30 Nisan 2009 Perşembe

Hatıralar---Kelime oyunu-Öykü atölyesi

Hatıralarım çok kıymetlidir benim,hele çocukluk anılarım paha biçilmez güzelliktedir.


Çocuk olmayı özledim.

Çünkü bize sunulan herşey kıymetliydi.

Korkmadan,içime saklanmadan,olabildiğince cesur ve sebepsiz sevinerek yaşadım ben çocukluğumu...

Bütün hatıralar,özlemle burnumda tüterken,yazdığım bu yazının içinde kaybolduğumu bilmenizi isterim.

Ekmek arası köfteleri,peynirleri,zeytinleri elimize aldık mı,akşama kadar eve girmek aklımıza gelmezdi...

Mahallede top oynayarak,çelik çomak,saklambaç ve beş taş ile dokuz taş oynamak doyumsuzdu...

Sokakların diliydi satıcılar,biri gider biri gelirdi...Samimiyetin getirdiği sohbetler yapılırdı bu alışveriş sıralarında.En az üç hanım alışveriş için sokakta satıcıların başında toplanır,siyasetten tutun da mahallede olan bitenler ayaküstü aktarılırdı.

Cıvıl cıvıldı sokaklarımız...
Dondurma,sokaktan geçen arabalardan alındığında tatlıydı...

Hergün aynı saatte geçerdi sokağımızdan...Birgün alıp diğer gün almazdık.Bunun hesabını nasıl yapardı canım annem kimbilir,üç kızı da dondurmacının yolunu gözlerken...


Omuzlarında terazi gibi tuttuğu sopaların ucundan sarkan bakraçlardan

satın aldığımız yoğurt tatlıydı..

Tadını o zamanlar da sevmezdim,hala sevmem.Ama bozacının sesini duymaktan hoşlanırdım.

Kış geceleri,özellikle gece 11.00 gibi evimizin önünden geçen bozacının ,o saatlerde,korkmadan nasıl sokakları gezdiğini düşünürdüm sesini her duyduğumda...


Ah!
Bu şekerciler yok mu?
Annemi zor duruma soktuğumuz anlardır şekercinin geçmesi....
Tadına doyum olmazdı...
Belki toz toprak içindeydi,ama çocuklukta insanın gözü bunu görür mü?

Hele horoz şekerin tadını hiç unutmam.Çok şekerli ama hafif mayhoş bir tadı da vardı.Acımsı bir tad bırakırdı damağımızda...Hele o kırmızı renk!

Dilimiz kıpkırmızı olurdu...



Elma şekerini de pek sevmezdim.Ama o görüntüsü yüzünden hep alırdım...
İki ısırıktan sonra,gizlice atardım...Ne müsriflik!



Zerzavatçı!
Pazara gitmekten kurtardığı için,çok severdim ve hemen anneme seslenirdim.Bir çok yemek için cankurtaran gibiydi bu eşek ve atlı satıcılar...


Hallaççı!

Hayranlıkla oturup seyrederdim,o pamukları,sert halinden yumuşak hale getirişini...


Kalaycılar!

Hala çok ilginç gelir bana bu meslek...Tamamen nostaljik etkisi vardır bende...






Birdir bir oynamayı özledim...













Saklambaç oynamayı özledim....









Yakan top oynözledim...




İp atlamayı özledim....

Hıdırellezde mahallede yakılan ateşin üstünden atlamayı özledim.
(AAA,sakın unutmayın!Yarın akşam hıdırellez.5 Mayıs akşamı,dileklerinizi yazıp,bir gül ağacının altına gömmeyi unutmayın)
Anılarımın sonu gelmez benim....
Ama herşey bir yana,en çok da babamla dans ettiğimiz günlerimizi özledim.Bakmayın öyle resimde durgun durduğumuza,pistte bizi döndürerek dans ederdi canım BABAM!
Üç kızıyla dans ettikten sonraki halini düşünün artık....

Şimdi yok yok,ama hiç birşeyin kıymeti de yok....
Değerlerimizi mi kaybediyoruz acaba?
.........................................................
Bu yazı,öykü atölyesinin,kelime oyunları için kaleme alındı...

29 Nisan 2009 Çarşamba

Kadınca yazılar....


Bir konuşma sırasında adamın biri kadının birine sormuş:

-‘Nasıl bir erkek arıyorsun?’

Kadın bir süre sessiz kaldıktan sonra adamın gözlerinin içinebakarak sormus:

- ‘Gerçekten bilmek istiyor musun?’Adam biraz isteksiz,

-‘Evet’ demiş.

Ve kadın baslamış anlatmaya…

-‘Bugün ve bu yaşta bir kadın olarak, bir erkeğe onun benim içinbenim kendime yapabilecegimden fazla ne yapabileceğini soracakkonumdayım.Kendi masraflarımı karşılayabiliyorum; bir erkeğin yada bir başkakadının yardımına gerek duymadan evimi idare ediyorum.Böyle olunca, ‘Sen masaya ne koyuyorsun?’ sorusunu sormakonumundayım.
Adam kadına bakmış. Paradan söz ettigini düşünüyormuş.

Kadın hemen bu düşünceyi düzeltmiş:

-‘Sözünü ettiğim, para değil.Ondan öte bir şey istiyorum. Hayatın her alanında mükemmeliyeti arayan bir erkeğe ihtiyacım var.’
Adam arkasına yaslanıp kollarını kavuşturarak kadından birazdaha açıklama istemiş. Kadın başlamış anlatmaya:
-‘Kendini zihnen mükemmelleştirmeye çalışan birini istiyorum,çünkü sohbet ve zihnen uyarılma arıyorum. Basit bir adama ihtiyacım yok.
Ruhen mükemmelleşmeye çalışan birini arıyorum, çünkü dengesizbir birleşmeye ihtiyacım yok.
Inananlarla inanmayanların bir araya gelmesi felakete yol açar.
Bir kadın olarak yaşadıklarımı anlayacak kadar duyarlı,ayağımı sağlam basmamı sağlayacak kadar güçlü bir erkek arıyorum.
Saygı duyabileceğim birini arıyorum. Ona boyun eğmem içinonu saymam gerekir. Ben ona ne kadar dürüst ve açıksam,onunda bana dürüst ve açık olması gerekir.
Kendi işini , hayatını yürütemeyen adama boyun eğemem.Boyun eğme konusunda sorunum yok… yeter ki buna değer biri olsun.
Tanrı kadını erkeğe eş ve yardımcı olarak yaratmış.Kendine yardım edemeyen adama ben yardım edemem.’
Kadın aklından geçenleri böyle döküverdikten sonra adama bakmış.Adam yüzünde şaşkın bir ifadeyle oturakalmışmış:

-‘Çok fazla şey istiyorsun.’ demiş.

-‘Değerim çok fazla.’ diye yanıtlamış kadın.


Değeri çok fazla olan bütün kadınlara…


......................................................................................................


