyse aynı firmada...Sabah gelirken,çoğu sabun kokuyor,ve hepsinin ellerinde büyük poşetler oluyor.Sanırım iş kıyafetlerini eve götürüp,temizini getiriyorlar.Akşamları da sanırım terledikleri için ve yıkanamadıkları için sürdükleri kokudan,birgün bayılabilirim.Koku sıkınca ter kokuları gidiyor sanıyorlar herhalde...
Aslında hepsinin ellerini yüzünü yıkayıp geldikleri belli...Ama kokuyu sürmekle ne anlıyorlar bilmem...Abartmıyorum,kolanyadan tutun,gülsuyu,hacı yağı ve ucuz(ağır çiçek kokuları olur ya,onlardan) parfüm kokuları...
Bir de şimdiye kadar servise ilk binen bayan benim sanırım,Benden on dakika sonra binenler çok fazla ama,o arada erkek şakalarını duymak zorunda kalıyorum....Kendimi belli etmek için öksürüyorum ya da dönüp bakıyorum ki beni görsünler diye.Ama beni daha önce farkedenler,birbirlerini dürtüyorlar,ve el işaretiyle beni gösteriyorlar...Yani o 10 dakikalık keyiflerine limon sıktım ben ...Streslerini ancak böyle atıyorlardı sanırım ama ,üzgünüm,yapılacak bir şey yok...
Ama yol boyunca gördüğüm yeşillikleri size anlatmam lazım...Beykoz bir cennet,yeşilin her tonunu görüyorum sabah akşam...Ormanlık bölgeden geçiyoruz ,ve inanamazsınız,dallardan sarkan meyveleri tanımaya çalışıyorum.Armutlar bile,zamanı geçmesine rağmen,yaprakları dökülmüş ağaçlardan sarkıyor...Kestane ve mantar toplayan kadınlar toplu halde,dolu poşetlerle dönüyorlar...Ot toplayanlar(madımak gibi),ormanın tüm bereketinden yararlanıyorlar...
Hele yağmurdan sonraki,yeşilin temiz görüntüsünün seyrine doyum olmuyor....Her yer sarmaşıklarla dolu,salkım salkım heryerden fışkırıyor adeta....Site içindeki,kırmızı ve iki renkli sarmaşıklardan kopardım.Evde suya koydum,köklenirse bahçeme ekeceğim.
Acar kent,çok büyük bir yer,sokaklar birbirini aynı olduğu için,adeta bir labirent gibi...Allahtan,caddeler ve sokaklar numaralandırılmış ta,kaybolma riski yok olmuş.Koca bir şehir burası...Evlerin hepsi aynı model ,beş katlı ve havuzlu...Hepsi çok güzel ve güzel bir lüks...Ama içlerinde yalnız yaşamlar görüyorum baktığımda...Bir tanesini söyliyeyim.Anne aşağıda televizyon seyrediyor,çocuğu en üst katta,camlı bölmede bakıcısıyla oynuyor!
Arabası olmayan yok(zaten böyle bir yerde araba mutlaka olmalı,yoksa acil durumlarda vasıta bulmak zor olur).Yaya gidenler,mutlaka sitede bir çalışandır.Çok güzel bir lüks buradaki yaşam,ve özenilecek modernlikte.Ama çok yalnız bir hayat,neredeyse ölü bir kent.
Yani "şekil" ve" öz" .
Ekonomik kaygıların olmadığı bir yer.Aslında lüks müdür bilmem ama bir sadelik kokusu var.
Gerçi daha yeni görüyorum buraları,belki de bilmediğim bir güzellikte komşuluk ta vardır...Ve dilerim vardır,yoksa böyle bir güzellik ancak öyle tatlanır...
Ya!inanmazsınız,yerdeki taşların arasından bile yeşillik fışkırıyor.Arabaların vızır vızır geçmesine rağmen,sanki inadına şekil şekil yeşillik....
Yani anlayacağınız ,yeni bir konu buldum buralarda...Sık sık sizinle paylaşacağım bunları...
Macera başlıyor....
14 !!!!
Sustum.
Hiçbirşey hatırlamıyorum....
Düşününce-Dalıyormuşum...
Dalınca-Kayboluyormuşum...
Kaybolunca-Küsüp,öfkeleniyormuşum.
Öfkelenince de sert oluyormuşum...
Ben,tuhaf bir anneymişim...
Hep benim dediğim mi olacakmış?
Tarhana içmek istemiyormuş!
Hep o öpüyormuş,ben öpmüyormuşum.Ben kızımı daha çok seviyormuşum....
"Eveett,annem beni daha çok seviyor "diyen körük bağırıyor odasından ateşe!
Bende tuhaflıklar başlıyor....
Yan bakışımı seviyormuş...(gelen fırtına hissediliyor ya!)
Herşeye "hayır!" diyormuşum...
Dudağımı yamultmamı seviyormuş..(öfke geliyor ya!)
İkaz edebiyatını duydunuz mu hiç...
Bizim evde keşfedildi!
Dikkat et!
Cevap: Hayır!
Ders çalış!
istediğim zaman!
Şuraya gidilecek!
