Uzun bir aradan sonra MERHABA!
Sıkıntılı dönemlerimizi atlattıktan sonra,hem iş arayışı içindeydim,hem de kızımın evlilik telaşı içine daldım adeta....
Kızımın sağlığı oldukça iyi.Bir ara beni yine korkuttu ama,şükür,şimdi iyi...
Neden korkuttuğunu hemen anlatıyorum;
Cumartesi günü çalıştığı kültür merkezine gitmek için kapıdan çıkarken,renginin bembeyaz olduğunu gördüm.Son günlerde sürekli"kızım yüzün bembeyaz,dikkat et hastalanma"dediğim için morali bozuluyordu.Hadi bugün demeyeyim diye düşündüm.Kahvaltı yapmasını söylediğimde çok geciktiğini ve işe ancak yetişebileceğini,yoldan simit alıp yiyeceğini söyleyerek hızla kapıdan çıktı.işe gidişi iki saati buluyor bazen.Bir gözüm saatte gazeteleri okumaya başladım.Cep telefonum çaldığında zamanın farkında değildim.Bir bey:
-"Tülay hanımla mı görüşüyorum?"
-"Evet.Siz kimsiniz?"
-"Ben Metrocity'nin güvenlik görevlisiyim.Kızınız burada fenalık geçiriyor."
-"...............????????????????"
Siz olsanız ne hissedersiniz?
-"Kendisiyle görüşebilir miyim?"diye sordum ama kafamdaki soruların hızını anlayamazsınız inanın...
-"Anne!" şükür sesini duydum ya!
-"Kızım ne oldu?"
-"Bilmiyorum,ama bayılmak üzereyim,ayaklarım tutmuyor."
-"Bekle geliyorum.İlk yardım var mı?"
-"İlgileniyorlar anne."
_"Hemen geliyorum."
Evdeki durumumu düşünün.Pantolonumu nasıl giyip,çantamı nasıl aldığımı hatırlamıyorum.Taksi durağının numarasını hatırlayamadım biliyor musunuz?
15 dakikalık mesafeyi nasıl koştum tahmin edersiniz.Resmen turboları çalıştırdım.Uçtum!Nasıl yuvarlanmadım bilmiyorum.Taksiye bindim,çok acil Metrocity'e dedim.Beykoz'dan Levent'e 20 dakikada gidebildik.Yolların açık olması mucizeydi.Yolda aradığımda ambulans çağırdıklarını söyleyince vahim bir şey olduğunu ve benden sakladıklarını düşündüm.
Şişli Etfal hastanesine götürdüklerini söylediler.Ve ambulansı yakaladım .Önde acı sirenlerini çala çala gidiyor ve ben arkada taksideyim.
Hep merak ederdim,bu aracın içindeki hasta yakınları ne düşünüyorlar diye...
Ne gözyaşı akıyor,ne çığlık atılıyor.O sesin yarattığı duygu,sadece korku! Bunu yaşadım ben!
Bir daha yaşamak istemiyorum.Allah kimseye yaşatmasın....
Acilde serum bağlanırken yetiştim yanına.Oturmaya çalışan bir enkaz!
Hastalığı tekrarladı sandım.
Ultrason çektiler,idrar ve kan tahlili yaptılar.
İdrar yollarında iltihap,sistit çıktı, ve regl olduğu için (hep ağrılı başlar)aşırı kan kaybı yaşamış.Bir de kahvaltı yapmadığı için,kan şekeri düşmüş.
İki saat hastanede kaldıktan(serum verdiler) sonra eve döndük.
Ve ben oturduktan sonra kalkamadım.Kendimi o kadar kasmışım ki,ayaklarım hamlanma ağrısı çekti.İnanılmaz bir sıkıntı yaşadım bedenimde.Birden rahatlayınca kaslar allak bullak oldu herhalde.İki gün evden çıkamadım.Zeynebimi de göndermedim.İkimiz bir fidanın güller açan dalı vaziyette evde tedavi olduk.
Sağlıklar düzeldi....
İş olarak,tekrar takı ve aksesuar alanında faaliyete başladım.Bir aydır bir firmanın koleksiyon hazırlıklarında tasarım grubundayım.Hazırlanan onlarca modelden sadece bir kaçı onaylandı.Eminönü,firma,ev derken bloğuma bakacak zamanım olmadı.Maillerime bile çocuklar bakıyordu.
Bu arada,kızım 10 Temmuz'da evleniyor.
Hazırlıklara başlandı.Ben onun hastalığından sonra hiç hareket edemedim.Sağlığına kavuştu ya diyordum.Kilimde bile otursa razıydım. Ama zaman geçip de,herkesin faaliyette olmasına karşın bendeki sakinlik kızımın gücüne gitti sanırım.Yüzü asık dolaşmaya başladı.Yaşadığım üzüntünün bendeki fırtınasını sadece ben hissediyordum çünkü....
Ama şimdi biraz kendime geldim ve hazırlıklara başladım.Ne çok detay varmış meğer.
Güzel telaşlar,ama iş görüşmelerimle çakışınca,yerde miyim gökte miyim anlayamıyorum açıkçası.
Ah,kızım!
Yıllar ne çabuk geçti?
Bir de mezun olduğum lisenin yıllardır düzenlediği,çay ve pilav günlerine katılma kararı aldım bir arkadaşımın ısrarıyla...
Bir organizasyonun içinde olmayalı ne kadar uzun bir süre olmuş....
Çok güzel bir gün geçirdim o toplantıda....
Ama hepimiz bir araya gelince,ihtiyar heyeti oluşturduğumuzu anladım.
Hey gidi yıllar,ne çabuk geçtiniz....