BİR KADINI AĞLATMAK...
Bir kadını ağlatmak çok zor değildir aslında. Kadınlar her şeye ağlayabilir; bir filme, bir şarkıya, bir yazıya… En az erkekler kadar yani! Ama bir kadını yürekten ağlatmak zordur. Eğer bir kadın yürekten ağlıyorsa, ağlatan onun yüreğine ulaşmış demektir. Ama o yüreğin değerini bilememiş olacak ki ağlatan, gözünü bile kırpmadan teker teker batırır iğnelerini yüreğe!
Işte o zaman koca bir yumruk gelir oturur boğazına kadının. Yutkunamaz, nefes alamaz; çünkü o koca yumruk canını çok acıtır. Gözleri buğulanır kadının sonra. Ağlamayacağım, der içinden. Ama engel olamaz işte.
Çünkü yüreğine ulaşmıştır birileri ve iğneler saplamaktadır.. Bu acıya ne kadar karşı koyabilir ki bir kadın. İnce ince süzülür yaşlar gözünden; önce birkaç damla, sonra bir yağmur seli… Ve kadın ağlar; hem de çok!
Sanmayın ki gidene ağlar kadın! Gidenin giderken koparttığı yerdir onu ağlatan, orada bıraktığı yaradır. O yaranın hiç kapanmayacağını, kapansa bile izinin kalacağını bilir kadın; o yüzden ağlar. Ama bilir misiniz, ağlamak kadınları olgunlaştırır. Her damla, daha çok kadın yapar kadınları. Her damla bir derstir çünkü. Bazen kadınlar ağladığında çoğu insan, ağlama niye ağlıyorsun ki, değmez onun için derler.
Bilmediklerindendir böyle demeleri. Çünkü yürekleri acıyan kadınlar ağlamazlarsa, ölürler. İçlerindeki zehirdir onları öldüren!
Ağlayarak o zehirden kurtulur kadınlar, o irini temizlerler yaralarındaki! Çünkü bilirler, o irin temizlenmezse iltihaba dönüşür yaraları. Dönüşmemesi lazımdır oysa. O yüzden de bolca ağlarlar. Zaman geçer sonra. Kadınlar kendilerine sarılmayı öğrenirler. Umarım öğrenirler, yoksa ruhlar sapkın yollara çarpar kendini. Sapan ruhların doğru yolu bulması da yeni acılar demektir. Bunu bilir kadınlar, o yüzden eninde sonunda öğrenirler kendilerine sarılmayı…
Çok ağlayan kadınlar, bir çok şeyden vazgeçen kadınlardır aslında. Her damla olgunlaştırır kadınları evet ama olgunlaştıkça o safça inandıkları aşk gerçeği onların gözünde küçülür.. Küçüldükçe değerini yitirir ve işte o zaman kendilerine sarılıp, yeni bir kadın yaratırlar kendilerinden. Güçlü, yenilmez, mağrur ve aşka inanmayan…
İnsanlar soruyorlar çoğu zaman neden bu kadar çok bekar kadın var diye; hepsi kariyer derdinde olan. Çünkü inançlarını yitirdi o kadınlar. Zamanında yüreklerine o kadar çok iğne saplandı ki, o kadar çok ağladılar ki! Artık kendilerinden başka bir doğru olmadığına inanıyorlar, o yüzden kendilerine sarılıyorlar. Çünkü biliyorlar ki sarıldıkları adamlar onları hak etmedi; hem de hiçbir zaman! Hep bir çıkarları oldu sarıldıkları adamların. E o zaman niye sarılsınlar ki!
Niye sarılalım ki!
Etrafınızda yürekten ağlayan bir kadın varsa bilin ki olgunlaşıyordur.
Bilin ki, gerçekleri kabul etmeye başlamıştır. Bilin ki, artık aşkın olmadığına inanmıştır.
Bilin ki, sarılacak tek bir doğrusu kalmıştır.
O da kim, ne diye sormayın artık. Çok ağlayan kadınlar, eninde sonunda kendilerine sarılırlar çünkü!
AZİZ NESİN



Bir önyargı yanılgısı daha...

Hani bir başarı öyküsü vardı ya...

Bu da bir başka öykü...
Üstelik inanılmaz bir başarı...

Birinci linki seyrettikten sonra,ikinci linki sonuna kadar izleyin lütfen...

Tam bir külkedisi öyküsü gibi,sanki bir masal...
Buyrun,PaulPotts'un öyküsüne...

http://www.dailymotion.com/video/x2ddur_paul-pott-nessun-dorma_news

Asıl bundan sonrası masal...Sonuna kadar izlemelisiniz...Kraliçenin bile davetlisi oluyor....

http://www.paulpottsofficial.com/gb/

Çok teşekkür ederim Mine'ciğim....

27 Nisan 2009 Pazartesi

ÖLÜM PİYANGOSU MU BU YOKSA!


-"Haydi annem,ben çıkıyorum.Servisi kaçırmadan yetişmeliyim."
-"Hayırlı işler kızım.Allah'a emanet ol."


-"Sağol annem,kendine iyi bak."


Hemen hergün annemle böyle konuşarak evden çıkıyorum.

Kızımla aramdaki konuşma da pek farklı değil...Hatta kızım;


-"Anne karşıdan karşıya geçerken dikkat et,ezbere dalıyorsun yollara."diye tembihler de..(sanki bunu benim söylemem gerekiyormuş gibi gelmiyor mu size de? :-)) )

Üstelik hergün öperek ayrılırız birbirimizden.

Oğlumla telefonda konuşup(öğlenci olduğu için sabah uyurken çıkarım) iyi dileklerimizi birbirimize bildiriyoruz.Her ikimiz de "kendine iyi bak"sözüyle bitiririz vedalarımızı...

Ve hep deriz ki;

-"Akşama görüşürüz."

ACABA?

Görüşür müyüz ?

Hep aklımıza trafik kazaları gelir,ve hep kurtulacağımızı düşünürüz nedense...

Bir keresinde,Eminönü'nde boncuk alışverişine çıkmıştım.Kafamdaki düşüncelerin yoğunluğunu ben bile bilemezken size anlatmam mümkün değil.O zamanlar kızım Kıbrıs'ta,bir yandan onu düşünüyorum,alacak verecek derken,acı bir fren sesiyle irkildim.Kime çarptılar acaba diye gayet sakin bakarken,fren yapan arabanın,dizimin dibinde olduğunu gördüm.Şoför kızgınlıkla bağırıyormuş,onu bile duymamışım.Olayın vehametini düşününce ürktüm.Eğer usta bir sürücü olmasaydı ne olacağını düşünemiyorum bile...Hem özür diledim,hem de çarpmayıp zamanında durabildiği için teşekkür edip,refleklerinden dolayı tebrik ettim.Adam birden sustu.Sonradan bu duruma çok güldüm,hatta güldük.O günden sonra anladım ki(anladık ki) ben dikkatsizce yürüyorum yollarda...Gerçi oldukça düzeldim,artık acele etmiyorum yürürken...

Hadi neyse,diyelim ki bu nedenle öldüm...Burada benim hatamın daha çok olacağı da kesin diyelim...Yani bu tür bir ölüm sürpriz olmaz...

Deprem de artık beklenen bir facia.Nerede yakalayacağı belli olmaz..


Ya bugünkü olaylara ne demeli...

Bugün olan çatışmanın olacağını kim tahmin edebilirdi ki?

Yoldan geçerken aniden gelen bir kurşun!

Ölen iki kişi de evlerinden ,akşama dönecekmiş gibi çıktılar eminim ki...

Hadi biri görevliydi.Çatışmanın içerisindeydi ve bir ihtimal böyle bir olasılık tüm görevliler gibi onun için de geçerli bir neden olabilir diye düşünebiliriz.Asla olmamalı böyle bir şey.Ama terörün amacı , suçsuz inanlara yönelik değil mi zaten?Çok üzüldüm.Kimbilir evden nasıl çıktı?

Ya o çocuğa ne demeli?

Üstelik annesi o kadar da tembihlemiş,olay yerine gitmemesi için....

Merakından öldü o çocuk...

Hepimizin düşündüğü gibi,,,

Bana bir şey olmaz diye ...
Allah,ailelere sabır versin...

Dünkü olayların olduğu görüntülere baktım da,neredeyse,çekirdek çitleyip seyredecekler etraftakiler.Hiç mi korkmadılar,vızır vızır kurşunlar yağarken?Ayrıca neden tüm sokak girişleri kapatılmadı acaba? Düşünemediler mi?Engel olamadılar mı meraklılara...Onları görünce,daha çok kayıp verilmemesi büyük şans...İlginç insanlarız vesselam...


O sokakta oturanlar,özellikle aynı binada oturanların bu gece ne yapacaklarını düşünmeden edemiyorum.

Evlerine girebilecekler mi?

Uyuyabilecekler mi?

Çok zor bir durum.Uzun süre huzur duymaları imkansız geliyor bana...


Manevi hasarı gidermek çok zordur çünkü....

Geçen aylarda,sokakta yürüyen bir genç kızın başına beton saksı düşmüştü...Ölümden döndü...

Hadi bunları da atlattık diyelim.Bir otobüse bindik ve bir turist,ya da Avrupa'dan yeni gelmiş birinin hapşırmasıyla bize ne bulaşabilir dersiniz?


DOMUZ GRİBİ!


Yaaaaa,

öyle sağlam bindik otobüse, demeyin!

Her an ölümcül virüsle karşılaşmamız mümkün gördüğünüz gibi...

İsrail'e kadar gelmiş sayın grip!


Sınırlarımıza yaklaşmış,hızla yayılan bir hastalık ,nasıl önlem alınacak bilemiyorum...Ölümler hızla çoğalıyor.