Hayır!
Şu yapılacak
Hayır!
Yakında bir patlama duyarsanız korkmayın,bizden geliyor olacak!
Ya da,
İMDAAATTTT !!!
Annelikten istifa edeceğim yoksa!
Ah! Sırık!
O kadar uzun olmasan bilirim yapacağımı da...
Neymiş?
Artık 14 yaşındaymış!
Hayat okulu bu yaşta bitiyor galiba...
Ne olmuş?
Ben de 49'um!
"Anne ben seni çok seviyorum".
Bak şimdi!
15 Ekim 2008 Çarşamba
Yoksulluk---Tüm blogların ortak konusu---
14 Ekim 2008 Salı
Nail (Vahdeti) Çakırhan!
Nereye? Fotoğrafın dili....
Mucizeler ne biter,ne de tükenir...
Ama inancımı kaybettim....mi acaba?
Kafamın içi bin kilo!
Soruyorum;
Ülkem nereye gidiyor?
Ya ülkemin askeri nereye?
Cevap;
Ya geçmişe ,Ya geleceğe...
Ama hepsinin cevabı;
Bilinmeyene!
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
YA DA...
Çocuklarımla mutluyum.
Ailemle,arkadaşlarımla,kedilerimle,bahçemle,Kilomla(ha ha ha!) .
Bloğumda,işimde,mahallemde mutluyum.
Daha ne isteyeyim,Nereye gitmek isteyeyim ki?
(Şikayetçiyim Akdeniz,TüTü sana ihanet ediyor!)
Bu yazı Öykü atölyesinin,Fotoğrafın dili(9.Çalışma)için yazılmıştır.
13 Ekim 2008 Pazartesi
Yorum yazarken dikkat!
Edinilen bilgiye göre, türkücü Mustafa Çiçek, Çelikhan Kaymakamlığı’nın 5 ay önce Şehit Şeyho Şişman Lisesi’nde düzenlediği eğlence programında sahne aldı.
Sanık Abdurrahman Büyüktaş, Çelikhan Sulh Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın duruşmasındaki ifadesinde, lokantasındaki bilgisayarını zaman zaman arkadaşlarının da kullandığını, yazıyı kendisinin yazmadığını, kimin yazdığını bilmediğini belirtti.
Yargılama sonucunda, hakaret suçunu alenen işlediğine karar verilen Abdurrahman Büyüktaş’ın 3 bin 500 YTL ceza ödemesi kararlaştırıldı.Kaynak
ADALET !
Lütfen sabırla sonuna kadar okuyun pişman olmayacaksınız....
12 Ekim 2008 Pazar
10 Kasım'a kadar Birer DÜDÜK alıyoruz !!!
FACEBOOKDA 1'DE ANLAMLI 1 SEY ICIN BULUNALIM ONUN UNUTULMADIGNI GOSTERELIM ARKADASLARBU GRUP MADEM BİR ARAYA GELDİ...
11 Ekim 2008 Cumartesi
İtiraflarla gülümseyelim...
Zorunlu öğrenim
Başarılı olmayı, deli gibi çalışmayı, para kazanmayı ve hatta uyumlu biri olmayı öğrendim, gelin görün ki 28 yıldır annemin neye sevinip neye sinirleneceğini öğrenemedim...
Baba cezası
"Büyüyünce ne olacaksın?" diye sorduğum yeğenim, polis olup babasını tutuklayacağını söylüyor. Annesini devamlı gizli gizli sıkıştırıp öptüğü için.
Taşınır mı?
Katıldığım ya da gördüğüm cenaze törenlerinde yaşanan hüznü hissetmek yerine; "Taşınan tabuttaki ben olsam kaç kişi kaldırabilirdi? Bu kadar insan beni taşıyabilir miydi?" düşüncesi aklımdan çıkmıyor. Acilen kilo vermeliyim...
Pasaklı
Üç gün boyunca giydiğim, bir zamanlar kar beyazı olan gömleğime annemin yorumu; "Oğlum siyahları yıkıyorum bunu da atayım mı?" oldu. Sanırım yarın yeni bir gömlek giymeliyim.
Kutsal sipariş
Dua ederken oldukça fakir olan komşumuzun küçük kızının dikkatle kendisini izlediğini görünce sesini yükselterek annemin "Allah'ım sen Asiye'lere ekmek ver, süt ver, bal ver..." demesi üzerine komşu kızından duyduklarım hala düşünceyle karışık gülümsetir beni. "Söyle de yoğurt da versin!"
Sigaranın faydaları
Hayır sevgili kayınvalideciğim, senin sigara içmene karışmamamın sebebi senin sandığın gibi efendi ve anlayışlı olmam değil. Sadece sigaranın zararları konusunda bilim adamlarına çok güveniyorum. Sen yeter ki iç. Çok, çok iç. Benim için hiç sorun değil.
Kış uykusu
Gecenin bir vakti kız arkadaşımı aradım, tam 3 saat boyunca aradım, aradım. Uyuduğunu bildiğim kız arkadaşım en sonunda telefona cevap verdi. “Kış uykusundaki ayıyı arasam cevaplardı, o kadar aramaya!” dedim. “Dişi bir ayı bul o zaman!” dedi. Sustum, susturuldum.