Daha kenelerden korunmayı öğrenememişken,kuş gribini anlamamışken,bu griple nasıl başedeceğiz bakalım...


Farkındasınız değil mi?

Yaşadığımız her gün için şükreder duruma geldik...

Yine de,ben ben olayım,siz siz olun,evden çıkarken helallaşmayı unutmayın.Ne olur ne olmaz!

Piyangonun böylesine çatmak ta var....

(Bizim eve gelecekse bana gelsin bu piyango...deyip biraz acitasyon yapayım)

Ama asla gelmesin,hiç kimseye...


Allah'a emenet olalım hepimiz...


Karaborsaya düşmeden birer maske edinmeye başlasak mı acaba?



YARIN DAHA GÜZEL OLACAK!

Önyargının yanılgısı....





Akıllı Tv'de tesadüfen gördüm...


Popstar yarışmasını,özellikle Simon Cowel'in tepkilerini sevdiğim için seyretmekten çok hoşlanırım.Daha önce E-2 kanalından izleyebiliyordum.Sonraları işe başlayınca bir türlü olmadı...


Geçen gün,genellikle kamera şakalarının yer aldığı Akıllı Tv'yi seyrederken birden bu görüntü geldi ekrana...Gerçekten çok abuk insanların çıktığını gördüm ekrana ve jüri üyesi olan sanatçıların nasıl tepki vereceklerini şaşırdıklarını,zaman zaman masanın altına girip gülmekten yerlere yattıklarına şahit oldum.Ne yalan söyleyeyim,resimdeki Susan Doyle isimli yarışmacının da böyle biri olduğunu sandım.Kimbilir neler olacak diye seyredeyim dedim...47 yaşında,İskoçyanın bir kasabasında,hiç evlenmemiş,hatta erkek arkadaşı dahi olmamış,20 yıl yatalak annesine bakan bu bakımsız,sanki 5 çocuk annesi görünümlü bu hanım,sanki alay etmek için gelmiş gibiydi bu yarışmaya...Ve tüm salon,jüri üyeleri dahil bu insan hakkındaki izlenimlerini seyrettiğinizde anlayacaksınız.Ama,"I Dreamed a Dream"adlı müzikal şarkıyı seslendirmeye başladığında,tüm salon dahil,jüri üyelerinin ve özellikle Simon Cowel'in yüzündeki şaşkınlık(en çok onun yüz şeklini görmelisiniz,özellikle gözlerinin dolmasını) görülmeye değer...


Tüylerim diken diken oldu izlerken...İnanın açık ağzımı elimle kapatarak,şaşkınlık ve hayranlıkla izledim...


You tube'da izleyenlerin sayısı 30 milyonu geçmiş...


Video aktarımını bilemediğim(beceremediğim) için sadece Link Adresini veriyorum size..


Lütfen izleyin....Ne demek istediğimi anlayacaksınız....


http://www.metacafe.com/watch/2696263/susan_boyle_singer_britains_got_talent_2009/

23 Nisan 2009 Perşembe

Avrupa yakasıııı....


Hep söylüyorum,benim çocuklarım uçuk kaçık diye...
Hele yeğenler bir araya gelince,adeta cümbüş oluyor...
Çakılım ve Ezom....
Muhakkak bir hokkabazlık çıkar bu beraberlikten.
Reklamlardan tutun da,komedi dünyasının tüm karakterlerini canlandırırlar.
Palyaçomu yapmadılar kendilerini,küçük Hüsamettin mi yapmadılar...Anlatamam ...
Sonu yok bunların...
Üşenmezler ve bir ton makyaj yaparlar,tipleri yaratmak için...Sağına soluna yastık doldurup şişmanlatmalar,kıyafetlerimi genişletmeler...
Buyrun Avrupa Yakasına....

Ben Şahika Koçarslanım bebeğim!






AAAAAAAAAAAAAAAAyyyyyyyyyyyyyyy!


En güzel benim....


Terlee-dim HA!



Yoh anam yoh,bu kızdan eş olmaaazzz!



Ş


OYUNCULAR:







Şahika=Çakıl'ım





Dilber=Yeğenim Ezo'm




Burhan=Sırığım



23 nisan KUTLU OLSUN!






21 Nisan 2009 Salı

Sefertası...

Son iki aydır,bizim evde sefertası seferberliği başladı...

Kızım dersanede öğretmenlik yapıyor,dolayısı ile zamanı kısıtlı...Özellikle yemek yemek için vakit bulamıyor,bulsa da mutlaka kuru yiyeceklerle atıştırma şeklinde oluyor.Ya da hiç yiyemiyor.Simit,poğaça,çok nadir olarak döner tarzı şeyler.Yani hep kuru beslenme...Kaç kez midesi bozuldu ve kustu,hatırlamıyorum bile...


Halsizlik ve yorgunluğun getirdiği sinir bozuklukları yaşamaya başladı,çünkü dengesiz bir beslenme sonucundaki olumsuzlukları yaşamaya başlamıştı.Tüm belirtiler onu gösteriyor.Sabah çok erken gitmesi gerektiği için,kahvaltı yapmadan çıkıyor genellikle.
Baktılar ki bu böyle olmayacak,aralarında konuşuyorlar.
Diğer İngilizce öğretmeniyle karar alıyorlar ve üstteki sefertasını alıyorlar.Her hafta biri yemek götürüyor dersaneye.3 çeşit yemek oluyor.Sulu yemek,makarna ya da pilav,yanında et ya da kızartma,bazen yoğurt,ama özellikle salata devamlı...Poşetin içine meyve de koyuyorum...İşte bu kadar...
Hatta eğlenceli bile olmaya başladı.
"-Kızım beslenmeni kapıya koydum".
-"Aman anne,sanki ilkokula gidiyormuşum gibi söylüyorsun."

Ama gerçekten çok iyi beslenmeye başladılar.Bunu gören öğrencilerde okula giderken bunu uygulayacaklardır eminim.
Bir de oğlumun okulunda bunu kabul ettirebilsem,muhteşem olur.
Pazarda sordum,üçlü sefertası 10 TL, dörtlüsü 15 TL.

Tabii modernize edilmiş örneklerden istemezseniz...Onların fiyatlarını bilemiyorum.Özellikle Elektrolux'ün çıkardığı,yukarıdaki yeşil sefertası,kimbilir kaç özelliğe sahiptir.Ama ben kullandığımız sefertasını daha çok tercih ederim.Kullanımı ve temizliği çok kolay...
Artık firmalar,ürünlerinin arasına farklı tasarımlarla sefertasları koyuyorlar.
Ama bunlar ısıya dayanıklılar mı bilemiyorum.

Kızım gerektiğinde,ocakta ısıtabiliyor yemeğini...

Ben de işyerime yemek getiriyorum,ama farklı tabaklara koyarak.Sulu yemeği kaç kez sızdırarak döktüm hatırlamıyorum bile...Bu hafta getirecekti pazarda bu tür şeyleri satanlar...Bir an önce almalıyım...Çok güvenli ,

dökülmeyeceğinden emin olarak getiririm iş yerine...
Benim yaşımda olanlar hatırlarlar,kapaklı bakır sefertasları vardı.Yandaki resimdeki gibi.Yanları vidalı çubuklarla sıkıştırılırdı...Çok kullandık biz onlardan...Çok ağır,ama çok keyifli....
Sanırım Güneydoğu bölgemizde halen üretiliyor bu tarz sefertasları.Büyük bir ihtimalle de,turistlere yönelik hazırlanıyordur,kullanmaya değil.

Bayılırdım onlardan yemek yemeğe...
Annem daha çok babama hazırlardı.Tatbikata giderken yanına alırdı babam.

Bakar mısınız,ne kadar şık bir görüntüsü var.



Çinliler de boş durmamışlar,ahşaptan sefertası yapıvermişler.
Tasarımları bile binalarına benziyor.:-))


Ama çok orjinal ve hoş,içini görmek isterdim.Saklanış biçimini...


Aslında,bu ekonomik krizde,masrafı azaltacak,özellikle öğlen yemekleri için muhteşem bir yöntem.Evden geldiği için steril olacaktır ve düzenli beslenmeyle daha sağlıklı bir toplum haline gelebiliriz...

20 Nisan 2009 Pazartesi

Anneniz acı çekerken,ne yaparsınız?

Tam 1,5 ay oldu!
Biraz inattan,biraz da bizim işlerimizin yoğunluğu nedeniyle,ağrılarını siineye çeken canım annem,artık yürüyemez hale gelince,bizim emrivaki doktor teklifimize artık hayır diyemez oldu.
Diz ağrısı çekiyor.Yürümesine engel olacak kadar ağrısı var.

Son iki hafta,bana gelip kalması için ısrar etmeme rağmen gelmedi.Yemek yapamıyor,çünkü ayakta duramıyor,ama ihtiyaçları için de sık sık kalkması gerekiyor.Bir bardak su almak için dahi mutfağa gidip geldikten sonra gözyaşları içinde kalıyor.Şimdiye kadar kimseye ihtiyaç duymadan ,istediğini yapabilen bir insan için,bir başkasına ,hatta kızlarına bile muhtaç duruma gelmesi ona ağır geldi.Dominant bir yapısı olunca,kendine yediremiyor ihtiyaç duymayı...

Önce gururuna yediremediğinden, inat yapıyordu.Daha sonra,ilgilenmediğimizi ya da önemsemediğimizi düşündüğünden olacak,biraz kırgın,biraz da sinirli"kimseye ihtiyacım yok!Zaten kimsem de yok! diyerek,acısından ne yapacağını bilmez halde,yaşamdan umudunu kesmiş ses tonuyla,tersleyerek yardım tekliflerimize olumlu tepkiler vermiyordu.Ben gidip,tüm yemeklerini hazırladım ki,yapmak için zaman harcayıp acı çekmesin diye düşündüm...Üç kız kardeş konuşup,sırayla doktor ve evine gidip,olaya el koymaya karar verdik.

Önce kızkardeşim,Gata'ya götürmek istedi,O istemedi.Başkent hastanesine gittiler,film çektirip eve döndüler.İlaçları beğenmeyip içmedi.Midesine dokunacağını söyleyip reddettiKardeşimin aldığı iki günlük iznin,bir günü muayene ile geçti.Diğeri evde birlikte oturarak....Koltuk değneği almış kardeşim,düşüp te çözümsüz bir sorun çıkmasın diye...

Kendisinin vazgeçemediği ağrı kesici "Vermidon",ona göre hayat kurarıcıydı...

Daha sonraki günlerde konuştuğumda,Gata'dan randevu isteğimi,daha lafımı bitirmeden geri çevirdi.Zaten bende araba olmadığı için gitmeyi bu nedenle istemediğini biliyorum.Taksi parası vermemi istemediği için,ya ablam,ya da kızkardeşimle gidebileceğini söylüyor her seferinde,benim kırılabileceğimi de düşünmüyor canım annem...'Keşke satmasaydım' dedirtti bana..O,acı çekerken,gururun sırası değil diyorum ve hemen ablamı arıyorum.Ablam ,zorda olsa izin alıp,hemen hastaneye götürmek için evine gidiyor.O kadar çok ağrısı var ki,habersiz gelişine ses çıkarmadan,"Zeynep Kamil "hastanesinin ortapedi kısmına götürüyor(yine Gata'yı kabul etmiyor)...

Oradaki doktoru çok sevmiş,çünkü kendi aklına yatan sözcükler sarfetmiş(benim annem kimsenin bilmediği bir doktor ya!).Teşhis "0stroartrit".Verdiği ilaçları da içmiş...İki saat sonra telefonla,rahat yürüdüğünü bildirdi hepimize...Bir sevinç ki yaşadığımız, anlatamam !

O akşam ve ertesi sabah arayamadım annemi...Nasılsa düzeldi diye....

Ertesi akşam aradım.....

Telefonu açtığında,sanki ızdıraptan ölmek üzere olan bir insanın ses tonuyla konuşması,benim çıldırmama sebep oldu.Sancıdan ölüyor,bırakın su almayı,tuvalete bile gidemediğini söyledi."İlaçlar ayağımı adeta salladı,kas gevşeticiymiş,üstüne basamadım.Zaten mideme de dokundu" deyince,"geliyorum" dedim.Kabul etmedi...Hala,taksiye boşuna para vereceğimi söylüyor.

Beni düşünün artık!

Cinler sülalece toplandılar başıma!

La Havle!

Kızkardeşimi aradım.Hemen izin aldı(bu arada her ikisi de ayrı okullarda 23 nisan sorumluları,yoğunluklarını düşünün).Beni beklemeden adeta anneme uçtu.Artık onun bizi dinleme zamanıydı....Yine Gata' istememiş...Kardeşim de Paşabahçe'ye getirdi.Ben de orada karşıladım onları.Hemen MR çekildi.Üç gün sonra sonuçlar alınacak...Artık buraya kadar gelinmiş,gayet sakin bir şekilde,adeta sıradan bir konuşma tonuyla;"bize gidelim,tekrar git gel olmasın"dedim ,ve başka şeylerle meşgul oluyormuş gibi,sağlık karnesini karıştırmaya başladım.Bakalım ne cevap verecek diye...

"İyi,tamam" deyince,sevinçle başımı kaldırınca,aynadan kızkardeşimin bakışıyla karşılaştım.Bu "ÇAK" anlamında bir bakışmaydı.

"Hemen bir şeyler yiyip,ağrı kesicini alırsın annem" diyerek,anında yılışmaya başladım bile...

Tam 10 gündür bende....

Sonuçlar kötü değil,ama sancı yapanın ne olduğunu kimse bilemiyor...Ağrı,zaman zaman beline kadar vuruyor...Hiç yerinden kaldırmadım.Çok zayıflamıştı.Yemek yapamadığı için,ve sürekli mutfak ve tuvalete gidip gelirken harcadığı güç,onun bitap düşmesine neden olmuş.Tam 73 yaşında...Tüm ihtiyaçlarını ben görüyorum,sadece tuvalete kendisi gidiyor.Koltuk değneğinden destek alıp,zaman zaman dümdüz olan ayağının hali,onun yürümesine ne kadar engel olduğunu bir bilseniz...Dizdeki bir nokta,insanın hayat standartını nasıl da altüst ediyor...

Geceleri,sancıdan ağlıyor.Ben duymayayım diye sessizce gözyaşı döküyor...Gece 3 ten sonra hep ayaktayız...Bazen sarılıp ağlıyoruz birlikte.Çünkü biliyorum ki,aklına birçok şey geliyor o sırada,üzüntülerin de yığılmasına sebep olan bir ağrı çekiyor.

Türkiye 'de tek diyorlar. Prof.Dr.Sabri Narman.

Bir akrabamın eşi...
Önce film ve MR sonuçlarını gösterdim kendisine.Baktıktan sonra,annemi muayene edeceğini söyledi...Yürüyemediğini söylediğimde,biraz düşündü ve eve geleceğini söyledi.İnanın korktum,çünkü kimsenin evine gidip muayene ettiğini hiç duymadım bu güne kadar.Bir şeyden şüphelenmiş olmalı ki,eve kadar geliyor diye düşündüm.

Muayene sırasında ,annem ciddi acı çekti...

KEMİK DEFORMASYON OLMAYA BAŞLAMIŞ....Parantez şeklinde olmadığı için çok şanslı olduğunu söyledi doktor...

İki ilaç verdi,Mide koruyucu ve bu hastalığa iyi gelen bir ağrı kesici hap...Arada "Vermidon "içebileceğini söyledi.Ben istedim ki,sigara yasağı getirsin.Üstelik,görümcem hatırlattı bile...Ama eşi,günde 5 adet içebileceğini söyledi.Eminim ki,tiryakilerin hemen bırakamayacağını biliyor,üstelik böyle hastayken hiç bırakamayacağını.

Teşhis:"Gonartroz"

Dizine buz(içinde mavi jel olan geniş,dizi tamamen saracak şekilde) konulacak,20 dakika durduktan sonra,dizin altına ufak havluyu rulo yapıp koyuyoruz ve bastırıp,ayağını bilekten dize doğru çekerek gergin şekilde beşe kadar sayıp,tekrar yapacak.Tam 50 kez.Buz ve hareket işlemi günde 4 kez yapılacak...

Eğer verilen sürede geçmezse,ufak bir operasyonla,içerideki ödem çekilecek...