Mutluluk
Bundan 11 yıl önceydi. Osteosarkom, yani eklemlerde görülen bir çeşit kanser olduğumu öğrendim. O yıllarda okuduğum askeri okuldan atılmama, evleneceğimi düşündüğüm kız arkadaşımın beni terk etmesine, hatta tedavi gördüğüm hastanede "hala yaşayanlar" listesinde adımı görmemle birlikte; kendisi kadar büyük yıkımlara sebep olan hastalığımı yendim. Ama hayatımda yaşadığım en kötü anılara sahip olduğum yıllar olduğunu düşünen herkesin aksine itiraf ediyorum; yaşadığım en güzel yıllardı. Çünkü hiç anlaşamayan hatta dört ay öncesine, yani ikinci ameliyatıma kadar boşanmayı düşünen ve sürekli kavga eden anne ve babamın bana destek olma amacıyla hiç kavga etmediklerini gördüğüm ve en mutlu günleri olduğuna inandığım günlerdi. Ben kanserdim ama onlar mutluydu. Ben de bu mutluluğu tekrar görebilmek için tekrar hasta olmayı istediğimi düşünürken buluyorum bazen kendimi ve içim acıyor.
Küs
Ablamın doğumdan sonra aldığı kilolarına şaşırıp, "Abla, bu doğurmuş halin mi?" diye sordum, küstü.
Zamanı geldi
Yolda yürürken gördüğüm "Evrensel Bilimler" tabelasını "evlenebilirler" diye okuduğum zaman, artık babama karşı çıkma zamanının geldiğini anladım
Demokrasi
3. sınıf okutuyorum. İlk hafta sınıf başkanı seçimi yapacağız. Bir gün önceden duyurumu yapıyorum. Seçim günü adayları tahtaya davet ediyorum. 24 mevcudun 22'si tahtada. Oy birliğiyle kurayla 5 kişi belirlemeye karar veriyoruz. Öğrencilerin adını kağıtlara yazıp kutuya atıyorum. Onların önünde kutudan 5 kağıt çekiyorum. 5 aday için oy kullanılıyor. En çok oy alan Emine başkan seçiliyor. Ya da onlar öyle zannediyor. Bilmiyorlar ki öğretmen, aday olmasını istediği 5 kişinin adını yazdı bütün kağıtlara... İşte Eminecik, senin başkanlık öykün de bu. Güzel yurdumda daha ne başkanlık öyküleri vardır kimbilir...
Seni seviyorum
Annemden, babamdan ve kardeşlerimden duyamadım. Evlendim, kocam da bir türlü içten söylemedi. Ama kızıma öğrettiğim ilk cümle oldu; "Seni seviyorum" Şimdi boynuma atılıp "Anneciğim seni çok seviyorum!" diyor ya, dünyanın en mutlu insanı oluyorum.
Anneler hep bilirler
Annem hep; 'Atlet giy, ileride pişman olursun.' derdi. Akciğer röntgeni çektirmeye gittiğimde; 'Sutyenini çıkar, atlet kalsın.' denildiğinde o pişmanlığı gerçekten yaşadım.
Harçlık
Annem, erkek kardeşimin bayram harçlıklarını biriktirip 100 dolar yapmıştı. Bir ihtiyacımız için kardeşimden 100 dolarını borç olarak aldı. Yıllar geçti, annem kardeşime araba aldı, ama hala kardeşim annemin o ödemediği 100 dolarına kafayı takmış durumda. Demek ki bir çocuğun en kıymetli parası bayram harçlıkları.
http://www.itiraf.com/ 'da daha neler var,okumalısınız....
10 Ekim 2008 Cuma
BUNLAR okunmalı....
Aldatmak------Kelime oyunları------
İngiliz kadın “Bana bu acıyı yaşatan kocamı öldürürüm.”
Alman kadın “Kocamın aklını çelen o şıllığı öldürürüm.”
İtalyan kadın “İkisinin de gözünün yaşına bakmam öldürürüm.”
İranlı kadın “Bu acıya dayanamam kendimi öldürürüm.”
Yunan kadın “Bu aşk üçgenine son veririm. Önce kocamı, sonra kadını en son kendimi öldürürüm.”
Amerikalı kadın “Bende aralarına katılırım ahengi bozanı öldürürüm.”
Türk kadın “Benim kocam yapmaz!!”
9 Ekim 2008 Perşembe
Hastaneler tek numara!
444 0 911
TANIDIĞINIZ HERKESE GÖNDERMEYE ÇALIŞIN...
TÜM HASTANELER TEK TELEFON == 444 0 911
Tüm hastaneler Türkiye'nin her yerinden ulaşılabilen tek bir no.da birleştiler.
Cep telefonunuzdan ararsanız bulunduğunuz ilin alan kodu ile aramanız gerekiyor.
Mesela İstanbul' da 0212 444 0 911 veya
0216 444 0 911Bu telefonu aradığınızda en yakın Ambulans olay yerine gönderiliyor.
Kaydediniz...!!!
Teşekkürler tembelisi....