Görümcem ve eşi gittikten sonra bizde biraz olsun rahatlama oldu....

Amaaa...

İkinci buz operasyonundan sonra annem,buzun daha kötü yapacağını söyleyip,buz koymadan hareketlerini yapacağını söylemiş olması da en enteresan bir durum oldu!

Buz onu daha çok hasta etmişmiş!

İki gündür buz koymadan yapıyor hareketleri.

Nasıl söylerim enişteme,koskoca profesöre?....Cumhurbaşkanlarına,başbakanlara ve nicesine çare olmuş bir doktora bunu nasıl söylerim?
Sigara içmesine müsade etmiyorum.Bana çok dokunuyor üstelik...Ama camı açıp bir iki tane içmesine müsade ediyorum.Hiç sevmediğim bir şeydir,insanların özgür iradesi üzerinde hakimiyet kurmak,ama bu konuda çok hassas olduğumu bildiğinden o da sesini çıkarmıyor.Ama buz koyup,4 defa,50 şer kez verilen hareketi yaparsa ödül olarak sigara içmesine izin vereceğimi söyleyerek,aramızda muzip bir anlaşma imzaladık...

Bana "GARDİYAN" diyor..
:-))

Sanki ben işteyken hiç içmiyormuş gibi,kendimi avutuyorum bende...

Yine akşamları aynı saatlerde inanılmaz sancı çekiyor ve perişan oluyor...

Sanırım yakında bir operasyon geçirecek...

Çünkü sancılar ne onun dayanabileceği gibi,ne de karşımda sancı çekmesini seyreden benim için adeta bir ızdırap...
Sonuçlandırmamız lazım....
Bu arada neden Gata'yı istemediğini öğrendim.Anneannem ,o hastanede öldüğü için korkmuş.Ya ben de orada ölürsem diye....
.............
Yaşlılığı hiç düşünmeden yaşıyoruz...

Hiç egzersiz yapmadan...

Bakın burada nelerden bahsediyor,okuyalım ....

15 Nisan 2009 Çarşamba

Birlik olmamızın zamanı!


ATATÜRK

kelimesine tıklayın

Sevgili öykü, çok güzel bir sevgi dalgası yaymaya başladı.

Bugün mümkün olduğunca çok insan aynı gün içinde Atatürk yazı ve resimleriyle ilgili bir post yayınlarsa,birlik beraberlik için bir adım atmış oluruz.

Ben de Atatürk'ün hiç bilinmeyen bir yönü ile ilgili bulduğum bir yazı ile katılıyorum bu sevgi dalgasına....

DARBECİ TÜRKAN SAYLAN ASILMALI !


DARBECİ TÜRKAN SAYLAN ASILMALI
Türkan Saylan darbecinin kralıdır!

Saylan’ın darbeciliği yıllar öncesine dayanıyor.

Hastalığına aldırmayın, gözünün yaşına bakmayın. Kaldırılmış olan idam cezasını, sırf onun için yeniden getirin...


ASIN BU DARBECİ KADINI!
MUSTAFA MUTLU


Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan’ın evinde “Ergenekon araması”nın yapıldığını öğrenince şaşırmadım.
Tam “Neden şaşırmadığıma şaşırmış bir şekilde” televizyonları izlerken, sağolsun Mehmet Altan imdadıma yetişti.
CNN Türk’e gelişmeleri değerlendirirken, “Darbeciler elbette yargılanmalıdır” dedi.
Tabii ya, olay bu:
DARBECİ
bunların hepsi!
Hele Prof. Dr. Türkan Saylan’ın darbeciliği yıllar öncesine dayanıyor.
Yaptığı darbeler, saymakla bitecek gibi değil üstelik:


-İlk darbesini lepra hastalığına karşı yaptı bu çılgın kadın! Toplum tarafından dışlanan, doktorların bile ellerini sıkmaktan korktuğu cüzzam hastalarını bağrına bastı. Tıptaki bütün gelişmeleri ülkemize getirerek, binlerce cüzzamlıya hayat verdi. 25 yıl boyunca ülkenin gezilmedik bir karış toprağını bırakmadı ve gittiği her yerde cüzzamlı aradı. Sonunda cüzzama karşı inanılmaz birDARBE YAPTI!

-Cinsel yolla bulaşan Behçet hastalığını da unutmadı. Onlarca poliklinik kurdu; Behçet’e DARBE YAPTI!

Bu hastalıklarla mücadele etmek için dolaştığı Anadolu’da bir büyük hastalık daha keşfetti: Aileler kız çocuklarını okutmuyorlardı.

Hemen kendisi gibi “darbeci” birkaç arkadaşıyla birlikte bir dernek kurdu ve “Anadolu’da Bir Kızım Var, Öğretmen Olacak” kampanyası başlattı...
- Kızlarını okutmak istemeyen babalara DARBE YAPTI!
-“Kardelenler Kampanyası”nı başlattı, tutuculuğa DARBE YAPTI!
-“Bilgi Toplumu Kızları”yla, cahilliğe DARBE YAPTI!
-“Her Kızımız Bir Yıldız” diyerek, kaderciliğe DARBE YAPTI!
-“Geleceği Taşıyan Kızlar” la, geçmişe DARBE YAPTI!
-“Bir Işık da Siz Yakın”la, karanlığa DARBE YAPTI!
-“Geleceğin Doktorları”na destek verdi, tüm hastalıklara DARBE YAPTI!
-Yardımseverlerden topladığı paralarla onlarca okul, yurt yaptırdı; Milli Eğitim Bakanlığı’na DARBE YAPTI!
-Yetişkinler için okuma yazma, meslek edindirme kursları düzenleyerek, işsizliğe DARBE YAPTI!
-Anadolu’daki okulları müzik aletleriyle donattı, sessizliğe DARBE YAPTI!
-Bugüne kadar 70 bine yakın çocuğa burs vererek, yoksulluğa DARBE YAPTI!
-Yakalandığı “amansız hastalığa” aldırmadı, doktor arkadaşlarının birkaç ay ömür biçmelerine inat yaşama sarıldı; kansere DARBE YAPTI!
-O hasta haliyle ülkede olup bitenlere sessiz kalmadı; Atatürk devrimlerine ihanet edenlere DARBE YAPTI!
-Hastalıktan konuşamayacak haldeyken bile meydan meydan dolaşıp tehlikeye dikkat çekti; “laiklik karşıtı eylemlerin odağı” partiye DARBE YAPTI!
-Tüm bunları yaparken çağdaşlıktan, çok seslilikten, demokrasiden ödün vermedi. Gittiği her yerde, “Ne şeriat, ne darbe” diye haykırdı; DARBECİLERE DARBE YAPTI!

***İşte bu yüzden gönül rahatlığıyla haykırıyorum ki; darbecinin kralıdır Türkan Saylan!
Onun evini aratan, derneğinin hesaplarına el koyduran, 70 bine yakın öğrencisinin burslarını ödenemez hale getirenler de...
Onları ayakta alkışlayan Mehmet Altan gibi “demokrasi kahramanları” da haklı!
Hastalığına aldırmayın, gözünün yaşına bakmayın. Kaldırılmış olan idam cezasını, sırf onun için yeniden getirin...
Yoksa bugüne kadar devirdiği karanlıkların, savaştığı hastalıkların hatırı kalır...
Haydi; “Ergenekon Tatili”ne çıkan Sayın Başbakan... Dön Ankara’ya, topla Meclis’i de bitiriverin şu işi!
ASIN BU DARBECİ KADINI!
*****
SIRA!
Dünkü gözaltıları ve aramaları izlerken, aklıma dünyaca ünlü Alman şair ve tiyatro yazarı Bertolt Brecht geldi...
Bir şiirinde aynen şunları yazmıştı:
“Naziler önce komünistleri tutukladılar; komünist değilim diye ses çıkarmadım.
Sonra Yahudiler’i tutukladılar, Yahudi değilim dedim, sesimi çıkarmadım.
Sosyal demokratları tutukladılar, savunmak bana mı kaldı dedim, sesimi çıkarmadım.
Sıra bana geldiğinde etrafta tutuklanmama ses çıkaracak kimse kalmamıştı!”
***Umarım sıra size gelmez!


İdolüm olan Türkan Saylan,hastalığı ile zaten beni üzüntüye boğmuştu...Bir de bu olayı duyunca kahroldum...İnternetten bulduğum bu yazı duygularımı anlatıyor zaten,başka söze gerek yok!

13 Nisan 2009 Pazartesi

Ödül alıp,ödül dağıtmak.....


Ne hoş bir etkinlik....

Ödüllendirilmek!

Çok hoşuma gitti.Sevgili Zerrin,kendisine verilen bir ödülün,doğal olarak kurallarını yerine getirmek için,kendi seçtiği bloglara bu ödülü dağıtması gerekiyormuş.

Bu bloglardan biri de ben olmuşum.Çok hoş...
Çok teşekkür ederim sevgili Zerrin...

Gelelim bu oyunun kurallarına:


1-Ödülü veren kişinin bloğunu yayınlamak...



2-Ödülü verdiğin kişilere haber vermek...


3-Bu ödüle layık gördüğün blogger arkadaşlarını yayınlamak:


Aslında Benim sol sütunumda yazılı tüm arkadaşlarım bu ödüle layık...İsterim ki,hepsinin adını yazayım...

Ama bu kez,bu ödülü, özellikle farklı konuları hedeflemiş bloglara vermek istiyorum.Bilgilendirici,yönlendirici ,hayvansever ve özellikle bilinmeyene doğru yolculuk yapanlardan bahsediyorum....

Buyrun:


1-Her hastasından farklı konular öğrenip,bunları bize aktaran ,inanılmaz ilginç diyalog ve açıklamalar yapan doktorumuzun bu bloğu bende farklı bir boyut etkisi yaratıyor...

2-Bir film seyrettikten sonra,hayatının geri kalan kısmını,Uganda'ya yerleşerek,Afrika'nın güzelliklerini,sorunlarını,iç savaşlarını ve treking maceralarını bize aktaran sevgili Meltem'i,televizyoncuların, hala nasıl keşfedemediklerini anlamış değilim...Bir "Naturally geography" tadını aldığım bu bloğun ileride bir televizyon programı olmasını diliyorum....

http://www.pigmelerledans.com/

3-İnsana saygı,çevreye saygı sloganıyla,yazdığı yazılarıyla,çevremize nasıl özen göstermemiz gerektiğini,tam kurallarıyla anlatan, sevgili mantar pano'ya her zaman minnettar kalacağım...Çevre için önerilen her yazıyı bu blogtan takip edebilirsiniz...

http://organikgida.blogspot.com/

4-Tam bir hayvansever! Tüm barınakların iç yüzünü duyuran bir blog,ve tüm hayvanların sesini duyan bir blogger....Özellikle kedi dilinde konuşuyor.İnanmazsanız buyrun ziyarete..:-)) http://sagirkedi.blogspot.com/

5-Kendi çocuğuna gösterdiği özeni,tüm çocuklarla paylaşan, sevgili Aynur'u yakından tanımanızı çok isterim.Çocukların yemek yemesi için, kolaylık sağlayan tariflerini,şekilleriyle kitaplaştırıp,tüm annelere sunan ,izniyle,sevgili kızım dediğim Aynur'umun ne kadar titiz bir görev aşkıyla çalıştığını biliyorum.Çocuklarınız zor yemek yiyorsa,bir uğramanızı tavsiye ederim.

http://www.neseliyemekler.com/


6-Yazdığı yemek kitaplarının haricinde,verdiği bilgileri,çektiği fotoğraflarla öyle güzel birleştiriyor ki sevgili Tijen,hiç sevmediğiniz bir yemeğin tadına bakmadan geçemeyecek kadar mükemmel bir tad katıyor blog dünyasına....Mutfağında olmak istediğim insanlardan biri...

http://mutfaktazen.blogspot.com/


7-Hayatı tasavvuf gözüyle görmek isterseniz bir uğrayın lütfen....Günlük hayatta yaşadıklarımızın bile,bazen farklı bir adı ve ne kadar derin anlamı olduğunu(anlamak için,çoğunlukla sözlüğe baksam da)görmek beni çok şaşırtıyor.Biliyorsunuz ama adlandıramıyorsunuz ya,işte öyle bir şey...Hergün abonesi olduğum bir blog...

Okuduğum ve öğrendiğim her yeni kelimeyi evde sözcük aralarına serpiştirince,çocuklarım anlıyor:"Yine sufi-saja'ya uğranmış!"diyorlar...

Ukalalar!

Sanki önceden bilmiyordum(!)....

:-))

http://sufi-saja.blogspot.com/

8-On parmağında on marifet olan insanlar,beni daima motive ederler,gayret yüklerler.Hatta başarılarını okudukça,beni ve benim gibi düşünenleri, iterek ilerlettiklerinin farkına varsalar,sanırım yirmiye çıkarır bu sanatçı ruhlu Sema'lar yeteneklerinin sayılarını...Karşıma Geveze kalem olarak çıktı,daha sonra,öykü atölyesi editörlerinden biri olarak,son olarak da renkli tasarımlar adı altında topladığı bloğunda,tasarımcı ve ressam yanını tanıdım...Anneliğini söylemiyorum bile....

Birgün kendisiyle ve annesiyle tanışacağım...

http://www.renklitasarimlar.com/

http://www.oykuatolyesi.blogspot.com/

http://www.gevezekalem.com/

9-Sevgili Esra'nın ,çocuğunun gelişimini bizlerle paylaşmasının yanında,bu gelişim sırasında,tüm çocukların yararlanabileceği önerilerle,bütün annelere yardımcı olduğunu görmek beni çok mutlu ediyor.İleride,kızıma ve oğluma,çocukları olduğu zaman önerebileceğim sayılı bloglardan biri...Gerçek bilgi kaynağı...
http://www.archisugar.com/


10-Çok sık yazmaz....Hatta ayda yılda bir yazar....Sık sık uğrarım ve sinirden çatlayarak çıkarım bloğundan...Kendi kendime,bir daha uğramayacağım derim...Nasıl oluyorsa(alışkanlıktan olsa gerek),haydi bir tıklayayım dediğimde,bir de bakarım ki,yeni bir yazı ve fotoğraf var...Sürpriz dediğim yazısını okumaya başlayınca da,tüm sinirim yok olur...Yaptığı iş profesyoneldir...İşini,taaa en başından anlatmaya başlayınca,sanki binbir gece masallarını okuyormuş gibi hissederim kendimi...Her zaman, içinde arayışlarla dolaştığımız mutfağımızda olması gerekenleri öyle güzel anlatır ki,yumuşak geçişlerle okuduğumuzda,bir de bakmışız ki,eksiğimizi tamamlamışız....

Lütfen Işıl,daha sık yaz....

http://www.hanimis.blogspot.com/

11-Bilmece yazılar ve sürpriz fotoğraflar....Birleşince ne mi olur?

Nerede olsa tanıyacağım bir tarz olur....

Ayşem'ce!

Ciddiyetle yaklaştığınız tüm işlerinizi,gülümseyerek,neşe içinde ,muhteşem bir muziplikle , nasıl bitirileceğini öğrenmek isterseniz bir uğrayın.Ne demek istediğimi anlayacaksınız...

http://pecetedennotlar.blogspot.com/

...................................................................................
O kadar daha blog var ama,şimdilik bu kadar olsun....
Sevgiyle kalın....

8 Nisan 2009 Çarşamba

Narin prenses....



Üç gündür kucağımdan inmiyor,açık bir çekmece ya da dolap görünce,içindekileri çıkarıp,içine sığmaya çalışıyor, yer arıyor...Anlıyorum ki zamanı geliyor,aslında düşününce daha erken diyorum ama haydi hayırlısı...

Özel sepet alıp içini düzenledim ve yatmasını sağlamaya çalıştım...Doğumuna kadar yerini benimsemesi için yaptığım girişimler boşa çıktı...

Hamile olduğunu anladığımdan beri ,çok daha fazla özen göstermeye başladım.Özellikle vitaminli yemek yesin diye hazır mama bile almaya başladım.Bir hafta öncesine kadar kocaman karnı vardı,birden küçüldüğünü görünce şüphelendim.Başka bir yerde mi doğurdu diye...Ama emzirdiğine dair hiç bir iz yok!

Herhalde aldığım mama şişkinlik yaptı diye düşündüm,şimdi alışınca düzene girdi diye ufak ufak tahmini senaryolar yazmaya başladım...

Dün farklı biçimde,sürekli kucağımda olmak istedi.Alıyorum,daha sokuluyor...Bunda bir farklılık var ama hayırlısı...daha en az 15 -20 günü var diye düşünüyorum...Kediler 3 aya yakın bir hamilelik süresi yaşarlar çünkü...Hazırladığım sepeti yanıma alıp onu içine koydum ve sevmeye başladım...Tam iki saat beni yerimden kaldırmadı.Tam elimi üstünden çekiyorum,hemen ayaklanıyor...Anladım ...Oturup beklemeye başladım...

Bir ara telefon çaldı,kalktım.Baktım kıpırdamadı....Konuşmam bitince çay almak için mutfağa gittim...Prensesim ayaklarıma sürünüyor...Eğildim...Ve kuyruk kısmında kan lekesi gördüm!

Hemen sepete koştum,ve zar içinde bir yavruyu gördüm...Ama hareket yok!Tuvalet kağıdı ile şöyle bir çevireyim dedim,daha tam gelişmemiş ölü bir cenini gördüm....Demek ki son günlerde kendi kendine düşük yapıyormuş küçüğüm...Kendisi ufak daha,diğer kediler gibi iri değil...Minyon kaldı...Bu da doğum için yeterli bir gelişim sağlayamamış demek ki...(Üstteki resim üç aylıkken çekilmişti....)


Bizim Gazoz!un aynısıydı yavru kedi...

Benim ellerimle dokunarak tahmin ettiğim sayı beş idi...Sanırım ikisini daha önce düşürdü...Birini de evde...Karnı neden küçülüyor anlaşıldı...Şöyle bir yokladığımda iki tane daha hissettim ama hiç hareket yok....Bugünü de bekleyeceğim,eğer düşürmezse,veterinere götüreceğim....Gereği neyse yapsın...

Keşke bir tane bile olsa sağ doğursa da,sonrasında kısırlaştırırım...

Ufak kediler doğurmakta zorlanıyor demek ki...Bu ilk kez başıma geliyor...Bir yavrusunu doğurduğu köşeye bakıyor,bir bana....

Sabaha kadar koynumda yattı...

Halbuki hep uzak durur,nadiren sevdirir kendisini...
.................................................................................
Ciddi açıklamalarla dolu önerilerin anlatıldığı bu siteyi çok beğendim.

Sokak kedileri için yapılan çalışmaların fotoğrafları...
............................................................
Bu yazıyı dün yazmıştım.Dün gece iki yavrusunu daha düşürdü...Gelişmemiş iki yavru daha...İnanılmaz bir direnç var bu hayvanlarda...Kendi kendilerine başarabiliyorlar...Hemen ılık süt getirdim,kana kana içti prensesim...Yarın veterinere gidiyoruz...

3 Nisan 2009 Cuma

Geçmişten esintiler.....


Çocuklarım ve yeğenlerim,benim eski şarkıları ne kadar çok sevdiğimi bilirler.Ve ne zaman böyle müzikleri yakalasalar bana gönderirler...Bugün bana koca bir liste göndermiş yeğenim.

Sizlerle paylaşayım istedim.Eminim ki birçok kişi benim gibi bu müzikleri seviyordur.

Listede istediğiniz isme tıklayıp dinleyin ve başka dünyalara dalın..


Teşekkürler Ezom....


2.Enrico_Macias_ -_Solenzara http://www.zshare.net/audio/54748317b439f658

3.Caravelli - Goodbye My Love Goodbye http://www.zshare.net/audio/54748439e96e7de7 4.Oscar Benton - Bensonhurst Blues http://www.zshare.net/audio/547485779258a966

5.The Professional - Ennio Morricone http://www.zshare.net/audio/54748718d93095d8 6.Oscar Benton - Different Dreams http://www.zshare.net/audio/547487683b2e1704

7.I know what it is to be young http://www.zshare.net/audio/54748829b608cf75

8.Julio Iglesias Historia De Un Amor http://www.zshare.net/audio/54748886fbc


11.Leonard Cohen - Dance Me To The End Of Love http://www.zshare.%20net/audio/54749123453d5404

12.St__ll got the blues_GARY MOORE http://www.zshare.net/audio/54749229bcb5f0c7


14.poppy family&susan terry jacks! if you go away http://www.zshare.net/audio/547493409e88085a


16. Eagles_-_Hotel_ California_ http://www.zshare.net/audio/55108762c1f4b617

17.DEmis_Roussos_ Good_Bye_ My_Love_Goodbye http://www.zshare.net/audio/551088720fead861

18.DeVittorio_ Paltrinieri_ -_Portofino. http://www.zshare.net/audio/55109033cd282b72 19.Rolling_Stones_ -_Angie http://www.zshare.net/audio/55109171414e8208 20.Jean_Francois_ Michael_Si_ L_amour_Existe_ Encore http://www.zshare.net/audio/55109269c7b29ae4

21.Sharif_Dean_ -_Do_You_ Love_Me_ http://www.zshare.net/audio/55109358506ba35a

22. Guadalupe_ Pineda-Historia_ De_Un_Amor http://www.zshare.net/audio/55109437556a12d1




26.On S_embrasse Et On Oublie http://www.zshare.net/audio/551114154b2d39cc


28.Goran_Bregovich_ Arizona_dreams http://www.zshare.net/audio/55109713aaa53442 29.joe dolan-Lady_In_ Blue http://www.zshare.net/audio/5080214839d0949c


31.Paul_Mauriat_ - _Sympathy http://www.zshare.net/audio/55109895e75cc91b


34.joe_dassin_ -_l_ete_Indien http://www.zshare.net/audio/55110275df2c69a5


36.Frank Pourcel - Concerto Pour une Voix http://www.zshare.net/audio/512049043000b461 37.Jours En France_I Will Wait For You http://www.zshare.net/audio/5120501057e433a7 38.For Elise _Instrumental http://www.zshare.net/audio/512051171e8160bb


40.Nights In White Satin _Instrumental http://www.zshare.net/audio/51205285134ac6ed 41.Love At First Sight _Instrumental http://www.zshare.net/audio/51205334dc81f41c

42. Les Fleurs Sauvages _Instrumental http://www.zshare.net/audio/512053917af47b3c 43.Nadia_s Theme _Instrumental http://www.zshare.net/audio/512054600ba38c81 44.Concierto De Aranjuez http://www.zshare.net/audio/51205566ec645c4b

45.Richard Clayderman - Emmanuelle http://www.zshare.net/audio/512056571e0d133c 46..Richard Clayderman - Theme from love story http://www.zshare.net/audio/512057411c192620

47.all_hang_up_ in_your_green_ eyes http://www.zshare.net/audio/51242318a9b21689

48.Si tu savais combien je t_aime http://www.zshare.net/audio/51242467c86f4dbe


50.Enrico Macias - La femme de mon ami http://www.zshare.net/audio/51242612feaf387f




55.Frank Sinatra - Strangers In Thenight http://www.zshare.net/audio/51242967f9de874e







62.Adriano Celentano - L_arcobaleno http://www.zshare.net/audio/512749194b57e6b0 63.Andy Williams - Where Do I Begin http://www.zshare.net/audio/5127498162022b34 64.CatStevens- LadyD_Arbanville http://www.zshare.%20net/audio/51275049dd7c3f18






70.diana_ross- do_you_know http://www.zshare.net/audio/512754417b7b2397 71.Ghost_theme_ -_Righteous_ Brothers http://www.zshare.net/audio/51275496fa5e1406 72.godfather_theme_ _al_martino http://www.zshare.net/audio/51275564e57aff96



75.sarah_brightman- en_aranjuez_ con_tu_amor http://www.zshare.%20net/audio/55110571884b25ba

76. philippe_sarde_ -_martini_ dry http://www.zshare.net/audio/5159651437e10a14



79.caravelli_ -_ca_narrive_ quaux_autres http://www.zshare.net/audio/5159688460d1c24d 80.Paul Mauriat - Somewhere my love http://www.zshare.net/audio/515972986151d48d 81.Papillon_ Soundtrack_ - http://www.zshare.net/audio/515974110f84e8e3

82.- La Vie En Rose _Instrumental http://www.zshare.net/audio/51597465831390ed 83.Caravelli_ Orchestra_ -_Black_eyes http://www.zshare.net/download/51597567307696b2 84.Frank_Pourcel_ -_El_padrino http://www.zshare.net/audio/51597630fc7cc089 85.caravelli-UN CANTO A GALICIA http://www.zshare.net/audio/51597701e8f09337


87.I Just Called To Say I Love You http://www.zshare.net/audio/51598045d2cd296c

88.nicola di Bari-el corazon es un Gitano http://www.zshare.net/audio/518295549cf2a47d 89.Dean martin - That_s Amore http://www.zshare.net/audio/517874088471958f


91.Frank Sinatra - Singing in the Rain http://www.zshare.net/audio/51787543bb40cd8a 92.Barbara Streisand - I am a Woman In Love http://www.zshare.net/audio/51787615f67b7ef1 93.Marlene Dietrich - Lily Marlene http://www.zshare.%20net/audio/51787669cc547275

94.Janis Joplin - Summertime http://www.zshare.net/audio/517877474ae85d90

95.Edith Piaf -ne me quitte pas http://www.zshare.net/audio/5178780123834385 96.El_Condor_ Pasa_-_Andy_ Williams http://www.zshare.net/audio/51787850af4c5124 97.Leonard Cohen - By The Rivers Dark http://www.zshare.net/audio/51829648fff0674e 98.Coupable _ Jean Fran__ois Michael. http://www.zshare.net/audio/51828828d46fda14 99.Jean Francois Michael - Adieu Jolie Candy. http://www.zshare.net/audio/518289361f138549

100.Julio Iglesias - Por El Amor De Una Mujer http://www.zshare.net/audio/51828997a38f1ced

101.Enrico Macias - L_amour c_est pour rien - Tango http://www.zshare.%20net/audio/51829045dbced0e8

102.Adriano_ celentano_ -I_want_to_ know http://www.zshare.net/audio/5182921795c29e37 103.Julio Iglesias - Un canto a galicia http://www.zshare.net/audio/51829288ab834200

104.Al Bano _ Romina Power - Ci Sara _italian music http://www.zshare.net/audio/518293936ea88487

105. Demis Roussos - My Friend The Wind http://www.zshare.net/audio/5182944939229417 106.Ennio_Morricone_ -_Chi_Mai. http://www.zshare.net/audio/55110693eaaffd2d 107.Oscar Harris - Since I Met You Baby http://www.zshare.net/audio/51876550465271c8 108.Poppy Family - Terry Jacks - Seasons In The Sun http://www.zshare.net/audio/518766337824fd85

109.Toto Cotugno - Lasciate Mi Cantare http://www.zshare.net/audio/51876721476ffa50 110.Toto Cutugno - Innamorati http://www.zshare.net/audio/5187683284a3b88b 111.michel_fugain_ -_une_belle_ histoire http://www.zshare.net/audio/51876924d0cb7786 112.Toto Cotugno - Serenata. http://www.zshare.net/audio/518769932c763f02


113.Tom Jones - I Who Havenothing http://www.zshare.net/audio/51877062aec1ddeb 114.Si_je_tecris_cette_ lettre___ Marc_Aryan http://www.zshare.net/audio/5187711974dcb054


116.Demis Roussos - My Only Fascination http://www.zshare.net/audio/51877326f4a8428c 117.Mi Mandi Rose http://www.zshare.net/audio/51917274cf45eebc

118.A Far L_amoure Comincia Tu Liebelei http://www.zshare.net/audio/51917334f87af207 119.amii_stewart_ -_working_ late_tonight http://www.zshare.net/audio/519173908418c05b 120.Bella Ciao http://www.zshare.net/audio/519174369c2adb4b


122.Adriano Celentano - Susanna http://www.zshare.net/audio/51917532321632a0 123.enrico_macias_ -_aux_talons_ de_ses_souliers http://www.zshare.net/audio/5191757656ac85e9


125.paul mauriat -- L_Avventura. http://www.zshare.net/audio/52104272bb30b15f
126.Chris De Burgh-A rainynight In paris http://www.zshare.net/audio/5210435548beb8c2 127.Bryan_Adams_ -_Have_You_ Ever_Really http://www.zshare.net/audio/521044193e5931e3
128.Matt Monroe - If Inever Sing Another song http://www.zshare.net/audio/5210449705132865
129.Jean Fran__ois Michael - Je Pense A Toi http://www.zshare.net/audio/5210454907b4041c
130.Julio Iglesias - Italian Medleys http://www.zshare.net/audio/52104612dcb277b7
131. Toto Cutugno - Buonanotte http://www.zshare.net/audio/5210470415bc7a58
134.Fausto Papetti - Adagio di Albinoni http://www.zshare.net/audio/52197551660f6604 135.Fausto Papetti - Europa http://www.zshare.net/audio/52197770fafa463c
136.fausto papetti -Summertime. http://www.zshare.net/audio/52198000b598e7b6 137.Fausto Papetti - L_ultimaneve di primavera http://www.zshare.net/audio/52198219dc05a232
138.Fausto Papetti - Il silencio http://www.zshare.net/audio/521984271acc6fff
139.Fausto Papetti - El delf__n azul. http://www.zshare.net/audio/521985538d8de0a9 140.Fausto Papetti - Autumn leaves http://www.zshare.net/audio/52198751005aae0c 141.fausto papetti--Aranjuez mon amour http://www.zshare.net/audio/521989282d458449 142.fausto papetti-- Emanuelle. http://www.zshare.net/audio/52199203a2fa437b
143.Fausto Papetti - Stranger in Thenight http://www.zshare.net/audio/52199386863fff78 144.Fausto Papetti - Forever andnever http://www.zshare.net/audio/5219953439ad4900
145. Fausto Papetti - Fascination http://www.zshare.net/audio/52199680c1db1626
146.Fausto Papetti - Besame Mucho http://www.zshare.net/audio/52199837f9417174 147.Fausto Papetti - Titanic http://www.zshare.net/audio/521999981d23b00c
148 Saxaphone - Kenny G - Feelings http://www.zshare.net/audio/522001569ad6ed29
149. fausto papetti _ richard clayderman - tema de lara http://www.zshare.net/audio/52200296cc046f5d

150.Fausto Papetti Romantic Saxofon Love http://www.zshare.net/audio/52200479dc6e305d 151.fay_sahara_- _touch_me http://www.zshare.net/audio/5276568785180e29

152.Nancy Sinatra _ lee Hazelwood - Summer Wine http://www.zshare.net/audio/5276583367f6ee0d

153.matt_monroe_ -_the_music_ _played http://www.zshare.net/audio/5276592692336c99 154.Paul Anka - You Are My Destiny http://www.zshare.net/audio/527660652b3aa595 155.Neil Sedaka- You Mean Everything To Me. http://www.zshare.net/audio/52766200f558386f

156.Patricia Kaas - La Vie En Rose http://www.zshare.net/audio/527663314809400e 157.Bobby Vinton - Sealed With A Kiss http://www.zshare.net/audio/52766449a844410b 158.Joe_DASSIN_ - _Et_Si_Tu_n_existais_ Pas http://www.zshare.net/audio/52766517a7683cc1


160.NEW YORK_nEW YORK-frank sinatra. http://www.zshare.net/audio/52766752b6f66bd1 161.Johnny Logan - What_s Another Year http://www.zshare.net/audio/52811073671f996f 162.Endless Love _Duet With Diana Ross http://www.zshare.net/audio/5281121659ea919a 163.Tanita_Tikaram_ -_Twist_in_ my_sobriety http://www.zshare.net/audio/52811333088b4d56


165.nicola di bari - cuerpo sin alma http://www.zshare.net/audio/528115788d577941




170.All_hung_ up_in_your_ green_eyes http://www.zshare.net/audio/5281214577c80844 171.Candy_ Girl_Sugar_ Sugar http://www.zshare.net/audio/529239384e5f5ac9 172.Dolly_Dots_ -__Leila_ _The_Queen_ Of_Sheiba- - http://www.zshare.net/audio/52924024ff26cceb

173.Demis Roussos -paloma blanca-- http://www.zshare.net/audio/529240957cb48196

174. Grease_- The_One_That_ I_Want-- http://www.zshare.net/audio/52924184de7e58bc